AYRILIKÇI KÜRTLERLE ERMENİLER ANLAŞIYOR.

Aynı toprakların hem Ermenilere, hem de Kürtlere verilmesi ile başlayan bu Ermeni Kürt anlaşmazlığı çözülmezse İngilizlerin bütün hesapları, bütün planları suya düşebilirdi. Zira Kürt-Ermeni anlaşmazlığının çözülmesi ile İngilizlerin elde edeceği başka şeyler de vardı. Çünkü İngilizler üzerine binmeyecekleri eşeğe, yumurtasını ya da etini yemeyecekleri tavuğa asla yem vermezlerdi. Onun için de Kürt- Ermeni anlaşmasından başka çıkarlarda elde edeceklerdi.

Bu Kürt-Ermeni anlaşmazlığının çözülmesi ile İngilizlerin elde etmeyi amaçladıkları çıkarları şunlardı:

1- Mütarekeye aykırı olarak Irak bölgesinde elde etmiş olduğu toprak kazanımlarını meşrulaştırmak,

2- Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da iki uydu devlet (Kürdistan ve Ermenistan) kurdurarak Kafkasya, Anadolu ve Ortadoğu'da kontrolü elinde bulundurmak,

3- Kürtlerin ayrılmasını sağlayarak, Milli Mücadele Hareketini zayıflatmak,

4- Kürtleri bağımsızlığa teşvik ederek Ermeni isteklerine uluslararası meşruiyet kazandırmak.

İngiliz Dışişleri Bakanlığı Kürt ve Ermeni temsilcilerini Paris'te bir araya getirdi. Görüşmelere Kürtleri temsilen Şerif Paşa, Ermenileri temsilen de Bogos Nubar Paşa katıldı.

Müzakereler 20 Kasım 1919'da anlaşmayla sonuçlandı. Taraflar imzaladıkları metni aynı gün Paris Barış Konferansı'na sundular.

Anlaşmanın maddeleri şunlardı:

1- Kürtler ve Ermeniler ortak istek ve çıkarlara sahiptirler,

2- İki kesim de Osmanlı Devleti'nden bağımsızlık talep etmektedirler,

3-Mandater bir devletin (-taraflar bu devletin İngiltere olmasını istemekteydiler-) yönetimi altında birleşik bağımsız bir Ermenistan ve Kürdistan meydana getirilecektir,

4- İki devletin sınırlarının Konferans tarafından belirlenmesi ilke olarak benimsenmiştir,

5- Taraflar her iki devletin sınırları içerisinde kalan azınlıkların haklarını teminat altına almayı kabul etmektedirler. 65

Ne var ki ayrılıkçı Kürtler, Avrupalı diplomatlardan aldıkları desteğin bir benzerini Bölge halkından bulamadı. Kürtler arasında bu habere duyulan şiddetli tepki, Paris'e bir seri telgrafın yollanmasına sebep oldu. Bu telgraflarda Kürtlerin Türklerden ayrılmak istemediği, iki halkın soy ve din itibarıyla kardeş olduğu savunuluyordu. Erzincan'dan 10 ayrı Kürt aşiret lideri, Fransız Yüksek Komiserliğine, Şerif Paşa'nın hareketlerini protesto eden bir telgraf yolladı. Benzer telgraflar Ocak 1920'de, Milli Misak'ın kabulünden iki gün önce, Osmanlı Parlamentosuna da yollandı. Mart 1920"de İslami dayanışmayı vurgulayan ve Kürtlerle Türkleri ayırma çabalarına karşı çıkan bir deklarasyon, 22 Kürt aşiretinin lideri tarafından imzalandı. 66

Bununla birlikte bu anlaşma İstanbul'daki bazı ayrılıkçı Kürt liderleri tarafından memnunlukla karşılandı. İngilizlere yakınlığıyla tanınan Bedirhaniler, Kürt isteklerini tanımalarından dolayı İngiliz hükümetine teşekkür ederken, Osmanlı yetkilileriyle bir araya geldiklerinde özerk ya da bağımsız bir Kürdistan için İtilaf Devletleri'ne başvursalar dahi Padişaha bağlı kalacaklarını iddia ediyorlardı. Onlara göre Kürdistan'ın kurulmasıyla doğu ve güneydoğu vilayetlerinin Ermenistan'a bırakılması engellenecekti.67

KÜRT ŞERİF PAŞA İKİLİ OYNUYOR

Kürtleri temsilen İngilizlerle görüşmeler yürüttüğünü söyleyen Şerif Paşa aslında ikili oynuyordu. Bir yandan Ermeni devletinin kurulmasını engelleyeceğini söylerken, bir yandan da Doğu Anadolu'da bir Ermeni devletinin kurulması için Ermenilerle anlaşıyordu.

