Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 21 Ocak'ta Grand Kartal Otel'de meydana gelen yangın nedeniyle 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin de yaralandığı olaya ilişkin tamamlanarak Bolu Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede ifadesi yer alan otelin sahibi Halit Ergül'ün eşi Emine Mürtezaoğlu Ergül, eşiyle Grand Kartal Turizm AŞ'yi kurduklarını belirtti.
O dönemde şirket kurulurken 5 kişi bulundurma mecburiyeti olduğundan bu sayıyı tamamlamak adına eşiyle kızları Elif Aras ve Ceyda Hacıbekiroğlu'nu da şirket bünyesine kattıklarını kaydeden Ergül, şirkette başkanvekili olarak yer aldığını ancak bu görevin tamamen evrak üstünde olduğunu, şirketin işleyişi ve idari kısımda görevinin fiilen bulunmadığını, genellikle otele kızları ve torunlarıyla kayak yapıp zaman geçirmek için gittiklerini, şirket ve otel yönetiminin eşi Halit Ergül ve damadı Emir Aras'a ait olduğunu savundu.
Oteldeki yangına ilişkin tedbirleri, otelin yapısal sıkıntıları, personel eğitimi gibi hususlardan bilgisinin olmadığını iddia eden Ergül, olay günü 6'ncı katta 6018 numaralı odada kaldığını, saat 03.32 sıralarında koridorlardan gelen seslerine uyandığını, odadan çıktığında yoğun dumanla karşılaştığını ve derhal odanın kapısını kapattığını anlattı.
Ergül, otelde bulunan kızı Ceyda'nın arayıp yangını söylediğini, kendisinin de ona ve diğer kızına odalarındaki camları kırmalarını ilettiğini aktararak, "Sonraki süreçte yangında panik hali mevcuttu. Odadan ayrılmadım, bulunduğum odanın camına otel çalışanları merdiven uzattı ve odadan bu sayede çıktım. Önceden haber verilip erkenden otelden ayrılmam gibi husus söz konusu değildir. Yangından son derece üzgünüm ancak bu konuda yükümlülüğüm bulunmamaktadır. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum." ifadelerini kullandı.
- "Uyandığımda odada dumanın sızmış olduğunu gördüm"
Otelin sahibi Halit Ergül'ün kızı Ceyda Hacıbekiroğlu da otele ortaklığının 16 yaşındayken annesi ve babası tarafından gerçekleştirildiğini kaydetti.
Ortak olarak evrak üzerinde yer alması dışında şirketin yönetimine ve idari işleyişine katkısının olmadığını savunan Hacıbekiroğlu, şirketle ilgili alınan kararlarda kendisine herhangi hususun sorulmadığını, dolayısıyla otelin inşasından bu yana geçen süreçte herhangi rolünün bulunmadığını öne sürdü.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Hacıbekiroğlu, yangının çıktığı gün iki çocuğu ve yardımcısıyla içten geçmeli 6004 ve 6005 numaralı odada kaldığını, yardımcısının koridorda yoğun duman olduğunu söyleyerek kendisini uyandırdığını aktararak, şöyle devam etti:
"Uyandığımda odada dumanın sızmış olduğunu gördüm. Camı kırmaya çalıştım fakat çift cam olduğundan dıştaki cam kırılmadı. Camın hemen alt tarafındaki sundurmada bulunan tanımadığım bir müşteri, yardım edeceğini söyleyerek camı kırdı. Ardından o sırada sundurmaya çıkmış vaziyette bulunan kayak hocalarına çocukları ilettim ve sundurmadan aşağıya indim. Otel dışına çıktıktan sonra kalan kişilere de elimden geldiğince yardım ettim. Yangında kendi arkadaşlarımı da kaybettim. Bize önceden haber verilip otelden hızlıca ayrıldığımız iddiaları doğru değildir. Yangın sonrası müdahale sırasında da AFAD ekipleri, otoparkta bulunan ve olay yerine sonradan gelen babamın aracının düzensiz şekilde otoparka park etmesi nedeniyle risk oluşturduğunu, burada patlama olabileceğini söylemeleri ve diğer bütün araçlarla çekilmesini istemeleri üzerine o araçlar otoparktan çekildi."
Halit Ergül'ün diğer kızı Elif Aras da tarihini hatırlayamadığı bir zamanda babasının kendilerini yönetim kurulu üyesi yaptığını belirtti.
Otelin işleyişi hakkında herhangi teknik bilgiye sahip olmadığını, İstanbul'da ikamet ettiğini, tatiller ve hafta sonları toplamda 3-4 sefer müşteri gibi otele geldiğini savunan Aras, her ne kadar yönetim kurulu üyesi ise de herhangi imza yetkisinin bulunmadığını ileri sürdü.
Aras, olay sırasında otelin 7. katındaki 7027 numaralı odada eşi ve kızıyla kaldığı bilgisini vererek, şunları kaydetti:
"Saat 03.30 sıralarında koridordan sesler duymam üzerine eşimden bakmasını istedim. Eşim kapıyı açarak koridoru kontrol etti ve yangın olduğunu söyledi. Kızımı alarak hızlı şekilde odadan dışarıya çıktım ve dumanların içerisinden doğrudan 5'inci kata lobi girişine indim. O esnada başka bir çocuk daha gördüm ve onu da alarak dışarıya çıktım. Olayın sıcağıyla ilk anda aklıma gelmese de o an fark etmem üzerine annemi, kız kardeşimi ve yeğenlerimi aramaya başladım. Daha sonra onların camlardan çıktıklarını öğrendim. Olay esnasında koridordaki sesleri duyarak uyandım, herhangi bir şekilde cep telefonundan kimse aramadı. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum."
- "Yangın eğitimi almadım"
Otelin resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, olay tarihinde gece nöbetçisi olduğunu, masanın sallanması nedeniyle deprem meydana geldiğini sandığını anlattı.
Mutfak çalışanının "Yangın var" diye bağırması üzerine olaydan haberdar olduğunu belirten Çetin, yangın eğitimi almadığını ve yangın tatbikatı yapılmadığı için panikleyerek donduğunu, resepsiyon içerisinde de ikaz veya alarm paneli bulunmadığını, bu konuda kendisine bilgi verilmediğini savundu.
Resepsiyona yakın alarm butonu bulunmadığını, olayı öğrendikten sonra saat 03.26 sıralarında 156 jandarma hattını, saat 03.28 sıralarında 112'yi aradığını, resepsiyon şefi ve görevlilerini ile otel müdürü Zeki Yılmaz'ı aradığını aktaran Çetin, "Olay sırasında Emir Bey'in kucağında çocuğuyla ve ailesiyle otelden çıktığını, Zeki Bey, Elif Hanım ve Ceyda Hanım'ın da koşarak otelden çıktıklarını gördüm. Hangisinin ne zaman çıktığını hatırlamıyorum. Resepsiyon bölümünde herhangi ikaz ve alarm paneli bulunmaması ve bu konuda eğitim almadığımdan dolayı kusurum yoktur." beyanında bulundu.