Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi ve ekoloji uzmanı Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu, İl Genel Meclisi’nde yaptığı sunumda Bolu’da su kaynaklarının alarm verdiğini, şehrin su rezervlerinin sürekli tükendiğini vurguladı.
Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu, Bolu’nun yıllık yer altı su potansiyelinin yaklaşık 63 milyon metreküp olduğunu belirterek, “Bu rakam, şehir nüfusu ve tüketim alışkanlıkları dikkate alındığında sadece 4 yıl yeterli. Hiçbir kriz ya da nüfus artışı yaşanmasa bile bu su rezervi sadece dört yılı kurtarabilir” dedi.
Sadece içme suyu değil, tarım ve hayvancılıkta da suyun kontrolsüz kullanıldığını belirten Külköylüoğlu, "İsraf, denetimsizlik, bilinçsizlik en büyük problemlerimizden. Su, bu şehrin geleceği için hayati bir mesele haline gelmiş durumda" ifadelerini kullandı.
GÖLKÖY BARAJI ŞEHRİ 3 AY İDARE EDEBİLİYOR
Sunumunda Gölköy Barajı’na da dikkat çeken Külköylüoğlu, barajın kapasitesinin yağışlardan önce yüzde 18'e kadar düştüğünü hatırlatarak, “Eğer sadece Gölköy Barajı’na bağlı olsaydık, bu su rezervi Bolu’ya yalnızca 3 ay yeterdi. Bu, süyun ne kadar kritik bir seviyeye geldiğini gösteriyor” dedi.
"SUYU HIZLICA TÜKETİYORUZ, OLUŞMASI BİNLERCE YIL ALIYOR"
Prof. Dr. Külköylüoğlu, suyun doğada yeniden oluşmasının çok uzun süreçler gerektirdiğini, bir litre suyun yer altına süzülerek yeniden dönmesinin binlerce yıl alabildiğini belirterek, “Biz bu suyu birkaç saniyede tüketiyoruz ama onun doğada yenilenmesi belki bin yıl sürüyor. İçtiğiniz su daha önce bir kaplumbağa, bir ağaç, bir solucan aracılığıyla yüzlerce sistemden geçerek size ulaşmış olabilir. Bu kadar kıymetli bir kaynağı tüketirken biraz daha sorumlu davranmamız gerekiyor” dedi.
"TÜRKİYE, SU STRESİ YAŞAYAN ÜLKELERDEN BİRİ"
Sunumda sadece Bolu değil, Türkiye genelinde de su stresi yaşandığına dikkat çeken Külköylüoğlu, "Dünya genelinde su sıkıntısı yaşayan 17 ülke var ve Türkiye bu listede. Küresel iklim değişikliği, bilinçsiz tarım, kentleşme ve israf su kaynaklarını tehdit ediyor" ifadelerini kullandı.
"SU SİYASİ GÜNCEMİZİN PARÇASI OLMAMALI"
Su kaynaklarının evrensel bir değer olduğuna vurgu yapan Külköylüoğlu, "Su, siyasi güncemizin bir parçası olmamalı. Bu tüm canlıları ilgilendiren, yaşamsal bir konu. Bu konuda siyaset üstü bir birlik oluşturulmalı ve acilen etkili politikalar hayata geçirilmeli" çağrısında bulundu.
"GELECEĞİMİZİN TEMELİ: SUYA SAYGI"
Prof. Dr. Külköylüoğlu, suyun sadece tüketim maddesi olarak görülmemesi gerektiğini, suyun aynı zamanda bir kültür, bir bilgi, bir yaşam öğesi olduğunu anlattı. Sunumunu şu sözlerle tamamladı: “Doğduğumuzda suyun içindeyiz, öldüğümüzde de suyla yıkanırız. Bu kadar hayati bir şeye bu kadar kayıtsız kalamayız. Suya saygı, geleceğe yatırımdır.”