BİSİKLET İLE ZORUNUZ SORUNUNUZ NE?


17.08.2012 Tarih ve 2012/03 sayılı İl Trafik Komisyon kararını bile yanlış uyguladıktan, tabelayı yanlış astıktan, farklı algılara bi nev’i yelken açtıktan sonra yapacak fazla şey yok.

Ve Fakat!

Sormak zorundayım

Bisiklet ile zorunuz, sorununuz ne?

·        Konfor alanlarınız mı daralıyor.

·        Göz kaslarınız mı yoruluyor, kirpikleriniz mi dökülüyor.

Nedir?

·        Bisiklete olan bu hasmane yasakçı tavrınız.

İzzet Baysal Caddesinde makine ayarında ve sadece alışveriş düzeninde yürüyen insanlar mı bekliyorsunuz.

·        İnsani reflekslerimizin köreltilmesine neden olan yasaklara neden bu kadar müsamahalı yaklaşıyorsunuz.

Bir arada ve kurallarla yaşamayı ön alan kafa/kalem/akıl kullanmıyoruz.

·        Sapla samanı karıştırmayı nasıl bu kadar maharetle becerebiliyorsunuz.

O diil de!
Şu!
Kural kaide başım gözüm de; tabelâya n’oluyor peki!

Kral’dan çok kıralcı olmanın alemi yok.

·        HER TÜRLÜ MOTORLU ARACIN “Motorsiklet Motorlu Bisiklet- Bisiklet-Scooter vb) giriş yapması ve park edilmesi yasaktır.

İbaresi, uyarısı ve ceza meselesi dikkatimi çekti.
Bakınız orada komisyon kararında, “HER TÜRLÜ MOTORLU ARAÇ” diyor…
Burada bile bi algı, bi zorlama, yanlış yönlendirme, komisyon kararının etrafından dolanma, bisiklet ile motorlu bisikleti ayırt edememe, kullanıcıları ve vatandaşları karşı karşı karşıya getirme gibi büyük bir hata var.

·        Bi defa BİSİKLET motorlu araç değildir.

Olanların da adı motorsiklettir.
Benim bisikletim motorlu değil, gazlı benzinli hiç değil, mazot da yakmıyor.
Bisiklet kullananları, pedal çevirenleri MOTOR olarak görüyorsanız! bakın o başka!
Ben ve benim gibi pedal çevirenlere, ödülü bisiklet olan öğrencilere de mi ceza uygulayacaksınız.
2.052 TL az ceza değil.

·        Öğrenci için hem psikolojik, hem de ekonomik felaket olur. Benim için’se evime girmeyen 228 ekmek demektir bu..

İzzet Baysal Caddesi enerjisini kaybedecektir. Bu enerjiyi yasaklarla değil; ortak yaşam alanlarında sorumluluk kazandırmakla, mevzu alanların disiplinli şekilde paylaşımı ile kontrol edebilirsiniz.
Her öğrenci velisi ve her çocuklu vatandaş bisikletin yasaklanmasına izin vermemelidir. Ama çocuklarını da tembihlemelidir.

·        Yıllar önce “VAR” a karşı çıkmış, olmaz demiştim. İnsani reflekslerimizi yasaklarla var’larla yok edersiniz demiştim.

Şimdi VAR’ın kaldırılması konuşuluyor, tartışılıyor.

·        Bisikleti de yasaklarsanız; sosyal barışı zedelersiniz.

·        Bisikleti yasakladığınızda; diğer alanlara gidin orada kuralsızlıklarınıza devam edin demiş olursunuz.

Yasak kültürü;

Birlikte yaşamı, yaşam kültürünü, paylaşımı, saygıyı, toplumsal barışı ret eden bir uygulamadır.

·        Tabelada olduğu şekliyle; her türlü motorlu aracın içine bisiklet yazıp fotoğraflamak başlı başına gaflettir.

Yolu yapmak başka bir şey; yol yordam bilmek ayrı şeydir.

