Hani bir söz vardır Yılandan korkmam, yalandan korktuğum kadar.” diye.

Hani kullanırız ya bazen, lazım geldiğinde. Nasılda asildir, çelik gibi yapar söyleyeni. Şöyle bir dikleşir insan, kasları gerilir yılanı, yalana tercih ederim” derken.

Hatırladınız mı? Ha işte o … Şarkısı bile var Ben Anadolu çocuğuyum” diye başlayan. Bu asil söz hâlâ kullanılır, bazen bilerek, bazen de gelişi güzel ve düşünmeden.

Düşünmeden diyorum çünkü; maalesef yaşadığımız toplumda asaletini kaybetmeye başladı artık süratle.

Sahi, hiç yılan gördünüz mü ansızın karşınıza çıkan? Üzerinize doğru gelen kara bir yılanla göz göze geldiniz mi hiç? Korkmadınız mı sahiden.

Hiç kıpırdamadan durabildiniz mi karşısında cesurca ?...

Sükutunuzu duyar gibiyim sanki… Valla hiç eğilip bükülmeye yok. Duman çıkmıyorsanız kaçarken gene iyi.

Peki yalan gördünüz mü hiç? Renk renk.Çeşit çeşit..Hani yılandan daha çok korkulan.Ha! gördünüz mü?

Mutlaka işitmişsinizdir birilerinden. Belki de aynadakinden. Peki ne oldu tepkileri, yatsı vakti gelince? Korktular mıhakikaten yılandan daha çok?

Ter çıktı mı sırtlarından.? Yoksa gülüp geçtiler mi gözünüzün içine baka baka?…

Kendini bilen ve saygısı olan kişileri tenzih ederim ama, yılanlardan daha çok, yalanları evcilleştiren bir çok insan var artık günümüzde. Korkmak şöyle dursun, yüzler bile kızarmıyor artık karakter yerlere serilince.

Günümüzde maalesef çocuklukta başlıyor yalan. Evde, okulda, sokakta ve birçok yerde kendini gösteriyor bu illet. Hem de normalmiş gibi algılanıyor artık.

Ve yalancı” diye itham edilmek, etkilemiyor artık çoğunu.Hakaret etmek için bile yetmiyorartık bu kelime.

Yaptığı ticaretin maliyetini şişirendentutun da, vadesi gelmiş borcuödememek için yok” diyenler,gördüğü bir olayı görmedim”, görmediğini de gördüm” diye iftira atanlarveya boş vaatlerle insanları kandıranlarbunun hesabını vermeyeceklerini mi sanıyorlar?

Nüfuzunukullanarak veya yalan yere çok acil” diyerek,kuyrukta sıra bekleyen birçok insanı atlayıp önüne geçenler kul hakkı yediklerinin farkında mıdırlar sizce?

Tutanlara laf yok ama, verdiği sözü tutmadığı için kendini paralayan birine şahit oldunuz mu?

“Benim sözüm senettir diyerek, bırakın sözü,verdiği senedi bile ödemeyen veya sözüne emanet” kutsallığı atfedip, emanete hıyanet edenlerin sayısı az mıdır gerçekten?

Hani; İmanla yalan bir arada durmazdı. Ne oldu da, işler yalanla yürümeye başladı. Yalan söyleyerek insanları kandırmak nasıl bu kadar basitleşebildi.

Basitleşmek şöyle dursun aksine alkışlanır, takdir edilir hale geldi. Adına da kurnaz, uyanık ve ya işini bilir” dendi.

Yani; yalan dolan iş yapanların kazandığı dünyalık, nasıl kazandığı”nın! önüne geçti.

Hani İslam üzereydi özümüz, sözümüz.

Hani; “Bizi kandıran bizden değildir.”diyen bir Peygamberinümmetiydik.

O halde biz kimdeniz ki? Muhammed(sav)den değilsek?...

Vah! ki vah o zaman, yalan bulaşığı ile kirlenmiş tüm sözlerimiz için.

Vah! ki vah o zaman, Kandırarak kendimize devşirdiğimiz kul hakları için.

Vah! ki vah o zaman, Bu devirde herkes yapıyor” cahilliğine saplandığımız için.

Ve dahi; hâlâ vakit varken tövbe edip, yılandan daha çok yalandan korkmadığımız için vah ki vah...

15-Haziran-2020 Ümit YAVUZ