Uyku düzenim bozuk.

İlacımın dozunu artırmama rağmen, tansiyonumu kontrol edemiyorum

TV izleyemeye çekiniyor, sadece güvendiğim birkaç haber programını  izliyor, bırakıyorum.

Sosyal medya asabımda gedikler açıyor.

Teslimiyet inancım, kederlerimin sırtını sıvazlıyor. 

Sabır, ıstırabımın yükünü almaya uğraşıyor.

Bitse de gitsek gibi bir psikolojinin içinde ve bir nihayetin kapı aralığından bakar gibiyim. 

Allah depremi yaşayanlara, acısı, kaybı, korkusu olanlara; güç kuvvet, sabır ve dayanma gücü versin.

XXX

Fotoğrafı da var, çekilmiş videosu da.

-         “Adamı balkonda sigara içerken yakaladım. Dayının biraz kafası kırık çıktı.”

-         “Aramızda şöyle bir sohbet geçti” diyor paylaşımın sahibi..

-         Amca neden oradasın hala ve evin ağır hasarlı..

Dairesinden çıkmamak için direnen adam,

-          “Yaşayacağımı yaşadım,  ….im böyle hayatı ne salgını bitiyor ne depremi”  

Sonra ibretlik bil f ediyor…

-         “Bina çökerse benimle zaman kaybetmeyin”

XXX

Bu mental yorgunluğun, bu moralsizliğin, bu yükün altından nasıl kalkılacağına dair hiçbir fikrim yok.

Seksen beş milyonun elini, ayağını, bedenini, kalbini yüreğini, dualı ellerin semaya yükselişini görüyorum.  

Bu destansı dayanışma, bu muazzam birliktelik ve insan olma bilinci her yönden gururumuz oluyor.

Öte yandan;

Boluspor, Düzcespor yardım ve destek karşılaşmasında Bolu Atatürk Şehir stadında depremden etkilenen on bir ilin plakasında tüm stadın “BURDA” diye tezahüratında kendimize geliyoruz.

Bu sesleniş, bu dostluk ve destek karşılaşması et tırnak olan Bolu ve Düzce şehrine, bana, bize, hepimize iyi geliyor.

XXX

Sosyal medya saçmalıyormuş; umurumda değil..

Birilerinin ağzından çıktığını kulakları duymuyormuş; aldırış etmiyorum.  

Millet kelimesini mottosuna yalancıktan yazanları, bu necip millet, ittifakla kalplerinden çoktan kazıdı bile.

Afad ile Ahbap’ı karşı karşıya getirenleri,

Afetlerde bir rövanş alma hastalığına tutulanları, siyasi oy devşirme planları yapanları, uygulayıcılarını, kötü insanları, zavallıları,

Yalan, fitne ve fücur ile kafa karıştıranları bu millet gönüllerindeki mikserlerinde öğütecek, un ufak edeceklerdir.

Depremin sıcak günlerinde

-         "Burada devlet yok",

-         "AFAD çalışmıyor",

-         "Yardımlar yerine ulaşmıyor"

Algısıyla kara propaganda yapanlar, uluslararası operasyonların maşası olmaya her zamankinden daha fazla özeniyorlar.

Devletin resmi kurumlarını "değersiz" kılıp, "Ahbap ve BaBaLa"yı bu konuda lider kılmak isteyenlerin tehlikeli oyunu; Madonna ile iyice su yüzüne çıktı diyebilirim.

Madonna’nın Ahbap’ı önermesi tesadüf olabilir mi?

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin AFAD’ı, KIZILAY’ı dururken; bu anlaşılır bir şey mi?

XXX

Koca koca adamlar;

Bakanlık yapmış, Belediye Başkanı seçilmiş zevatlar, bir vesile ile devlet adamlığı yapmış şahsiyetler

-         “Devlet yok, devlet nerede” arsızlığını yaşıyorlar.

Devlet düşmanı gibiler…

Okumuş ama nereden baktıklarını  nereden öğrendiklerini bildiğim/bilmediğim o meşum insanlar

-         “DEVLET YOK”

-         “DEVLET NEREDE” diyerek sanki bir galeyanın fitilini ateşlemeye çalışıyorlar.

XXX

Peki “DEVLET” nerede mi?

-         Devlet benim, kalemim.

-         Devlet benim kalbim, yüreğim.

-         Devlet benim, derdim, tasam, sevincim.

-         Devlet benim, şarkım, türküm, ilahim.

-         Devlet benim,  abim, ablam, annem, babam, ninem, dedem, bacım,

-         Devlet benim,komşum, hısımım, akrabam.

-         Devlet benim, gelinim, damadım, dünürüm.

-         Devlet benim, enkaz altında yatanım, yaralım, maralım.

-         Devlet benim, şehidim, şahidim.

-         Devlet benim, yetimim, öksüzüm..

-         Devlet benim, gururum, kahramanım.

-         Devlet benim, şanlı bayrağım, toprağım ve vatanım..

-         Devlet benim,  kınalı kuzum, Nene Hatunum, Uzun Mehmed’im, Ulubatlı Hasan’ım,

-         Devlet benim, polisim, askerim, memurum, işçim, iş adamım, doktorum, hemşirem, hemşerim,

-         Devlet benim, okulum, medresem, inancım, kültürüm, 

Bilmem anlatabildim mi? O kalın kafalarınıza girebildim mi???

XXX

Bu devlet yok diyen, Afad’la, Ahbap’ı tokuşturan, depremden, afetlerden medet uman, afetleri kendi siyasi emellerine malzeme yapan sosyal fay kırıkları ile uğraşmak zor mesele.

Onların sosyal sarsıntılarını ölçmek kabil değil..

Her şeye rağmen millet olarak büyük bir yardımlaşma ruhu inşa ettik.

Arsızı, hırsızı, kötü kalpliyi, yalanı, riyayı öteledik.    

Organize iftira cephesi büyük hezimete uğradı. 

İyilik yarışçıları ipi göğüslemek üzereler.

Onlar;

-         "Yeterli yardımı yaptım mı? Daha neler yapabilirim?" diyen bir iç sesin peşindeler..

Derdimiz, tasamız, muradımız; bu iyilik hareketine sarılmak, pınarında yunmak olmalı.

Ne öğreneceksek, ne ders çıkaracaksak bu iyilik hareketine, bu dayanışma kültürüne muhtacız…