Atalar göçebe olunca yayla kültürü genlere işliyor haliyle. Bu topraklarda sevgiliye yazılan kadar yaylalara yazılan türküler söylenir.

Bolu'da yaylalar ara ara gündeme gelir, sonra düşer.

Havalar müsaade ettikçe her hafta sonu ailecek yaylaları gezeriz, hatta önümüzdeki yaz gezdiğimiz yayları tanıtan yazılar yazmayı düşünüyordum.

Sarıalan yayları, Aladağ yaylaları -ki Kızık favorimiz- girişindeki koruluğa birkaç defa gideriz…

Çele zirvesi Banaz yaylasından Bolu ovası seyri… Bir anda göl manzaralı olup paha biçilemeyen Seben yaylaları… Ayman yaylası dere kenarı yine favorimizdir, geç karşıya Çakmaklar, Salıbeyler yaylası. İlerle 5 köyün ortak At yaylası, geç yine karşıya Bolu sınırlarında olan Düzce yaylaları… Topuk, Oflu, kütüklü, eğrelti, sakarca, Yeniyurt, Sinekli yaylalarını adım adım bilirim.

Çıkalım kartal yolunda… Kındıra yaylası, ilerleyelim terkedilmiş Tekke yaylası, devamında Ankara'da yaşayan Kıbrısçık'lıların modern Deveören yaylası, daha ilerlerseniz 2500 rakımlı Köroğlu zirvesinin altında bu defa Kıbrısçık'da yaşayanların modern olmayan 2. Deveören yaylası… Keçi sütünden peynir yapan teyzelerimize tanrı misafiri olmuşluğumuz, Aladağ göleti kenarında piknik yaparken hayvan otlatan Demirciler yaylası teyzemizden burası bizim” terslemesini işitmişliğimiz vardır.

Fakat gündem At yaylası, şehre 10 km uzaklıkta olunca göz önünde ve popüler. 5 köyün ortak yaylası, köyler mahalle olunca, yaylada köyleri oldu.

Çocukluğumuzda erenler mevlidi düzenlenirdi. Büyük kazanlarda odun ateşinde pişen etli pilavdan yemek için Traktör ya da kamyon kaslarına atlayıp giderdik.

Şenliğin ana yükünü çeken köy kadınlarıyla birlikte O adette bitti, yerine gelen gençler zincir restoranlarda hamburger yiyor ya da paket servisi ile pizza sipariş ediyor. Bu günlerde pankart yazıyorlar büyüklerine.

Paşa'nın köy'ü isminde kaldı artık, kapitalizm parayı çok hızlı soktu cebimize, adetler değişti parayı bulan yaylaya ev yapıp dededen işaretleme devlet arazisini tel örgüye aldı. Korona yasaklarında keyifle kalıp serbestçe dolaşabilecekler.

O kadar doyumsuzuz ki Akçakavak yaylasında şahit oldum, diğer evin balkonunun altına kadar telle çevirip kendine mal etmiş, yani balkona değil komşunun arazisine çıkıp Sarıalan manzarasında çay içiyorsun.

Hayvan otlatacak mera azalınca At yaylasını gündeme yaylacıları taşıdı. Otlaklar serbest dolaştıkları yerlerde biçilmişçesine düzken telle çevrilmiş yerlerde adam boyu, hayvan bakıp bakıp iç çekiyor.

Hayvancılıkla alakası olmayanların evleri yıkılır mı derseniz yıkılmaz. Çünkü bizi yöneten siyaset oya mahkum, ilk çıkışı vatandaşla karşı karşıya gelmek istemeyen Özcan yaparak belediyenin sorumluluk alanında olan yayları terk edeceklerini açıkladı, e diğer yaylalarda diğer siyasilerin evleri var yarın seçim olup oy istenecek!

Ya bizim gibi köyü olmayıp devlet arazisinde keyif yapamayanlar ne yapsın? Biz karavan almaya karar verdik, her hafta sonu başka yaylaya çekip tadını çıkaracağız artık. Hem konargöçer atalarımızı da yâd etmiş oluruz.

Hasan Perçin

[email protected]