Hayatımızda iyi ve güzel diye tarif ettiğimiz şeyler, kötü ve çirkin sayesinde vardır.

İhanet olmasaydı sadakatin, cimrilik olmasaydı cömertliğin, düşman olmasaydı dostun bir anlamı olmazdı.

Mutluyum; mutsuzum,

Huzurluyum; huzursuzum,

Sağlıklıyım: çok hastayım

Yani her şey zıddıyla kaimdir.

Bizler bu tezat ikilemler içinde hayatı anlamlandırır ve karar mekanizmaları zıt kavramların çarpışmasıyla oluşan değerlerle çalışır.

*Kavuşmanın sevinci, hasretin şiddetine bağlı olarak artar.

*Bir yudum suyun dünyanın bütün hazinelerinden kıymetli olduğunu anlayabilmek için, çölde susuz kalıp yanmakla mümkündür.

*Nefes alıp vermenin kıymetini, denize düştüğünde girdapa kapılıp, suyun altına hızla inen kişinin ciğerlerinin patlayacak kadar şişmesiyle anlayabilir esasında.

Öyleyse şunu söyleyebiliriz.

Sıkıntı çekmeyen, zorlanmayan, insanların tam mutlu ve dirençli olması beklenemez.

Çünkü mutluluğun ne olduğunu yaşayarak ve tadarak anlamadan, insan mutlu olamaz.

Çoğu zaman mutluluk kapısından gam çekmeden girilmez. Çile şart.

Bu yüzden insan başına gelen her sıkıntıyı, bir güzelliğin müjdesi olarak görebilmelidir.

Sıkıntılardaki var olan nimetleri ve bereketleri tatmanın diğer adı da, hakiki mutluluktur.

Bir beyit:

Vücudumun her zerresi, gelse de dile,

Şükrünün binde birini, yapamaz bile. (Mektubat)

***

Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız bütün kemalat ve güzellikler, bereketler ve güzellikler işte içinde bulunduğumuz ramazan ayı içinde saklıdır.

Ramazanın zahiri güzellikleri kadar batıni derinliklerine inmeye çalışmak lazımdır.

Cevizin dış kabuğunun sertliğine takılmadan, özündeki harika lezzete inebilmektir maharet.

Ramazanın maddi ve manevi kazanımlarını ancak hakkıyla yaşayanlar o eşsiz deryaya dalar.

***

Kimi sahile gider ve bu bana yeter der;

Kimi uzaktan görür, mest olur, başı döner,

Kimi yalnız seyreder, kimi bir katre içer;

Bir Sensin, bu deryadan, içip içip de kanan!

(Mektubattan)

***

Ramazan ve oruç. İnsanlığa verilen en büyük nimet.

Ramazanda çekilen sıkıntılar esasında, sıkıntı sandığımız nimetlerin yudum yudum tadılmasıdır.

“O’ndan gelen her şey güzeldir” düsturuyla hareket eden için, mutluluk varılacak bir istasyon değil, yolculuğun ta kendisidir.

***

Ramazan ayının nimetlerine kavuşanlara afiyet olsun. Yaptığımız her şey bir bir yazılıyor ki, bir gün karşımıza çıkacak olan, hesap kesiminde inşallah mahcup olmayız.

Ve herkes bir gün tek başına, son yolculuğa çıkacak.

Ölmek felaket değildir, diyor büyüklerimiz.

Öldükten sonra başa gelecekleri bilmemek felakettir, diyor hakiki ehlisünnet âlimlerimiz.

***

Ramazana elveda diye haykıran “Kadir Gecesi” ile bu gün, bu senede bir aradayız.

Bu gün, belki bir daha hiç kavuşamayacağımız Kadir Gecesine, sağ-salim kavuştuk.

Gelecek yıllarda kavuşur muyuz? Garanti belgesi hiç kimsenin maalesef yok!

Başımızı ellerimizin arasına alarak düşünelim!

Ak saçlı başını alıp eline,

Kara hülyalara dal anneciğim!

O titrek kalbini bahtın yeline,

Bir ince tüy gibi sal anneciğim!

(Üstad N.F.Kısakürek)

Bu geceden gafil olmamak gerek.

….

Günlerin benzerliği, ayların akışı, yılların birbirini kovalamasının ardında, hayatımızı her an öğüten bir sarkacın, her sallanışında ömrümüzün azalttığını bilmek, görmek zorundayız.

"Tam Otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum,

Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum." (N.F.Kısakürek)

***

Büyük müjde,

Peygamber efendimiz buyuruyor ki:

(İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak, Kadir gecesini ihya edenin geçmiş günahları affolur.) [Buhari, Müslim]

KADİR-KIYMET BİLMEK

Kıymetsiz, değeri olmayan bir şey, kıymetli bir kimsenin vermesi ile değerli olur. Kadir gecesi bütün geceler gibi bir gece olmasına rağmen; Allahü teâlâ kıymet verdiği için; bin aydan daha kıymetli olmuştur. Nitekim Kadir süresinde mealen;

(Biz Kur'ânı sana Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır) buyurulmaktadır.

Kur’ân-ı kerim, Ramazanda indi. Kadir gecesi, bu aydadır. Kur’ân-ı kerimde bütün üstünlükler bulunmaktadır. Bu ayda da, o üstünlüklerden hasıl olan bütün iyilikler bulunmaktadır. Bu bağlılıktan dolayı, Kur’ân-ı kerim bu ayda nazil oldu.

Kadir gecesi bu aydadır. Bu ayın özüdür. Kadir gecesi, çekirdeğin içi gibidir. Ramazan ayı da, kabuğu gibidir. Bunun için, bir kimse, bu ayı saygılı, iyi geçirerek bu ayın iyiliklerine, bereketlerine kavuşursa, bu senesi iyi geçerek, hayırlı ve bereketli olur.

Allahü teâlâ, hepimizi bu mübarek ayın iyiliklerine, bereketlerine kavuştursun.

***

Efendim,

Okuyucularımızın, Boluluların, Milletimizin ve Dünya insanlığının Kadir gecesini ve gelecek olan Kıymetli Ramazan Bayramını tebrik ederim.

Fuat Bayramoğlu

05 Nisan 2024 Cuma

26-27 Ramazan 1445-Bolu