Scooter, motorsiklet, motorlu bisiklet, elektrikli bisiklet eyvallah oraya bi itirazım yok.

Bunu yıllardır yazdım yazıyorum ve aynı fikirdeyim, motorlu araçlar, scooterler o özel caddeye girmesin
Ama bisiklet için aynı duygu yok bende..

Tabeladaki ifade ile bisikletin yasak kararına duygusuzum!
Bu kararla; Bolu Spor ve Turizm kenti olmaktan çıkar…

·        Bolu’yu Almanya’ya değil, kendilerine ve kendi özel hobilerine hizmet eden [mecazen söylüyorum] hobbitlerin yaşadığı ülkeye benzetirim.

Alın caddeniz sizin olsun.. Güle güle ve seve seve kullanın.
Bana köy yollarım yeter.

·        Traktör de, kamyon da, ben de, çiftçi de, keşik güden de, köpek de, kedi de, ayı da, kurt da, çakal da, domuz da, horoz da, tavuk da, milletimin efendisi köylümde aynı köy yolunu kullanıyor.

Hiç kimse, hiç biri diğerine höt demiyor.
Köylünün köye gelen ATV’ye, UTV’ye nerden çıktınız dediklerini duymadım. Arazi araçlarının dağlara taşlara iz bıraktıklarında öfkelendiklerini görmedim.

·        Kimse kimseye çarpmıyor, yan gözle bakmıyor, yan yattın çamura battın tekerlemesine sarılmıyor.

Bi sıkıntı olursa ağamın asası, dedemin bastonu yetiyor.
Herkes kendi yolunu, yurdunu, haddini, hukukunu biliyor.
Sosyal mirasına sadık kalarak, soğanı ekmeğine katık yapıp, işine gücüne bakıyor.
Taşımalı eğitimle gönderdikleri öğrenci çocuklarına el sallıyor, döndüklerinde kucaklıyorlar.

·        Sabahları horoz sesleri ile kalkıp, akşam ezanından önce evlerine girmiyorlar.

Köy yolunda sıkıştıklarında; kimi çimene, kimi darabanın ardına geçiyor, kimi yamaya, kimi dağa, kimi ovaya sarıyor, sarı kız damına, inek sağıma, akbaş soluma yanaşıyor.
Hiç kimse itişmiyor, kakışmıyor, bu köy yolundan, şehirli geçemez demiyor.  
Kimse yasak bilmiyor, gelenek ve kültürü ile hemhal olmuş kuralları herkese yetiyor.

·        Köyün kültürü; dayımın tömbekisi, amcamın öfkesi, dedemin terekesi, annemin örekesi, babamın TCDD marka köstekli saatidir.

Kural ninemin ayağındaki terlik, kapı ardındaki süpürgedir.
En iyi yasak şekli ikna’dır ve okulu falan da yoktur.

Zordur ama sürdürülebilir marifeti çoktur.

Dedim ya sapla samanı karıştırmaya üstümüze yoktur.
Şehirde ise bi yasaktır gidiyor.

Bisiklet MOTORLU taşıt değildir.

Olacaksak bi yasak koyacaksak!!!

·        Kaldırımlara park eden otomobillere, yaya geçitlerini kestirme yol, yaya kaldırımlarını güzergah olarak kullanan motorsikletlere önlem alın..

Yoksa asıl yasaklara, cezalara, hak’ka, hukuka girecek olursak…

Mevzu borçlu çıkar!

Bu bisiklet meselesi sadece İzzet Baysal Caddesi üzerinden değerlendirilecek basit bir konu değildir.

Benimle aynı fikirde olmayabilirsiniz!

Bisiklet ile motorlu ve elektrikli taşıtları aynı kefeye koyarsanız, terazinin darasına hileli taş koymuş kadar vebal alırsınız.

·        Bir bak!

·        Büyüksu ne akıyor, nerden, kimden ve nasıl akıyor.