HABER: FARUK ÇİDEM

 Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici, depremin eğitim emekçileri üzerinde yarattığı tahribat ve bakanlık tarafından alınan kararlarla ilgili basın açıklaması yaptı.

Gezici, eğitimcilerin bireysel idari izinli sayılmalarına tepki göstererek, “Depremin yarattığı ağır tahribatla mücadele eden eğitim emekçileri bugünlerde bir de MEB’in deprem bölgelerinde bulunan öğretmenlere gönderdiği yazının şaşkınlığını yaşıyor. Bu yazıda MEB, “Deprem sebebiyle evi yıkık, yıkılacak, ağır hasarlı, orta hasarlı ya da birinci derece yakınlarını kaybetmesi nedeniyle izin kullanmak isteyenler “genel idari izinli” değil bireysel idari izinli sayılırlar” şeklinde bir uyarıda bulunuyor ve “Bakanlığımız tarafından aksi belirtilmedikçe toplu sözleşme hükmü gelmediğinden bu öğretmenler ek ders alamaz’’ anlamına gelecek bir tespite yer veriliyor” dedi.

“SORUMLU ARKADAŞLARIMIZ DEĞİLDİR

Bu durumda bulunan ve depremden bu kadar ağır etkilenen eğitim emekçileri şimdi değil de ne zaman “genel idari izinli” sayılacak? Arkadaşlarımızın içerisinde bulundukları durum görevlerini yapmaya engeldir ve bu durumun sorumlusu bu bölgede çalışan eğitim emekçileri değildir. Sorumlu aranıyorsa imar affı çıkaranlara, gerekli denetimleri yapmayanlara ve kısa yoldan zengin olmayı teşvik edenlere bakmak gerekir arkadaşlarımıza değil. Bu durumda kamu üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli ve zaten depremden dolayı ağır bir yıkım yaşayan arkadaşlarımızı daha fazla mağdur etmemelidir. Vakit geçirmeden afet bölgesinde bulunan eğitim emekçileri genel idari izinli sayılmalıdır.

“ÖDÜLLER HANGİ ÖLÇÜLERE GÖRE VERİLDİ”

Deprem bölgesinde kaç eğitim emekçisini, kaç öğrencimizi yitirdiğimizin bilgisini bile vermeyen; öğretmenlerim ek derslerini kesmenin yolunu arayan; bu koşullarda dahi LGS’yi uygulamakta sakınca görmeyen MEB sadece “idari izin” ile ilgili yazıyı göndermekle kalmamış, böylesi bir dönemde eğitim emekçilerini sözde ödüllendirme listesini Tebliğler Dergisinde yayınlamıştır.

Söz konusu listeye göre MEB tarafından, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 122’nci maddesi gereğince 2022 yılının maaşla ödüllendirilen toplam personel sayısı 21.604’tür. Yayınlanan tablo incelendiğinde Bolu ilinde de 90 eğitim emekçisinin (45 öğretmen,35 müdür ve müdür yardımcısı,5 idari hizmetler personeli, 4 şube müdürü, 1 İlçe Milli Eğitim Müdürü ve İl Milli Eğitim Müdürü) bu ödül listesinde olduğunu  görmekteyiz.

Ödül listelerine baktığımızda; Türkiye geneli ve ilimiz özelinde ödüle layık görülenlerin ağırlıklı olarak iktidarın özenle seçtiği okul idarecileri ve il eğitim yöneticileri olduğunu görüyoruz. Bu tabloya bakarak ödül verilenlerin hangi ölçülere göre seçildiğini kamuoyunun takdirine sunuyoruz.

“KARŞI ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Eğitim Sen olarak belirtmek isteriz ki; eğitim emekçilerini yarıştıran, ayrıştıran uygulamalara karşı ilkesel olarak her zaman karşı çıktık, çıkmaya da devam edeceğiz. Israrla ve inatla ifade etmeyi sürdüreceğiz; çalışma barışını bozan, kimlerin kimleri takdir ettiğini bilemediğimiz bu uygulamalarınız eğitim emekçilerini motive etmiyor, eğitimin niteliğini arttırmıyor, kamu yararı sağlamıyor.

“Kriteri belli olmayan” bu uygulamalar eğitim emekçilerinin itibarını artırmıyor, güçlendirmiyor aksine onları başarılı- başarısız diye ayrıştırıyor. Atomlarına ayırdığınız, türlü sıfatlarla böldüğünüz öğretmen odalarındaki iş barışını ve dayanışmayı bir de bu şekilde zedeleyemezsiniz.  

“DEĞERLİ HİSSETTİRECEK ŞEY DAYANIŞMADIR”

Zor günlerden geçtiğimiz bu dönemde, derin yoksulluk çeken halkımız elindeki bir ekmeği bölgeye ulaştırmanın yollarını ararken; depremden etkilenen halkımızla dayanışma seferberliği yaşarken MEB’in uygulamaları, yaşanılan gerçekliği yok sayarak, öğrencileri ve eğitim emekçilerini yarıştırmaya ve ayrıştırmaya devam ediyor.

MEB’e önerimiz eğer öğretmenleri değerli hissettirmek istiyorsa ödül için ayırılan bütçeyi bölgedeki ihtiyaç sahibi depremzede eğitim emekçilerimize dayanışma olarak aktarmasıdır. Mesleğimizi ve kendimizi değerli hissettirecek olan “dayanışmadır”.

Eğitim emekçilerinin ihtiyacı olanın; çalışma barışını bozan uygulamalardan vazgeçilmesi; sağlıklı çalışma ortamlarının sağlanması; öğretmenlik mesleğine ve emeğine gerekli itibarın gösterilmesi ve insanca yaşanacak bir ücret olduğunu hatırlatırız.

Editör: Sefa Günay