Müthiş bir gürültü…

Ve

Ardından sertçe aşağıya doğru düşmeye başlayan odalar.

Oradan oraya savrulan insanlar, şekilden şekile giren eşyalar, duvarlar, tavanlar…

Ve

Sonra

Bir karanlık, ardından da sessizlik…

***

12 Kasım 1999 depreminde bu çaresizliği yaşadı insanlar, bu deprem ki; herkesten bir şeyler aldı.

Kiminin evlerini, kiminin sevdiklerini…
Evler bir şekilde yerine kondu, hasarlı binalar onarıldı.

Ama
Ama o deprem ile karşı karşıya kalan insanların beyin kıvrımları arasında hasarlar vardı onarılamayan
Ve

Ne kayıplar vardı yerine konamayan.

***

Suat Akbaş' ta onlardan sadece biri…

İzzet BaysalÜniversitesinde yaşamıştı depremi, koptu geldi evine.

Geldi de gördüğü manzara korkunçtu…

Karamanlı Mahallesi, Yıldız Bloklarındaki Apartmanları 4 katlıydı ama ilk iki dairesi yoktu, oturmuş oldukları üçüncü kat zeminle bir olmuştu.

Gözleri o kalabalıkta can yoldaşı eşi Nurten'i, oğlu Burtay'ı kızı Burcu'yu aradı.

Bulamadı…

Müthiş bir korku yaşayan komşularına, ailesini sordu.

Cevap alamadı.

***

Hiç düşünmedi ve ‘Girme!' ikazlarına kulak asmadı, balkondan kendine bir yol buldu ve içeriye girdi.

Bağırıyordu, ‘‘Burtaaaay, Burcuuuu, Nurteeeen!''

Ses yoktu karanlığa doğru tekrar seslendi.

İnceden inceye bir ses duydu Suat,‘Baba, baba buradayım'

Burtay'dı…

Karanlığa doğru seslendi,'Oğlum, Burtay'ım…'

***

Babalar evlatlarının kahramanıdırlar, Burtay'ın da kahramanı gelmişti. Kendisini de, annesini de, kardeşini de kurtaracaktı.

Ama

O da babasının oğluydu, o da bir kahramanlık gösterdi Baba ben iyiyim, önce kardeşimle annemi kurtar.” dedi, önceliği kardeşine verdi.

Suat karanlığa tekrar seslendi bir ses daha duydu.

Baktı kızı Burcu ve eşi Nurten yanyana idi, üzerlerine düşmüş olan enkazları kaldırdı, kızını kucağına aldı sımsıkı sarıldı.

Tam dışarıya çıkacaktı ki…

Gelmez olaydı, ama bir artçı daha geldi.

O da çıkamadı…

***

Toz duman birbirine karıştı ve ortalık yine kapkaranlıktı, yine bağırıyordu,‘‘Burtayyyy, Nurtennnn!''

Kahrolası bir sessizlik vardı yine, sıkıştığı yerden kucağındaki 18 aylık evladı Burcu ile çıkmaya çalıştı.

Ama

Nafileydi.

Üzerine düşen enkazları kaldıramıyordu.

Tam 7 saat kaldı enkaz altında…

***

Acaba oğlu Burtay ve eşi Nurten'nin durumları nasıldı?

Bilmiyordu ki…

Yukarıdan bir ses duydu;‘Buradan bir ses geliyor, birileri var.'

Ulaştılar askerler Suat'a ve Burcu'ya…

Önce kızı Burcu'yu verdi, bir saat sonra da Suat'ı çıkardılar.

Ya Evlat Burtay, ya can yoldaşı Nurten?

Bana gönderdiği mesajda şöyle yazmış Suat;

‘‘Bizden sonra eşim Nurten'i ve oğlum Burtay'ı çıkartmışlar, onları hastane de koyun koyuna cansız yatarken dünyam yıkıldı be Hocam…''

***

Milli Egemenlik İlkokulunda öğrencimizdi Burtay, o günkü depremde hayatını kaybeden Merve Bozoğlu da…

Depremin şokunu üzerimizden attıktan ve eğitim öğretime tekrar başladıktan sonra, odamdaki dolaptan ruhsal dosyalarını çıkarttım.

Burtay'ın ve Merve'nin fotoğraflarını büyüttürüp çerçeve içine aldım.

Ve

Velilerimizin giriş çıkış için kullanmış oldukları kapının tam karşısına astım.

Burtay'ın resminin altına ise babasına son söylediği sözünü yazdım.

‘‘Baba ben iyiyim, önce kardeşimi ve annemi kurtar.''

Çünkü

O bir kahramandı.

11.11.2019

Muharrem Demirel