Türkiye’de her hasat mevsiminin ardından gündeme gelen anız yangınları, yalnızca çevre felaketi olarak değil aynı zamanda tarımsal sürdürülebilirlik açısından da önemli bir sorun haline geliyor. Özellikle buğday ve arpa gibi tahıl ürünlerinin biçiminden sonra tarlada kalan bitki artıklarının yakılması, kolay ve ucuz bir yöntem olarak görünse de beraberinde çok sayıda tehlikeyi getiriyor.
ANIZ NEDİR, NEDEN YAKILIR?
Anız, hasat sonrası tarlada kalan sap, kök ve saman kalıntılarına verilen isimdir. Biçerdöverle yapılan hasattan sonra kalan bu artıkları temizlemek, yeni ekim dönemine hazırlık açısından önemlidir. Ancak bu artıkların temizlenmesi, modern tarım araçları ve yöntemleriyle hem zaman hem de maliyet açısından çiftçiler için zorlayıcı olabiliyor. Bu nedenle birçok üretici, ekonomik ve pratik olduğunu düşündüğü için anız yakma yoluna başvuruyor.
Bolu'da da bazı bölgelerde gözlenen bu uygulama, özellikle küçük ve orta ölçekli çiftçiler arasında hâlâ yaygınlığını koruyor. Çiftçiler, topraktaki sap artıklarının ekim makinelerine zarar verdiğini, toprağın kolay sürülememesi nedeniyle verimin düştüğünü ve yabancı otların çoğaldığını ifade ederek, yakmanın "zorunlu bir çözüm" haline geldiğini savunuyor.
TOPRAĞA GÖRÜNMEYEN ZARARLAR VERİYOR
Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı uzmanların açıklamalarına göre, anız yakmak sadece tarlayı değil, uzun vadede toprağın kendisini de öldürüyor. Yanan alanlarda sıcaklık 600 ila 1000 dereceye kadar çıkabiliyor. Bu yüksek ısı, toprakta bulunan faydalı mikroorganizmaları, solucanları ve diğer canlıları yok ediyor. Böylece toprağın biyolojik yapısı bozuluyor ve organik madde miktarı azalıyor. Toprak fakirleşiyor, su tutma kapasitesi düşüyor, humus oluşumu engelleniyor.
Ayrıca, yüzey örtüsünün ortadan kalkması nedeniyle toprak daha fazla rüzgâr ve yağmur erozyonuna maruz kalıyor. Bu da özellikle eğimli arazilerde verimli toprak katmanlarının kaybolmasına neden oluyor. Sonuç olarak tarımsal üretkenlik azalıyor, toprağın iyileşmesi yıllar alabiliyor.
EKOSİSTEM VE SAĞLIK RİSKLERİ DE BÜYÜK
Anız yakmanın etkileri sadece toprakla sınırlı kalmıyor. Yakılan anız, büyük miktarda karbon dioksit, karbon monoksit, metan ve diğer zararlı gazların atmosfere salınmasına neden oluyor. Bu durum hem hava kirliliğine hem de sera gazı etkisinin artmasına yol açıyor. Özellikle yaz aylarında bu dumanlar, şehir merkezlerine kadar ulaşarak solunum yolları hastalıklarını tetikliyor, görüş mesafesini azaltarak trafik kazalarına neden olabiliyor.
Ormanlık alanlara yakın yerlerde yapılan anız yakmaları ise büyük yangın riskini beraberinde getiriyor. Kontrolden çıkan yangınlar, yalnızca tarla sınırlarını değil, köyleri, ormanları, elektrik hatlarını ve canlı yaşamı tehdit ediyor. Son yıllarda Türkiye genelinde çıkan orman yangınlarının bir kısmının kaynağı da kontrolsüz anız yakmaları olarak kayıtlara geçti.
YASALARA GÖRE YASAK AMA…
Türkiye’de 2872 sayılı Çevre Kanunu ile anız yakmak yasaklanmış durumda. Kanuna göre, tarlasında anız yaktığı tespit edilen kişilere her dekar için para cezası uygulanıyor. Ancak buna rağmen uygulamada ciddi denetim eksiklikleri ve cezaların caydırıcılıkta yetersiz kalması nedeniyle anız yakımı bazı bölgelerde hâlâ devam ediyor.
Bolu İl Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri, anız yakmanın hem çevreye hem tarıma hem de insan sağlığına ciddi zararlar verdiğini belirterek çiftçilere alternatif yöntemleri kullanmaları yönünde çağrıda bulunuyor.
ÇÖZÜM NE OLMALI?
Bolu İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün daha önce yaptığı bilgilendirme çalışmalarına göre, anız yakımının önlenmesi amacıyla çiftçilere çeşitli alternatifler sunulmaktadır. Kurumun resmi açıklamalarında, anızın yakılmadan da tarım alanlarından uzaklaştırılabileceği veya toprakla entegre edilerek değerlendirilmesinin mümkün olduğu vurgulanmaktadır.
Kurumun açıklamasına göre, anız yakmanın yerine şu yöntemler tercih edilebilir:
*Hasat sırasında biçerdöverin daha alçaktan kesim yapması sağlanmalı,
*Sap parçalama makineleri ile kalan bitkisel artıklar toprağa karıştırılmalı,
*Bitki artıkları hayvancılıkta yem ya da altlık olarak değerlendirilmeli,
*Organik maddeler, toprağın humus yapısını güçlendirmek üzere tarlada bırakılmalı,
*Mümkün olan yerlerde doğrudan ekim gibi toprak işlemesiz tarım teknikleri teşvik edilmelidir.
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ayrıca, çiftçilerin bu yöntemlere erişimini kolaylaştırmak için zaman zaman eğitim çalışmaları ve ekipman destek programları yürüttüklerini de ifade etmektedir. Kurum, anız yakmanın kısa vadede kolay bir çözüm gibi görünse de uzun vadede toprağa, doğaya ve üreticiye zarar verdiğini hatırlatmaktadır.