Artık her Pazar bende dilim döndüğünce kalemim yazdığınca sizlerle paylaşımım olacak.

Sağlık haberleriyle hep basının bir parçası oldum malum Çağsu Neşe olarak tanınırım. Ama şimdi durum başka.

Kendi kalemimle kendi duygularımla gözlemlerimle huzurunuzda olacağım.

Köşe yazarı olmak değil de belki deneyimlemek olacak benimkisi. İnşallah beğeninizi kazanırım.

Ben sevgili Muharrem Demirel hocamın yazdığı yazıları bir solukta okuyanlardanım.

Zaten çok saygı duyup çok sevdiğim bir kişidir ama yazılarını hayranlıkla okurken şimdi yazmanın da nasıl zor olduğunu anlıyorum. Buradan da tekrar söylemiş olayım kalemine sağlık Muharrem hocam.

Ben Neşe, namı değer Çağsu Neşe.

Uzun yıllardır Çağsu Hastanesi Basın Halkla İlişkiler müdürlüğü yapıyorum. 13 yıldır aynı kurumda çalışınca ismimin başına Çağsu ekleniverdi. Yakışıyor da uyumlu oluyor bence.

Bolu’da doğmadım ama Bolu sevdalısıyım.

En sevdiklerim deyince.

Önce Göynük derim.

Akşemsettin ruhu var sokaklarda derim. Beden dinlenir ruh temizlenir havası suyu bir iyi gelir bana.

Sonra Seben,

Nerelisin dediklerinde Malatya’nın Seben ilçesindenim derim.

Hep bir köy evim olsun isterim o köy evi de Seben’de olsun hayalim vardır.

Her köyü her mahallesi her köşesi her tepesi güzel görünür bana.

Allah’ın bir lütfudur Seben bize.

Neyse ki kendimi Sebenli hissettiren güzel insanları var ille de Resmiye Kahruman.

Resmiye Kahruman benim kendime rol model olarak aldığım çok kıymetli bir ablamdır ama benden önce Bolu’nun Sebe’nin çok ama çok kıymetli bir değeridir.

Bir sözüyle 1000 kadını iyilik yapmak üzere bir araya getirmesi 15 dakikasını almaz. Abartı gibi algılayanlar olmuştur ama bilen bilir. Resmiye Kahruman dürüstlüğü, merhameti, kuralı, kaidesiyle derleyici toplayıcı bütünleyici kişiliği ile lider ruhu olan cumhuriyetçi Seben’nin ve Bolu’nun sevilen ablasıdır. Kim olursa olsun o herkesin ablasıdır.

Sonra Gerede…

Havası sert insanı mert Gerede’m…

Her köyüne gitmişliğim vardır. Gerede insanı misavirperverdir, insanı sever, vericidir. Ben Gerede çarşısında dolaşmayı çok severim. Hele yazın şahane olur. Çay bahçelerinde çay içmeye bayılırım. Üreten, gelişen, yeniliğe açık Gerede’m çok daha güzel olacak. Gerede’yi nerden bilirsin neden seversin diyenlere Olgaçlardanım derim. Kendimi Olgaç ailesine ait hissederim hep. Bir de Yunus Cufa’nın kızı zannederdim bazen kendimi öyle hissettirirdi rahmetli Yunus amca.

Rahmetli İlhan Olgaç torunu sayardı beni.

Gerede’yi sevdiren insanlar iyi ki tanıdım canlarımı. Nur içinde yatsınlar.

Tüm Geredeli hemşerilerime selam olsun özlemişim herhalde bir gitme vaktim gelmiş sanki. Gerede’yi değerlerini gelişimini ilimize olan katkılarını ayrıca yazacağım. Sözüm olsun canım Geredem.

İşte memleketim Bolu her köşesi şahane her zerresi kıymetlidir benim için. Devamını yazacağım tabi ki ama haftaya…

Daha Mengen var Mudurnu var yeniçağ var Dörtdivan var.

Anlatacağım çok şey var

Haftayı şöyle kapatayım

Doğduğun yerde

Doyduğun yerde

Sevdiğin yerde

Emek ettiğin yer de memleketin sayılır.

Öznemiz Bolu

Gerisi sadece ayrıntı.

Sevgiyle kalın.