TARİHTEN İBRET ALMAK BİRLİK VE BERABERLİĞE GİDEN YOL
Geçen hafta camide yaşadığım küçük bir olay, aslında toplumumuzun halini özetliyordu. Zübeyde Hatun Hanım Camisi’nde Cuma namazında hutbe okunurken, uzun saçlı bir beyefendinin sürekli telefonuyla ilgilendiğini fark ettim. Dün, bir cenaze vesilesiyle farklı bir camide karşılaştık, tesadüfen yan yana oturduk. Kendisine, “Geçen cuma hutbe okunurken telefonla ilgilendiniz. Oysa Cuma namazının şartlarından biri hutbeyi dinlemektir,” dedim.
Aldığım cevap düşündürücüydü:
“Atatürk’ü anmayan hocaların hutbesini dinlemiyorum.”
Bu söz, ne yazık ki toplumda giderek derinleşen bir kutuplaşmayı gösteriyor. Oysa Atatürk’ü anmak ya da anmamak tartışmasına saplanmak yerine, onun milletine bıraktığı en değerli miras olan birlik ve beraberlik duygusunu anlamamız gerekiyor. Atatürk’ü anmayan bir hoca da, Atatürk’ü seven bir vatandaş da bu ülkenin evladıdır. Önemli olan, farklı düşüncelere rağmen ortak paydada buluşabilmektir.
Bu arada Kocaeli Müftüsü’nün, tüm Kocaeli ve ilçelerindeki camilerde Atatürk için mevlid okutulması yönünde bir program başlatması, toplumda oluşan bu kırgınlıkları gidermek adına anlamlı bir adım oldu. Bu tür uygulamalar, hem geçmişe saygıyı hem de halkın gönül dünyasında birliği yeniden inşa etme iradesini yansıtıyor.
Tarih bize her zaman ışık tutar. Atatürk’ü sevmemenin sebebi çoğu zaman anlamamaktan, sevmemenin ise önyargıdan kaynaklanır. Onu anlamak için yaşadığı dönemin şartlarını, savaşların yıkıcılığını, yokluklar içinde verilen büyük mücadeleyi görmek gerekir.
Atatürk’ü sevenler, onu bir putlaştırma değil, ülkesine yön veren bir lider olarak sevmelidir. Çünkü o, bir milletin küllerinden yeniden doğuşuna önderlik etmiştir.
Tarihe baktığımızda Osmanlı padişahlarının kardeşlerini öldürmesi, taht kavgaları, savaşlar, entrikalar gibi acı gerçeklerle karşılaşırız. Fakat aynı tarih bize adaleti, çalışkanlığı, bilimi ve birliği de öğretir. Bizim görevimiz, geçmişin hatalarına takılıp kalmak değil, o hatalardan ders çıkararak geleceği inşa etmektir.
Ne yazık ki toplum olarak hâlâ tarihten yeterince ibret almıyoruz. Her dönemde muhalefet, her konuda kutuplaşma… İnsanlar birbirini eleştirirken, ülke kalkınması geri planda kalıyor. Oysa bir ülke, birlik ve beraberlik içinde üretirse, geçmişin acılarını geleceğin umuduna dönüştürebilir.
Unutmayalım ki tarih affetmez ama öğretir. Biz tarihten ders almazsak, tarih bizi yeniden aynı sınavlarla karşı karşıya bırakır.
O hâlde gelin; geçmişe bakarken yargılamadan, anlamaya çalışalım. İyiyi örnek alalım, kötüyü geride bırakalım.
Birlik olalım, çünkü ancak birlikte geleceği inşa edebiliriz.