Kağızman'a ısmarladım nargele.
Gümüş kemer ince bele dar gele.
Türküsü aklıma ne zaman geldi, dudağımdan ne zaman dökülmeye başladı bilmiyorum.
Sabahtı..!
Bolu dağları beyazdı.
Bu sabah hayatımda, bi değişiklik yapayım de'dim.
Güne,
Daha önce denemediğim, hiç mırıldanmadığım bi türkü ile başladım.
Önce..
Kağızman'a türküyü,
Sonra..
Usta'ya kuru fasulye'yi ısmarladım.
Usta Kağızmanlı,
Kuru Fasulye İspir'liydi.
Tarifi giz'li.!
Eller mahirdi.
İsmi Beytullah'tı.
Bin dokuz yüz yetmiş ikiliydi.
Ustanın ustası Rize'li,
Patronu.!!
Aşçılar Diyarı Mengen'liydi.
Dışarıda yemek yeme alışkanlığım pek yoktu amma.!!
Kuru fasulye olunca;
Bi de sır tarifli, zır lezzetli.!!
Üstüne bir de nam-ı diyarları aşınca, insan duramıyor tabii.
Kaşıkla içilen çorba yerine,
Sabah sabah çatalla yenilen kuru fasulye insana iyi geliyor.
Tereyağı ile yapılmış.
Yağsız, sinirsiz et parçaları.
Doğranmış ama içinde sır olmuş soğanlar.
Özel salça sosu.
Gazı alınmış diri ama aynı kıvamda pişirilmiş fasulyelerin, damağıma bulaşarak mideye inişi büyük bir hazdı.
Hala kulaklarımda Kağızman'a ısmarladım” türküsü vardı.
Kağızmanlı Usta karşımda oturmuş sır'rın dışında, tarifler veriyordu.
Kuru Fasulyenin kendisi, kuşbaşı fiyatına tekabül ediyor deyincesin..
Meşhur Kuru Fasulyenin de sırrı çözülmüş oldu.
Usta her bi şeyi anlattı,
Hiç baharat kullanmadığını söyledi de..
Damağıma yapışan,
Tereyağını,
Soğanı,
Eti,
Salçayı,
Fasulye ile nasıl akraba yaptığını söylemedi.
Hepsi bir arada idiler ama her birinin tadının damağımda kaldığını bende ona söylemedim.
Bu da benim sırrımdı.! Ne yalan söyliyim.
Meşhur kuru fasulye,
Mideye inmeden damakta eriyor, yemek borumdan yağ gibi kayıyordu.
Bu fasulye diyorum.!
Hani bi deyim vardır.
“Kendini fasulye gibi nimetten saymak” diye.
Hakikaten doğru demişler.
Bu fasulye baklagillerin en kıymetlisi..
Ve Fakat;
Ustasının eline düştü mü.?
Damağa yakışan tam bir mücevher;
Kuru fasulye diyorum; başka bi şey demiyorum.
Bugünkü yazımla tek geçiyorum.
"Meşhur Kuru Fasulyeci"
Beytullah Usta'nın sır tarifi de, elleri de dert görmesin.