Geçen haftaki yazımı yazarken, “tamam artık  depremle ilgili bir şey yazmama gerek olmaz” diye düşünmüştüm. 

Öyle ki; yaşadığımız kayıplar ve olumsuzluklar her ne kadar bizi etkilese de zaman içerisinde unutulup gidiyor ve dünya döngüsüne bağlı olarak yerini yenileri alıyor.

İnsanın fıtratında var, UNUTMAK!

Gelin görün ki unutmaya çalıştığımız ne varsa hayat bize hatırlatmaya devam ediyor.

Geçen hafta meydana gelen 4.8'lik depremin yüzeye yakın olmasının da  etkisiyle Bolu halkı günlerce tedirginlik yaşadı.

Olayın sıcaklığı ile medyaya yansıyan ilk görüntülerde dikkatimi çeken yine çocuklardı.

Hep söylerim  sıcak haber söz konusu olduğunda halk, en önemli kaynaktır.

Veli gruplarından çocukların o anki panikle okul binalarından montsuz,  yanlarında eşyaları olmadan dışarı çıktığı resimler paylaşıldı.

Bolu'da 4,8 büyüklüğünde deprem - Gazete Yazıyor

Anneler hemen okullara koştu. Derslere ara verildi. Kısacası günlük akış tamamen değişti.

Herkese geçmiş olsun..
Öncelikli olarak kadınlarımıza ve  çocuklarımıza vereceğimiz eğitimlerle organize olmuş bir toplumsal yapının gerekliliği bir kez daha gündeme geldi gördüğünüz gibi.

Yaşanılan bölgenin coğrafi özellikleri göz önünde bulundurularak depremle alakalı eğitimlerin hatta tüm doğal felaketler veya yangın gibi belli bir nedene bağlı olabilecek her türlü olağanüstü durumla ilgili; toplanma yerinin neresi olacağı, ilk anda yapılması gerekenlerin neler olduğu, grup liderinin kim olduğu-okuldaki öğrencilerin belli bir lider eşliğinde gruplara ayrılması çok önemli- gibi konuların önceden belirlenip  yıllık planlamaların içerisinde yer alması gerekiyor.

Eğitim-öğretim yılı başlamadan yıllık mevzuat içerisinde  Sivil Savunma planı mevcuttur ancak, yazılı metnin bir dosya içerisinde kalmasının kimseye bir faydası yok.

Toplumun her bir biriminin  birilerinden beklemek yerine yetki dairesinde üzerine düşeni yapması çok önemli. 

Burada tatbikat dediğimiz afet ön hazırlığı organizasyon ve faaliyetlerinin birincil öneme sahip olmasının gerekliliğine vurgu yapmak isterim.

Yaşam alanlarından sonra çocuğun sosyalleştiği ve hayata dair birçok olguyu öğrendiği yer olan okullarımızın Sivil Savunma ile ilgili düzenli eğitim vermesi büyük  öneme sahip.

Sonuç olarak okullarda verilen eğitimin özellikle sosyal hayatla ilgili olan kısımları çocuklarımıza bir ömür  boyunca gereken bilgileri içermekte.

Dünyanın birçok yerinde gereken düzenlemelerin meydana gelen felaketlerden sonra yapıldığı bir gerçek.

Bu konuya dair hep verdiğim bir örnek var;  ölümlü bir trafik kazasından sonra olayın gerçekleştiği bölgeye üst geçit  yapmak !

Gideni geri getirmiyor..

Tıpkı burada olduğu gibi bir şeyler olmadan, kayıplar verilmeden önlem alınması çok önemli. 

Tevekkel olmak da zaten böyle bir şey değil mi?

Önlemimizi alıp, gerisini Allah'a bırakmak ve ona sığınmak. KALIN SAĞLICAKLA!