HOLLANDA'DA 23 NİSAN

Artık çevreyi tanımıştım. İlk göreve başladığımda haftanın iki günü 25 km uzaklıkta Beverwijk şehrinde, İki günü de Alkmaar şehrinde çalışıyordum. İki şehirden de bütün hafta çalışmam için teklif geldi. Alkmaar şehrinde 4 öğretmen arkadaşla çalışıyordum, Beverwik'te tek çalışıyordum. Alkmaar şehrini çok beğenmeme rağmen, hiç öğretmen olmaması, çocukları öğretmensiz bırakmamak için tercihim Beverwijk oldu. Değişik mahallelerde, değişik okullarda, her okulda en az 15-20-30'ar gibi sayılarda Türk çocukları vardı. Eğitim şefi ayrı ayrı okullara gitmen zor olur, biz otobüsle çocukları merkezi bir yere toplayalım dedi. Benim düşüncem farklı idi, kendisine çocukların olduğu okullara ben gideyim, değişik model okullar var, o okullarda çocukların başarı durumuna benim etkim ne olabilir sorusunu sordum, birkaç fikir verdim, çok beğendi. Evet Türk velileri okul ilişkileri önemli yardımcı olabilirsin dedi.

Velilerin de onayladığı, 6 okuldan ikişer veli seçerek 12 kişilik okul aile birliği oluşturdum. Ayda bir toplantı yapıyorduk. Okul aile birlikleriyle çok güzel çalışmalarımız oldu. 1982 de ilk defa 23 nisan egemenlik ve çocuk bayramını öğrencilerimle ve okul aile birliği ile kutlayacaktık. Çalışmalara üç ay önce başladık, önce yer ayarlamamız gerekiyordu, nerede yapılacaktı? Herkes fikrini söyledi, halkevi, okulun salonu. Benim gönlüm tiyatroların, konserlerin, konferansların yapıldığı, eski adı Nieuwe Slof, şimdiki adı Kennemer Tiyater'da yapılmasından yana idi. Niçin orası? Benim öğrencim o büyük salonda programını sergileyecek, büyüyünce oralarda konferanslar verecek, o sahnelere şimdiden alışıp, bu ülkenin kadrolarında yer alacak. Benim işçi kardeşim o koltuklara layık, Hollanda ekonomisine katkısı olmuş, iş yerlerinde, bazıları kolunu kaybetmiş, kimilerinin midesinin yarısı alınmış, iş kazasından ölenler bile olmuş. Balıkta çalışan Türk kadınlarını, kokuyorsunuz diye bir zamanlar otobüse bile bindirmediler. İşte 23 Nisan bizim bir araya rahat gelebilmemiz için bir fırsat oldu.

Okul aile birliği ile birlikte tiyatro müdüründen randevu aldıktan sonra randevu saatinde bir araya geldik. Kahveler geldi, Türkiye üzerine sohbetler yapıldı, bayramın önemi ve geleceği anlatıldı, tiyatro müdürünün bay Buring'in hoşuna gitti. Bize bir yıl önceden kiralamamız gerektiğini, tesadüf Mayıs'ın ilk pazarına boş yer olduğunu söyledi ve kiraladık.

Artık öğrencilerimle programı hazırlamaya başladık. Programdan önce salon Türk ve Hollanda bayrakları ile donatıldı. Sahneye sağ tarafta Türk bayrağı ve sol tarafta büyük Hollanda bayrağı tam ortasında Atatürk'ün portresi asıldı. Onun altında Atatürk'ün sözü ‘BUGÜNÜN KÜÇÜKLERİ, YARININ BÜYÜKLERİDİR' pankartı takılıydı.

Çok gururlandık. Öğrencilerimle hazırladığımız Programda: İstiklal marşı, bayramın mana ve önemi açılış konuşması, şiirler, skeçler, Nasrettin hoca, Keloğlan, programa davet ettiğimiz profesyonel folklor ekibi, program arası ve sonu sahne aldı. Anneler babalar ve vatandaşlarımızdan gelen mutlu ve sevinçli, duygulu reaksiyonlar bizleri çok sevindirdi. Programın arkasından gelecek yılın yerini ayırttık.

