Her anne-babanın çocuğuna karşı en az bir kere kullandığı o “meşhur” cümle. Öyle ki türevleri oldukça fazla ama, işlevselliği yok. Yani; çocuk büyütürken istemsizce söylenen ve amacı “tamamen masum bir koruma içgüdüsüyle!” çocuğumuzu doğruya sevk etmek olan bu tarz engelleyici cümle ve söylemlerin, faydadan çok zarar getireceği ortada.

Çocuk psikolojisinde “çocukluk engellenmeleri” ayrı bir literatür konusudur. Her ne kadar direkt olarak söylenmese de ana teması “sen zaten yeterince iyi yapamazsın” demek olan, korumacı ebeveynlerin sıklıkla kullandığı bu; çocuğu durduran söylemler yerine daha yapıcı ve destekleyici olanlarını tercih etmek son derece önemli.

Örneğin; çocuk herhangi bir sorunda size başvurduğunda “Hadi bakalım, öyle hemen pes etmek yok. Biraz gayret edersen başarabilirsin.” şeklindeki yaklaşımların çocukların özgüveni üzerinde olumlu etkileri olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.

En ufak bir aykırılıkta “Sus, otur!” denilen, yetersizlik, başarısızlık ve dolayısıyla değersizlik hissiyle büyüyen bir bireyden başarılı olması beklenemez, öyle değil mi?

Bazen ebeveynlerin çocuğunu korumak adına gereksiz kurallar koyduğuna ve bunları ne pahasına olursa olsun uyguladığına şahit oluyoruz. Bu çocuğunuza görünmez tel örgüler örmekten başka bir şey değildir.

Halbuki görünmez tel örgüler yerine çocuğun seçim yapmasına  izin vermek, fikrini sormak, ev içi alana dair yaşına uygun görevler vermek, gündelik yaşam döngüsünde yer almasını sağlamak, sağlıklı bir şekilde gelişmesi, sosyalleşmesi ve bilinçlenmesi için yeterli olacaktır.

“Peki bizler anne-baba olarak çocuğumuzu eğitmekle ve doğruları öğretmekle yükümlü değil miyiz?” dediğinizi duyar gibiyim. Elbette, sadece bunu yaparken eleştirmeden, engel koymadan deneyimlemesine izin vererek ama bir yandan da rehberlik ederek çocuğumuzun kendisini gerçekleştirmesine şahitlik edebiliriz. Bireyin kendisi olabilmesi demek yeteneklerini keşfederek kendine en uygun yolu seçmesi demektir. Lütfen çocuklarınızı bir şeylere zorlamayın, acele etmeyin. Her çocuğun büyüme hızı aynı değildir. Geleceğe yatırım yaparken anı “şimdiyi” kaçırmayın. Çocuğunuzun her anı çok kıymetli. Bir daha “bugün” ü yaşamak mümkün olmayacak.

Bırakın geç öğrensin okumayı-yazmayı, zaten çok uzun sürecek bir okul hayatı olacak. Arkadaşları dışarıda oynarken; “Ödevlerini bitirmezsen, dışarıda oynayamazsın.” dediğinizde çocuğunuzun içindeki ışığı da söndürüyorsunuz fakında olmadan. Sonra ne dersten hayır geliyor, ne çocuktan!

Üzgünüm ancak ne yazık ki; engellenen bir çocuktan başarılı, mutlu olmasını, kendisi olmasını bekleyemezsiniz.

Çocuğuna cesaret veren, hata da yapsa hep yanında duran ve olduğu gibi kabul eden ebeveynlere selam olsun!