3. ligin orta sıralarında var olma mücadelesi verdiğimiz günlerdi tabi bizimde hızlı Bolusporlu günlerimiz.

Galibiyet mağlubiyet fark etmez içeri dışarı tüm maçlarına koşuyoruz.

Şimdinin bal ligi ayarındaydı sanırım, uzak şehirler değil yakın Ankara İstanbul takımlarıylaydı maçlarımız.

Durum o kadar vahim ki Çubukspor deplasmanındayız, tribün falan yok etrafı tel örgüyle çevrilmiş, yöneticiler için metalden oturma alanı var sadece… Biz telin kenarından otlayan ineklerle birlikte maçı izleyip destek vermeye çalışıyoruz.

Çarıkçı başkan oldu hızlı bir toparlanmayla aksamadan 3-2-1 yapıp şu anki ligimize çıktık. Şehir yakaladığı süper hava ve 10 binlerce kişilik taraftar ordusuyla aynı sene süperliğin kapılarına dayandık, 3 gün arayla İstanbul’a adeta aktık, gök kırmızı yer beyazdı.

Sonrası malum, biz hayallerimizle İstanbul’a akarken Unakıtan süperligi Eskişehir’e akıttı.

Sonraki sene yine olmadı ilk turda elendik, ardından Çarıkçı başkanlığı bıraktı, yerine Semerci geldi oda bıraktı İnceayan geldi, onun ardından Abat devraldı her seneye yeni başkan yeni umutlarla girer olduk.

Kocaeli Sakarya Eskişehir Bursa gibi milyonluk sanayi şehri takımlarının entübe olduğu futbol piyasasında bizim gibi yüz binlik şehrin takımını virüse yakalatmadan hayatta tutmak gerçekten ağır yükümlülük, bulaşanı eskitiyor.

Çarıkçı atalarımıza borcumuz var deyip tekrar aday oldu, dayamadı bıraktı yerine genç başkan Savaş Abak geldi, yarımı zor olmak kaydıyla 2 sene başkanlık yapıp kongrede burun farkıyla yine Çarıkçıya devretti.

Gelen gideni aratırmış… Çarıkçı diğer başkanları değil her gelişinde bir önceki kendi dönemini aratır oldu, iyice mental olarak yıpranınca tekrar aday olmadı, hatta “kulüp kayyuma bile gitse aday olmayacağım” diyerek isyan etti.

Aday olarak ismi geçenlerden kimi borcu var diye kendini çekti, kimi fırtınayı hissedip sorumluluk almak istemedi.

E Namı deli, gözü kara Becikoğlu da hayatta değil.

“Bolusporu sahipsiz bırakmam” diyen Abdullah Abat liderliğinde kurulan koalisyon hükümeti pardon yönetimi görevi devraldı, şuan düşmemeye oynuyoruz, kulislerde konuşulana göre yük ağır gelecek ümit vermiyor sene sonu Abat’ın da bırakacağı yönünde.

Diğer efsane şehir takımları gibi Türk futbol tarihine bir dönem damga vurmuş futbol takımımızın entübe olma tehlikesi var, en son kümede kalma mücadelesi verdiğimiz Akhisar’a evimizde yenildik.

Ne hocayı gönderebiliyor ne de transfer yapabiliyoruz.

Bolu gibi küçük bir şehirde başka neyimiz var ki? Bir Boluspor bir İzzet baba…

Hal böyleyken Beşiktaş Galatasaray Fenerbahçe klipleri çekmenin âlemi yok, “come to” denilecek ise Bolu değil Boluspor olmalı…

Hasan Perçin

[email protected]