Küçüklüğüm 18. Yılımı beklemek ile geçti. Hiç gelmeyecek kadar uzaktaydı sanki… Bugün 25. Yaşıma girdim ve o 18'den sonra geçen zaman gözlerimi açıp kapattığımda geçmişti. Neler yaşandı, neler birikti… 25 yılıma 25 yaştan daha çok şey sığdı. Çizgilerim artık o aynaya baktığımda gülümsemeye ve ben o sandalyede artık nasıl oturulur bilmeye başladım. En azından bunu hissedebilecek bir kadın oldum.
Ayakları üzerinde durmayı başarabilen ve yaşanılan her şeye bir kahkaha ile cevap verebilecek güçte bir bireyim. Hanede büyüyen sayılar belli zaman sonra o kadar mutlu etmiyor, biraz buruk ama yine de mutlu bir kadınım. Evet bugün benim doğum günüm. Annemin elleri omuzlarımda, babamın sırtı her zaman sırtımda ayaklarımın nereye bastığını farkında olan bir kadınım.
İnsan kendini unuttuğunda mutluluklarından uzaklaşır.

Kendime not;
Hayatın boyunca kendini unutma ve her zaman kendini hatırlaman için zamanlar ayır ruhuna.
Ne kadar kalabalık olursa olsun çevren, o köşene çekil sessizlik sana iyi geliyor.
Karakterinin ötesine koyma hiçbir şeyi, çizgilerini tanıyorsun! O çizgileri kimse için bozma.
Aileni her gün ara, bu hayatta sırtını yaslayabileceğin en güvenli yer orası.
Kardeşin her saniyende bulunsun, bütün gününden haberdar olsun. Acılarında, mutluluklarında ilk ona koş! Çünkü o bu hayatın sana verdiği en büyük hediye…
Dostlarını sınırla, zaman aktıkça onlar güzelleşecek… Çünkü dost, zamanın güzelleştirdiği nadir şeylerden…
İnsanları tanımaya çalışma bu seni yorar, sen kendini bil yeter bırak kim ne yapıyorsa yapsın!

Güzel günler, güzel yıllar baktığımız ve ilerlediğimiz yerde arkana bakma attığın adımlar çiçekler döşeyecek yollarına.