“Gazipaşa İlkokulu’nun yanında bulunan itfaiye ekipleri, gece geç saatlerde okul binasından garip seslerin geldiğini tutanak tutarak yazı altına almışlar. Okullar bir hafta tatile girince, Belediye Başkan Yardımcımız Asuman Hanım’ın refakatinde binadan karot alındı. Sonuç ortaya çıktı. O kadar riskli bina yazanları görmüştüm. Ancak binanın raporunda ‘GÖÇME RİSKİ’ var diyor” diye gazetelere beyanat veriyor, Bolumuzun Şehrül Emin’i Tanju Özcan.

Bizlerin, teknik elemanların raporlarına karşı söyleyeceğimiz olamaz.

Bolumuzun Şehrül Emin’i Tanju Özcan;“Gazipaşa İlkokulu’nun yeni bir binası mevcut. Ama Milli Eğitim Müdürlüğü Gazipaşa İlkokulu’na yaptığı okul binasını kullanıyor.” diye sözlerine devam ediyor. Bu sözlerden de anlıyoruz ki, Gazipaşa İlkokulu’nun biran önce okul bölgesini boşaltması isteniyor.

İşte bu beyanata karşı söyleyeceklerim var.

Gazipaşa İlkokulu; 1910 yılında başlayan ve 1949-1950 dönemine kadar çeşitli isimlerle hizmet vermiş, anılan tarihten bu zamana kadar da şimdiki ismini almış, köklü ve belli bir kültüre sahip eğitim kurumlarımızdan bir tanesidir. Bu okuldan mezun olan öğrencilerden devletimizin yönetim kademelerinde görev alanlar bulunmaktadır ki, bu da okulun misyonunu tam olarak yerine getirdiğini göstermektedir.

29 şubesi bulunan Gazipaşa İlkokulu, Milli Eğitim Müdürlüğü’nün kullanmış olduğu ve ilkokul olarak kullanılmak üzere inşa edilen binaya geçmiş olsa bile, binada bulunan dersliklerin yetersiz kalacağı gün gibi aşikârdır. Fiziki ortam yetersizliğine karşı çözüm nedir? İkili öğretim.

Oysaki ilimizde ikili öğretime ihtiyaç duyulmaması,Bolu eğitimi için bir gurur kaynağıdır. Erken başlayan ve ileri bir saatte sonlanan ikili öğretimin handikapları,herkes tarafından bilinmektedir. Bile bile köklü bir okulu ikili öğretime doğru itmek vicdanları yaralayacaktır.

Bir de merkezi bir yerde bulunan okulun kayıt bölgesinin genişliği düşünülecek olursa, en uç bölgeden gelen minik bir yavrunun eğitim-öğretim hayatı boyunca daha uzun bir yol kat edeceği akıllardan çıkarılmamalıdır. Bu ulaşımın yaz-kış demeden devam edeceğinin bilinmesi, çözüm arama sırasında yol gösterici olacaktır.

Geleceğimizin teminatı olan minik öğrencileri, velilerinin okula bıraktıkları gerçeği göz önünde bulundurulursa durum daha da zor hal alacaktır.

Bolumuzun Şehrül Emin’i Tanju Özcan aynı beyanatında, binanın bulunduğu arsanın 5 yıl önce okul alanı olmaktan çıkartıldığını söylemektedir. Ancak 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nun 65. maddesi de der ki; “Okullar için tahsis, satın alma veya kamulaştırma yolu ile sağlanan topraklarla bu topraklar üzerinde yapılacak bina veya bulundukları yerlere göre köy veya özel idareler adına tapuya tescil edilir.”

Alınan karar ile yapılan imar değişikliği ve 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nun ışığında Bolumuzun Şehrül Emin’i Tanju Özcan’ın, bu minik yavruların yarınları için Belediye Meclisi’nde, öğrenci ve velilerin memnun olabileceği kararı düzelteceğine inancım tamdır.

İnşaat sektörünün bu kadar ileri seviyede olduğu bir zamanda,arsa probleminin çözülmesi halinde,kısa bir süre içerisinde devletimizin bu alanda yeni okul inşa edebileceği herkesin malumudur.

Bolumuzun Şehrül Emin’i Tanju Özcan’ın; böyle köklü bir okulun aynı yerinde inşa edilmesi, öğrencilerin güvenli bir okula kavuşması, ikili öğretime öğrencileri mahkûm etmemesi, öğrenci ve velilerin daha uzun bir mesafe kullanarak okula ulaşım için çabalamaması adınagerekli çalışmaları yapacağına inancım tamdır.

Minik yavruların güvenliğini önemseyecek kadar duygusal, eğitimci bir anne ve babanın evladı olarak eğitime yakın Bolumuzun Şehrül Emin’i Tanju Özcan’ın gönüllerden gelecek garip seslere duyarsız kalmayacağı ümidi ile.

Bir de Orhan Gencebay ne diyor parçasında ona kulak verelim. “Hepimiz bir misafiriz, zaman gelince göçeriz. Ecel can alırken, her şeyimizden geçeriz gönül.”

BİR OLMAK, İRİ OLMAK, DİRİ OLMAK DİLEĞİYLE…