Bu hafta biraz dinlemenin öneminden bahsetmek istiyorum müsaadenizle.

Sağlıklı  bir şekilde birbirini dinlemenin faydası nedir?  Sorusunu cevaplamakla başlayalım..

Öncelikle şuna dikkatinizi çekmek isterim; birbirimizi dinlemediğimiz zaman gündelik yaşam içerisindeki sorunlar ifadeler birikmeye başlıyor.

 Dinlemenin olmadığı bir yerde ki bu, aile içerisindeki bireyler arasında olabilir herhangi bir örgütsel yapı içerisinde  olabilir, sorunlar gitgide birikmeye başlıyor ve içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Sonuçta da hangisi ile baş edebileceğinizi kestiremediğiniz bir çok sorunla mücadele etmek zorunda kalıyorsunuz.

Dinleme eylemini bir görev gibi yapmak anlamı taşır mı? Elbette hayır!

İnsanoğlu doğası gereği  taşıdığı bu konuşma eğilimi özelliğinin aslında yaşı ilerledikçe ve olgunlaştıkça ne anlama geldiğinin de farkında. Buna bağlı olarak 20’li 30'lu yaşlarda anne baba olan bir birey günlük koşuşturma içerisinde çocuklarına ve  yanı sıra karı koca olarak da birbirine oldukça az zaman ayırabilmekte. Dolayısıyla aile içi iletişimin genç ebeveynler ve genç bireyler açısından çok verimli bir yapıda olduğunu söylemek pek mümkün değil maalesef!

Yani burada ne demek istiyoruz; çocuklarımıza sürekli konuşmak yerine onları dinlemeyi tercih etmek ve “dinleyici” tarafına geçmek hem bizleri sakinleştirir hem bizi daha güçlü kılar ve belki de karşımızdaki bireyi bir nebze daha iyi anlamamızı sağlayabilir. Bu durum aynı zamanda doğamızdan bize yansıyan merak ve karşımızdakini tanıma duygusunu da aslında pekiştirmemizi sağlayacaktır. İnsanlar olgunlaştıkça kendini anlatmaktan ziyade karşısındakini anlama, tanıma ve bu anlamda merakını giderme eğilimine girmeye başlamaktadır.

Hiç dikkat ettiniz mi? Toplum içerisinde bir kişiyi överken genelde kullanılan tanımlamalardan bir tanesi hitap edici çok iyi dinlettiriyor kendini şeklinde bir ifade kullanılır ancak hiç kimse için överken bu kişi çok iyi bir dinleyicidir denilmez.

Halbuki geriye dönüp baktığımda kendi yaşamımla ilgili şunu söyleyebilirim ki; çocuk yetiştirirken eğitim alırken veya hocalık yaparken yeterince dinlemediğimi daha çok hep konuşmaya eğilimli olduğumu gördüm ve ömrümün son 15 yılını neredeyse dinlemeye ayırmayı tercih ettim. İnanın insanları dinledikçe onları daha kolay analiz edebildiğimi, çocuklarımı dinledikçe onları daha kolay anlayabildiğimi ve yardımcı olabildiğimi ve yine eşimi aynı şekilde dinledikçe çok daha rahat iletişim kurabildiğimi gördüm.