Nasrettin Hoca, oğlunun eline bir testi tutuşturup, çeşmeden su getirmesini istemiş. Dışarı çıkarken de ensesine bir şaplak atıp;

‘Testiyi kırma ha’ diyerek bir öğüt vermiş.

Bu durumu gören komşularından biri;

‘Yahu Hocam, henüz testiyi kırmadan niye tokat atıyorsun?’ deyince, Hoca demiş ki;

‘ Testiyi kırdıktan sonra neye yarar be muhterem’

Mesaj önemli

Çünkü

Canlara can katacak olan su önemli, testiler önemli, suyu taşıyacak olanlarda…

Ama

Çok şey ifade eden şaplaklarda…

Üzgünüz…

Hem de pek çok.

Çünkü

Ormanlarımız cayır cayır yanıyor; bize ders olması gereken o şaplaklardan dersler alınmıyor.

***

Nemrut, Hazreti İbrahim’i yakmak üzere büyük bir ateş yaktırmış. Bazıları odun taşıyormuş ateşi daha fazla artırmak için, bazıları ise su…

Bakmışlar ki boyuna posuna bakmadan karıncada su taşıyor.

Demişler ki:

‘Senin bir damla suyun mu ateşi söndürecek?’

Karınca şöyle cevap vermiş;

-Taşıdığım suyun ateşi söndürmeyeceğini ben de biliyorum. Ama böyle bir zamanda safımı belli etmenin şerefi bana yetmez mi?

Çok şükür safımız belli.

Ama

Bu ciğerlerimiz dağlayan orman yangınları karşısında, testiye doldurmuş olduğumuz gözyaşlarımız, yangınları söndürmek için yeterli olmuyor ki…

***

Keşke, etkili ve yetkili konumda olanlar, Nasreddin Hoca’nın şaplağını, karıncanın kararlılığını anlayabilseler.

Ormanlarımız cayır cayır yanarken, ciğerlerimiz dağlanırken, imkânlarımız yetersiz kalırken,

Hazreti Mevlana’nın’
“Basra’nın yıkılmasından, harap olmasından evvel, pişman olmak gerek. O pişmanlık, yani ÖNCEDEN TEDBİR, belki de Basra’yı harap olmaktan kurtarır’ sözlerini hatırlayabilseler.

Keşke…

Ah keşke,

Hepimizi çaresiz bir ağlayışa sevk eden bu orman yangınlarından önce, İMKÂN TESTİLERİNİ yeterince hayırlara kullanılabilseler…

***
‘Çanakkale içinde bir dolu testi

Analar babalar umudu kesti…

O Çanakkale ki, o testi ki; analar babalar evlatlarından umudu kesmiş olsalar bile, içlerindeki VATAN TESTİSİ çağlayanlar gibiydi.

Bir ellerinde İMAN ve İNANÇ TESTİSİ, diğer ellerinde DEVLET ve MİLLET TESTİSİ vardı.

Ve

Suyu hiç bitmeyen, karşılıksız SEVGİ ile dolu o testilerin içinden GÜVEN, MUHABBET, SAMİMİYET akardı.

Ya şimdi?

TESTİLER çatladı, su sızdırıyor. Vatandaş, BAKANLARIN testilerine de, bakmayanların testilerine de artık inanmıyor.

Çünkü

Bu bilgi kirliliğinde kimler yangına su taşıyor, kimler odun, kimler karınca, kimler katır, belli değil.

***

Nerede ‘Su, su!’ diye inleyen bir yer ve can verenler varsa, orası Hz. Hüseyin’dir, ehl-i beyt’dir.

Ve

Orası Kerbelâ’dır.

O Kerbelâ ise bugün, Antalya’da, Muğla’da, yurdumuzun pek çok yerinde yanan yemyeşil ormanlar

Ve de

İçinde yaşayan mahlûkattır.

O Kerbelâ bugün, anlayanlara Nasrettin Hoca’nın attığı şaplak, boyuna posuna bakmadan su taşıyan karıncadır.

O Kerbelâ bugün, testilerin kırılmaması için görünenden öteye doğru görünmeyenleri de görecek bir göz, bir akıldır.

***

Testiler dedik ya…

Bizleri doğrulara ve güzelliklere ulaştıracak o testiler çok önemliler.

Önemlerini anlayamaz isek, vay halimize.

Çünkü

Bizi biz yapan değerlerimizi sızdıran bu çatlamış testilerle, sadece yanan ormanlar ile değil, her anlamda her yer bizlere KERBELÂ…

04.08.2021

Muharrem Demirel