“ Çok okuyan mı daha çok bilir çok gezen mi?” bir çok münazaraya konu olmuş, yıllardır tartışılan çeşitli bakış açıları ile düşünceleri değiştirebilen bir soru.


Bütün günü kitap okuyarak geçirmeyi seven biri olarak yazıyorum. Kitap okumak bana göre bir çok hayata dokunmak gibi… Hiç gezmediğim sokaklardan geçmek, hiç tanımadığım insanlarla konuşmak gibi… Her karaktere kendi hayal dünyamda can vermek, surat ifadelerine kadar kendi dünyamda şekil vermek beni oldum olası çok keyiflendirmiştir. Kitap okuyan insanların hayal dünyaları geniştir. Bilmediğimiz bir şehrin sokaklarını bir kitaptan okuyabilir, belki hiç gidemeyeceğimiz ülkeleri o satılardan gezebiliriz. İnsan okuyarak birçok ülke gezebilir, birçok kültürü öğrenebilir. Çantasını alıp gidemeyeceği kadar çok şehri kitapların sayfalarından kolaylıkla gezebiliriz.


Okumanın getirdiği hayal gücünü gezilen yerleri gören gözler ve klavuzlar bile oluşturamaz. İnsan sonuçta ne kadar çok yeri gezse de hep bir yerler eksik kalacaktır. Fakat insan okumayla gitmeyi hayal bile etmenin zor olduğu bir yer hakkından çok önemli bilgilere sahip olabilir.


Tabi bunların yanında insan okuduğu şeyleri unutur ama gezdiği, gördüğü, yaşadığı yerleri unutmaz. Görsel hafıza anıları, yaşanılanları zaman geçse bile o ana tekrar götürür. Bir şehri keşfetmek ile, bir şehir ile ilgili kitabı okumak aynı şey değildir. Bir şehri keşfederken hiçbir kitapta yazmayan şekilde bakarsın etrafına sadece senin yazabileceğin, senin hislerin dökülür satırlara…


Tabi ki gezerek edindiğimiz bilgiler daha kalıcı ve daha detaylıdır. Ama okuyarak öğrendiğimiz bazı bilgileri gezerek öğrenemeyiz. Bir atomun parçalara ayrılması gezerek edinebileceğimiz bir bilgi değildir. Bunun gibi birçok konu gezilerek öğrenilemez.


Yani hayatımızdan ne okumayı çıkarabiliriz ne gezmeyi… Bir yolculuk esnasında sırt çantamıza o şehirle ilgili bir kitap iliştirmeli, teorik bilgileri edinmeli ve sonrasında o şehri yaşamalıyız. İşte bunun en güzel mevsimindeyiz. Birkaç parça eşya ve keyifli bir kitapla şehirleri keşfetmek, ruhlarımızı dinlendirmenin tam sırası…


Çantanızda mutlaka kitaplar olsun. Bir yerden bir yere seyahat ederken otobüs, uçak, araba, tren farketmez sıkılmak yerine yeni bilgiler öğrenip yolculuklarımızı güzelleştirmeliyiz.