İzzet Baysal Vakfı, eğitim ve sağlık alanında 400 milyon lira yatırımla 135 eseri hizmete alarak Bolu'yu ihya etti. Merhum iş adamı İzzet Baysal'ın 1986'da kazançlarından ayırdığı ödenekle kurulan vakıf, bilimsel, sosyal, kültürel ve sağlık hizmetleri kapsamında ülkeye 135 eser kazandırdı. Bin öğrenciye burs veren vakfın kurucusunun adını taşıyan Abant İzzet Baysal Üniversitesinde (AİBÜ) yaklaşık 28 bin öğrenci eğitim görüyor. Vali Ahmet Zahteroğulları, yaptığı açıklamada, evlatlar için vefa ölçüsünün ailesine, memleketine, yetiştiği kente ve ülkesine hizmet etmek olduğunu söyledi. Bu açıdan Bolu'nun çok şanslı olduğunu anlatan Zahteroğulları, "Bolu, İzzet Baysal gibi bir evlat yetiştirmiş. Bu insan gerçekten ülkesine de vefalı. Hizmet etmenin çeşitli yolları var. İzzet Baysal, bir zamanlar bunu mimar, mühendis olarak yapmış. Sonra Türkiye'nin öncü sanayicilerinden olmuş. Sanayide de kendine özgü yöntemler kullanmış" şeklinde konuştu. Zahteroğulları, Baysal'ın yatırımlarından en anlamlısının memleketine yaptıkları olduğunu belirterek, "Bu şehre sanayici olarak fabrika yapabilirdi ya da başka girişimlerde bulunabilirdi. Onun yerine kalıcılığı ve devamlılığı olan bir eser bıraktı. Daha çok eğitime, sağlığa ve insan refahına dokunan hizmetlere ayırmış. Bunu kurduğu vakıfla da sürekli hale getirmiş" ifadesini kullandı. İnsanların hayır için sadece dini müesseselere yardım yaptığına dikkati çeken Zahteroğulları, şunları kaydetti: "Bazen hayır yaparlar ve kendileri filen içinde olmazlar ama bizatihi vakıf kurup bunun için yöntem ve yönetim oluşturarak yapmak, özgün tarafını gösteriyor. 'Vakfı ben kurdum, ne dersem olur' düşüncesi yok. Kurduğu vakfı daha çok Bolululara emanet etmiş. Aile bireyleri bu dünyadan göçtükten sonra vakıf tamamen Bolululara kalacak. Bundan sonra bu şehrin neye ihtiyacı varsa oturup ona karar verecekler ve vakıf da ona destek olacak. Vakfetmek önemli bir şey, onu iyi kullanmak da. İzzet Baysal Vakfı,Türkiye ve dünyada örnek vakıflardan bir tanesi." Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun da İzzet Baysal Vakfının eğitim ve sağlık alanında üniversiteye yaptığı katkının çok büyük olduğunu vurgulayarak, "Bunlar isabetle seçilen iki önemli alan. Vakıf olarak ilkokuldan üniversiteye, sağlık ocağından tıp fakültesine kadar pek çok konuda büyük yatırımlar yapmış. Bunu da hiçbir karşılık beklemeden yapıyor" dedi. Vakfın destek verdiği başka alanlar da bulunduğuna dikkati çeken Coşkun, ortaöğretim ve üniversitenin başarılı mezunlarına, akademik personelin yurt dışı çalışmalarına da katkı sağladığını anlattı. Vakfın Başkanı Ahmet Baysal da merhum İzzet Baysal'ın ilk defa 1949'da Türkiye'de mekanize döküm fabrikası kuran sanayici olduğu bilgisini vererek, "Kurduğu İzsal Döküm Sanayi AŞ ile çok güzel çalışmalar yapmıştır. Çok mücadeleler vermiştir. Kime karşı mücadele vermiştir? Üretimi korumaya karşı mücadele vermiştir. Onun üretime karşı verdiği mücadeleyi hayırlarından daha üstün görürüm çünkü ülkenin yaşamasını, var olmasını temin eden tek güç üretimdir. Üretim olmadan bir ülke yaşamaz" değerlendirmesinde bulundu. Baysal, amcasının tasarrufa önem veren bir insan olduğunu aktararak, "Amcam, gereken harcamayı yapmasını bilir fakat fazla harcamayı israf sayardı. En takdir ettiğim cümlesi, 'İsraf, benim baş düşmanım' derdi. Kendinize, ihtiyacınıza göre muhakkak harcayın fakat gelirleriniz belli bir mertebeyi aştıktan sonra etrafınıza bakın. Sizden daha az kazananları muhakkak görün. Bunun için kendinize yeteri kadar olanı harcayın, tasarrufa yönelin. Üretim yapabilmek için tasarruf, tasarrufla yatırım yapmak lazım, bu yatırımdır üretimi getirecek olan" diye konuştu. Baysal, vakfın kente eser kazandırmayı sürdürdüğünü sözlerine ekledi.