Meslektaşım ve dostum Hakan AYDIN’ın Milliyetçi Hareket Partisi Merkez İlçe Başkanı olmasından dolayı tebriklerimi ileterek başlamak istiyorum.

Hakan AYDIN’ı mesleğe başladığım ilk yıllardan beri tanırım. Tanıdığım ilk günde de kendini ülkücü hareketin bir neferi olarak tanımlıyordu, bugünde.

Benim tanıdığım o günden bugüne kadar Türkiye’deki siyaset büyük badireler atlattı. Büyük imtihanlardan geçti. Ama Hakan AYDIN’ın duruşu hiç mi hiç değişmedi. O günden bugüne partiler kapandı, yeni partiler açıldı. Partilerin içinden ayrılarak kendine yeni siyasi eksenler çizenler oldu. Ya da o günlerden bugüne iktidarlar değişti, belediye başkanları değişti. Bir çok kimse kendini hep bu değişikliklere göre ya konumlandırdı yada bu değişikliklere göre savruldu da savruldu.

Ancak Hakan AYDIN hep aynı yerde idi ve aynı ihlası ve samimiyeti ile savunduğu değerlerin hep yılmaz bekçisi oldu.

Dönem içinde Necdet Gören Belediye Başkanı idi , ardından Yüksel Ceylan Başkan oldu. 2004 de Alaaddin Yılmaz belediye başkanı oldu ve son olarak 2019’da Tanju Özcan Belediye Başkanı oldu. Hakan AYDIN ise hep aynı duruşunu muhafaza etti. Ne gidenin arkasından küfretti ne de yeni gelene farklı bir duruş sergiledi. Hep ülküsünün peşinde oldu.

Çünkü kendine ait tanımı netti ve nerde durduğunu iyi biliyordu. Buna göre duruşunu hiçbir zaman siyasi partilere ya da siyasi kişiliklere göre değiştirmedi. Ne de siyasetin kendi doğasında oluşan dalgalanmalara göre savrulmadı. ÜLKÜ sünü ve İLKELERİ ni hep muhafaza etti.

Bir çok okuyucumuzun bunu “Zaten olması gereken bu değil mi “ dediğini duyar gibiyim. Evet dediğiniz gibi, olması gereken bu ama, son yıllarda maalesef böyle net duruşu olabilen ilke sahibi insanlar bulabilmek gerçekten çok zor.

Kimisi, değişen iktidarların gücüne göre değişti.

Kimisi, elde edeceği menfaate göre rüzgara yelken açtı.

Kimisi, her gidenin arkasından küfretti. Her yeni gelene “Çok Yaşa Padişahım” naraları attı.

Kimisi, gidenin arkasından “ Zaten sevmezdim. Zaten hiç aramız hiç iyi değildi” dedi ve aslında geçmişine küfretti. Sonra yeni gelene “ADAMSIN”, “ADAMIN DİBİSİN” gibi cıvık söylemlerde bulundu. Yeni gelene methiyeler düzdü. Sonra o da seçim kaybedip gittiğinde, bu sefer onun arkasından küfretti. Yeni gelene yine “ADAMSIN”, “ADAMIN DİBİSİN” gibi söylemleri ile yeni güzellemeler yaptı. Menfaatler ortadan kalkınca , yeni bir savrulma, sonra yine savrulma… Bitmek tükenmek bilmeyen savrulmalar..

Böyle omurgasızların cirit attığı son yıllarda Hakan AYDIN gibi duruşu net, siyasetin dalgalı ve fırtınalı havasına rağmen ilke sahibi olabilen bırakın bir gazeteciyi yada siyasetçiyi bulmak belki insan bulmak zordur.

Bugüne kadar ÜLKÜCÜ hareketin içinde hiç olmadım. Yada bugüne kadar siyasi noktada Ülkücü Hareketle yollarım kesişmedi. Ancak özellikle ülkücü hareket mensuplarının dava şuuruna , ilkesel duruşlarına ve bu noktadaki bağlılıklarına hep hayranlıkla bakmışımdır.

Bu yüzden sevgili dostum , arkadaşım Hakan AYDIN’ ın Milliyetçi Hareket Partisi Merkez İlçe Başkanı olmasını çok önemsiyorum. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin bu görevlendirmesini de kıymetli ve değerli buluyorum. Zira Hakan AYDIN gazeteci kimliğinden ötürü Bolu’nun sorun ve problemlerini geçmişten bugüne bilmekte ve hepsini her detayı ile hatırlamaktadır. Beyefendi kişiliği , ikili ilişkilerdeki esnek yapısı ve gazetecilikte ki tecrübesi ile Bolu’daki siyasete ve Bolu’nun sorunlarına yaklaşımda yeni bir soluk getirecek ve yeni bir pencere açacaktır. Buna inancım da tamdır.

Yolun, bahtın açık olsun Hakan AYDIN..