“Bir gol kötüydük”

Teknik olarak çok zeki bir değerlendirme.

Bundan dört yıl önce de Sait Hoca benzeri bir tespit yapmış alkışlamıştım.

Bir gol de, on gol de sonuç olarak üç puana tekabül ediyor.

Daha karşılaşmanın birinci dakikasında Posmac’ın asisti golle neticelenmiş olsaydı; maçın seyri değişirdi.

Yusuf’un yokluğunu hiç hissetmediysek; bu Boluspor’un pekâlâ takım olduğunun göstergesidir.

D.Boluspor için haftalar geçtikçe, hamdı pişti oldu diye mecaz bir cümle kuracak olursam; devam cümlem şu olur.

-“Boluspor içini alıyor”

Tecrübe Boluspor, gol yollarına halâ çözüm bulabilmiş değil..

Tecrübesi, oyun zekası ile Posmac oyunda hiç sırıtmadı, diri ve ayakta kaldı.

Meselâ, Posmac’ın kafa ile yapmış olduğu asisti Melih değerlendirebilmiş olsaydı; şimdi başka cümleler kuruyor olabilirdim.

Posmac’ın oyuncu ve oyun kalitesini düşünecek olursak;

Sait Hoca Posmac’ı değerlendirmek için sisteminden mi vazgeçer, oyuncusundan mı.?

XXX

Mevzu Melih’ten açılmışken oradan devam edeyim.

Melih Okutan koşarken bir başka, topla bir başka, ceza sahasında bir başka, kaleci ile karşı karşıya iken bir başka Melih oluyor.

Pozisyonlarda hangi Melih peydah olacak; hangi Melih rol kapacak, hangi Melih sahne alacak, hep bi kuşku, hep bi beklenti içindeyim.

Geçemez diyorsun, rakibini delip geçiyor; atar diyorsun en basitini atamıyor.

Zoru iğne deliğinden geçirdiğine, kolayı kalburdan geçiremediğine tanıklık edebilirim.

Derdim Melih’in iyi niyetine, futbol aklına, kariyerine, aidiyet duygusuna çomak sokmak değil..

Sebebim; Melih’in standart hale gelmiş sahaya sürülüş ve alınış dakikaları ve elbette sahaya yansıyan performansı..

XXX

Boluspor benim Baba’mın takımı değil, şehrimin takımı..

Benim topçu ile popçu ile işim olmaz.

Ben yazarım; zira yazarım!!!

Melih’in 13 maçta 7 defa ilk ilk on birde çıktığını, bunun sekizinde oyundan alındığını, altı maça sonradan dahil olduğunu yazarsam bu sitemlerimde ne kadar haklı olduğumu görürsünüz.

O diil de!

“Range Rower Melih Okutan” yazımın da arkasındayım

XXX

D. Boluspor’un defans bloğuna diyecek sözüm yok.

Açık söylüyorum; Rizespor’un D.Boluspor’a karşı daha atak ve kompakt bir oyun ortaya koyacağını düşünüyordum.

Boluspor’un iştahlı ve kararlı futbolu her geçen üzerine koyuyor ama futbol sonuçta bir sonuç oyunu.

D.Boluspor defansı görevini yerine getiriyor.

Gol yememek için bireysel ve bölgesel olarak tüm hatlarını diri tutuyor ve alanlarını iyi kontrol ediyorlar.

Rizespor karşılaşmasında ilk devre itibariyle kanat forvetler ve orta saha da, defanslarına yardımcı oldular.

D.Boluspor’un forvetleri daha önce olmadığı kadar gol pozisyonları ile karşı karşıya kaldılar.

Kayamba, benim kriterlerime göre müthiş oynadı.

Karşılaşmanın yirminci dakikasında Landel Balde paylaşımında %100 golü Balde iki defans oyuncusunu yatırmasına rağmen gol vuruşunu yapamadı.

20 ile 24. Dakikalar arasında dört gol kaçırdık.

Kornerler, direkten dönen toplar kalecinin çıkardığı toplar; hangisini sayayım.

XXX

Ç.Rizespor’da mevzuyu değiştirecek bir tek oyuncusu vardı? Bolasie!!!

Defans arkasına atılan topa cüssesi ve hızıyla ceza alanına girince şok penaltı ve şok gol peş peşe geldi.

Hemen bir dakika önce oyuna giren, ısınmaya bile fırsat bulamayan Ercan’ın talihsizliği takıma dört basamak irtifa kaybettirdi.

Ç.Rizespor sadece Bolasie ile etkili ve yetkili olmaya çalışırken, Kubilay Kanatsızkuş’u oyuna dahil etmesi oyunun şeklinin değişmesine vesile oldu.

Yapılan değişiklikleri Rize’ye kan olurken,

Boluspor’un yaptığı değişiklikler aynı etkiyi alamadı, tepki gösteremedi.

Oyun olarak üstündük ama bir gol kötüydük.