Okul aile birliği ile değerlendirme yaptık çok şükür başarılı idik. Gelecek yılki programa Hollandalı okullarla birlikte kutlamak için okul müdürleri ile hem fikir olduk. Defalarca birlikte yaptığımız programlarda salon tıklım, tıklım doldu, gazeteler programla ilgili çok güzel yazılar yazdı. Hollandalı çocuklar playback yapıyorlar ve onların yanında ben zor olmasına rağmen iki dilli, hep kültürümüze dayalı program yapmaya çalıştım. Unesco 1991 yılını bütün dünyada Yunus Emre Sevgi Yılı olarak kutladı. Yunus Emre anısına öğrencilerimle , o yıl Yunus Emre'yi, Mevlanayı ,Hacı Bektaş veliyi canlanlandırdık. Ben Hollandaca, Türkçe Yunusun, ‘İLİM İLİM BİLMEKTİR, İLİM KENDİN BİLMEKTİR, SEN KENDİNİ BİLMİYORSAN, BU NİCE OKUMAKTIR.' ‘YETMİŞ İKİ MİLLETE BİR GÖZ İLE BAKMAYAN ŞARTIN EVLİYASI HAKİKATTE ASİDİR.' ‘YARADILANI SEV YARATANDAN ÖTÜRÜ.' ‘GELİN TANIŞ OLALIM, İŞİ KOLAY KILALIM, SEVELİM SEVİLELİM, BU DÜNYA KİMSEYE KALMAZ.'

Hacı Bektaş Veli'nin ‘'BİLİM, GERÇEĞE GİDEN YOLLARI AYDINLATAN IŞIKTIR.''

Mevlana'nın ‘'GEL, GEL, NE OLURSAN OL TEKRAR GEL,İSTER KAFİR,İSTER MECUSİ, İSTER PUTA TAPAN OL YİNE GEL,BİZİM DERGAHIMIZ,ÜMİTSİZLİK DERGAHI DEĞİLDİR,YÜZKERE TÖVBENİ BOZMUŞ OLSAN DA YENİDEN GEL.'' Sözlerini büyük kartonlara yazdım. Program sonu Hollandalılar ,Yunus Emre ,Mevlana ve Hacı Bektaş hakkında sorular sordular, yoğun ilgi vardı.Telefonlarını aldım,Türk İslam federasyonu Yunus Emre yılı için iki dilli kitabını yayınladı,telefonunu aldığım kişilere gönderdim.

Hollanda'da insanlar, otobüs duraklarında beklerken, trende yolculuk yaparken çoğunun elinde kitap ,okuyorlar. Meraklı insanlar, müdürlerle ,öğretmenlerle, Türk çocuklarının evlerini ziyaret ediyorduk, ziyaretten önce Türk kültürü hakkında bilgilendirme yapardım, Hollandalılar evlerine ayakkabı ile girerler, Türk evine ayakkabı ile girilmez, evde kolonya dökülür gibi. Ev ziyareti yapanlar şimdi ayakkabısız evlerine giriyorlar.

2005 te Antalya'ya 5 yıldızlı otele tatile gitmiştik, orada İngilizler, Hollandalılar, yabancılar vardı, otelde turistleri eğlendirmek için İngilizce animasyon yapıyorlardı. Program sonunda animasyon yapan gençlerin yanına gittim, Hollanda'da ,Nasrettin hocaya, Yunus Emre'ye, Mevlana'ya Keloğlan'a, Hacivat Karagöze, büyük ilgi duydular, ülkemizle ilgili programlar yaparsanız kültürümüzü satmış oluruz . Bu insanlar sizin yaptığınızı, kendi ülkelerinde alasını yapıyorlar dedim, saygı duydular, hiç düşünmemiştik dediler. Çocuklarımıza böyle Dünya'ya örnek olacak bir bayramı hediye ettiği için ,her zaman ATA'mızı saygı ile selamlıyorum.