Bedirhaniler Şerif Paşaya destek verirken, Bedirhanilere karşın bazı Kürtler de Şerif Paşa'yı ikiyüzlülükle suçladı. Çünkü O, Kürt kulüplerine gönderdiği yazılarda; öncelikli hedefinin "Büyük Ermenistan'ın kurulmasını engellemek olduğunu” belirtmişti. Fakat şimdi bu bir yana, kurulması planlanan Kürdistan da Osmanlı yerine İngiltere'nin himayesi altına sokulmuş oluyordu.

İngilizlerin mandası altında da olsa Osmanlılardan ayrılmış bağımsız bir Kürt devleti ayrılıkçı Kürtleri heyecanlandırmıştı. Onun için de Şerif Paşa ile Bogos Nubar Paşa arasındaki işbirliği antlaşması İstanbul'daki bazı ayrılıkçı Kürt liderleri tarafından memnunlukla karşılandı. İngilizlere yakınlığıyla tanınan Bedirhaniler, Kürt isteklerini tanımalarından dolayı İngiliz hükümetine teşekkür ederken, Osmanlı yetkilileriyle bir araya geldiklerinde özerk ya da bağımsız bir Kürdistan için İtilaf Devletleri'ne başvursalar dahi Padişaha bağlı kalacaklarını iddia ediyorlardı. Onlara göre Kürdistan'ın kurulmasıyla doğu ve güneydoğu vilayetlerinin Ermenistan'a bırakılması engellenecekti.68

Ermeni tarihçilerden Richard G. Hovannisian ise The Republic of Armenia (Ermenistan Cumhuriyeti)adlı eserinde; İngilizlerin askerî metotlarla Irak'taki işgal sahasınıkuzeye doğru genişletmeyi düşündükleri sürece Kürt bağımsızlığı diye birşey tanımadığını, fakat başarısız olunca Güneydoğu'da bir Kürdistankurulmasını ve bunu da Ermenilere taviz verdirerek destekleme yolunagittiğini belirterek, bu politikanın temelinde Kürt ve Ermenilerin bağımsızdevletlerini kurmalarına yardımcı olmak değil, bizzat kendi çıkarlarınakorumak yattığını savunuyordu. 69

İngilizler Orta Doğuya sömürgeci olarak geliyordu. İngiltere için önemli olan Orta Doğu'nun başta petrolleri olmak üzere zenginlikleriydi. Onun dışında Arapların, Kürtlerin hatta Ermenilerin varlığı yokluğu ya da ne durumda oldukları hiç de önemli değildi. Fakat Orta Doğuya yerleşmesi için de sebepler oluşturulmalıydı. İşte Kürtler de, Ermeniler de, Araplar da İngilizlerin Orta Doğuya yerleşmesi için sadece perde önündeki oynattığı figüranlardı. Senaryoyu yazan da, yöneten de, sahneleyen de İngilizlerdi. Dolayısı ile bu oyunda değişmeyen tek şey sahne idi.

Buna rağmen oyunun senaristi her zaman ya İngiltere ve yanında da çoğu kez ABD olmuştur. Zaman zaman bu oyunda biz de varız diyen Rusya gibi, Almanya gibi, Fransa gibi, hatta İtalya ve Çin gibi ülkeler olmuşsa da İngiltere ve ABD meydanı onlara bırakmamışlardır. Bu oyunun ana teması petrol ve kan olmakla birlikte işlenen konular ya din ve inançlar, ya da etnik farklılıklar olmuştur. İşlenen konulara göre de uygun oyuncular, figüranlar bulunmuştur.