İnsanoğlunun ve tıbbın aciz kaldığı şu günlerde inançlı insanlar için dua edip önerilen tedbirleri alarak sabır ile beklemek en doğrusu değil midir?

Dünyayı saran virüs Avrupa ortalamasına göre en son bize geldi, vakalar ve maalesef ölü sayımız her gün artıyor, devletimiz ve bakanlarımız insanüstü mücadele verip bu salgından en az hasarla çıkma gayretindeyken bireyler olarak biz ne yapıyoruz?

Karanlık dehlizlerde yaşayan, işleri fitne ve fesat olan modern adıyla trol diye adlandırılanların dertleri nedir anlamıyorum

Sabır ve dua tavsiye edildiğinde anında saldırmaya başladılar.

Ne istiyorsunuz? Elimize taş alıp sokağa mı çıkalım? Toplumumuzu virüs değil bu yalanlar öldürüyor farkında değil misiniz?

Virüs yok deniyor inanmıyorlar, olduğu bildiriliyor dünya bankasından para almak için açıkladılar diyorlar, en yetkili ağız gün be gün durumu aktarıyor onlar hayali kuzenlerinin bildirdiğini yayıyor devletine milletine inanmıyor.

Yok, kuzenim İdlib de asker o söyledi yüzlerce şehit var… Yok, kuzenim Elâzığ'da arama kurtarmaya gitti gözüyle görmüş binlerce ölü var… Yok, kuzenim hastanede hemşire o söyledi binlerce virüslü vaka var…

İşin en kötüsü yalanlar dünyaları, dünyaları da yalan olmaya başladı akıl ve ruh sağlıkları endişe verici düzeyde…

Her felakette devlet karşıtı tutum sergiliyorlar. Virüsün Avrupa'dan gelenini makbul Umreden gelenleri şeytan ilan ediyorlar, maalesef bizim umreden gelen biri de polisimizin yüzüne tükürerek bunlara çanak tutuyor…

Bu virüs bu salgından 18 Martta yıl dönümünü kutladığımız Çanakkale ruhuyla ancak mücadele edebiliriz.

Devlet hastalarına yoğunlaşıp salgını durdurmaya uğraşırken bireyler olarak tedbirlerimizi alıp izole şartlarına göre hareket ederek devletin elini güçlendirmeliyiz.

Yüz beş yıl önce aynı virüs gibi işgal ve istilaya gelenleri bu ulus nasıl geldikleri gibi geri yolladıysa bugünde verilecek mücadele o günün ruhu ve kararlılığı ile olmalıdır.

Hasan Perçin

[email protected]