Çukurova'nın batı ucunda yer alan bu verimli ovalar, imara açılarak konut ve sanayi tesislerine dönüşüyor. Çiftçiler, artan maliyetler ve miras yoluyla bölünen araziler nedeniyle üretimden çekilip topraklarını satmak zorunda kalabiliyor. Bu durum, on yıllardır süregelen bir tarım kültürünün ve bilgi birikiminin de yok olmasına neden oluyor. Uzmanlar, tarım arazilerinin korunması için acil ve etkin önlemler alınmazsa, gelecekte bu toprakların betonlaşmasının geri dönülemez sonuçlar doğuracağı uyarısında bulunuyor.
Tarım Arazilerinin Korunması İçin Hangi Önlemler Alınıyor?
Tarım arazilerinin korunması amacıyla "Büyük Ova Koruma Alanı" gibi yasal düzenlemelerle tarımsal sit alanları belirlenmekte ve bu alanların tarım dışı amaçlarla kullanılması engellenmeye çalışılmaktadır; ancak bu önlemlerin uygulamadaki etkinliği ve denetimi tartışma konusudur. Kaçak yapılaşma ve imar afları, bu koruma kalkanını delen en önemli sorunlar olarak öne çıkıyor. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, bu tür yasa dışı faaliyetlere karşı denetimlerini sürdürse de, sorunun boyutu daha köklü çözümleri gerektiriyor.
Bu konuda çiftçi örgütlerinin, ziraat odalarının ve sivil toplum kuruluşlarının farkındalık çalışmaları büyük önem taşıyor. Tarımın stratejik bir sektör olduğu ve toprakların korunmasının bir milli güvenlik meselesi olduğu bilincinin tüm topluma yayılması gerekiyor. Kentin tarımsal geleceği ve bu konudaki tehditler hakkında en güncel bilgilere ulaşmak için yerel Mersin haber kaynaklarını takip etmek kritik bir öneme sahiptir. Bu konudaki uzman görüşleri ve analizler için Mersin haber siteleri önemli birer platformdur.
Sürdürülebilir Tarım ve Geleceğin Gıda Modelleri
Tehditler karşısında umut veren gelişmeler de yaşanıyor. Mersin'de bazı öncü çiftçiler ve tarım girişimcileri, sürdürülebilir ve modern tarım tekniklerine yöneliyor. Topraksız tarım, dikey tarım ve iyi tarım uygulamaları gibi yenilikçi modeller, daha az alanda daha verimli ve daha sağlıklı ürünler yetiştirme imkanı sunuyor. Bu modeller, aynı zamanda su kaynaklarının daha verimli kullanılmasını da sağlıyor. Bu tür projeler, geleceğin gıda üretim modelleri için birer laboratuvar niteliği taşıyor.
Mersin Üniversitesi Ziraat Fakültesi, bu alanda yaptığı bilimsel çalışmalarla ve yetiştirdiği ziraat mühendisleriyle bölge tarımına önemli katkılar sunuyor. Üniversite-çiftçi iş birliğinin artırılması, modern tekniklerin tarlaya daha hızlı aktarılmasına yardımcı olacaktır. Tarımsal potansiyelini akılcı ve sürdürülebilir politikalarla yöneten bir Mersin, gelecekte de Türkiye'nin gıda ambarı olmaya devam edecektir. Bu vizyon, şehrin en önemli zenginliğini korumanın tek yoludur.