Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Mehmet Tanrıkulu Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi Görüntüleme Teknikleri Programı tarafından 8 Kasım Dünya Radyoloji Günü kapsamında düzenlenen etkinlikte, yapay zekânın tıbbi görüntüleme alanına etkileri ve kadın bilim insanlarının radyolojiye katkıları ele alındı. “Teşhis ve Görüntüleme Teknolojilerinin Geleceği: Yapay Zekâ ve Radyoloji” ile “Radyolojinin Kadın Öncüleri: Curie’den Günümüze” başlıklı oturumlar yoğun ilgi gördü.

“YAPAY ZEKÂ İNSANIN YERİNİ ALMAYACAK AMA İŞ YAPMA BİÇİMİNİ DÖNÜŞTÜRECEK”

Etkinliğin ilk konuşmacısı BAİBÜ İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji ABD Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Hızal, yapay zekânın tıpta giderek artan rolünü anlattı. Günümüzde kullanılan sistemlerin hâlâ “dar yapay zekâ” seviyesinde olduğunu belirten Hızal, derin öğrenme algoritmalarının MR, BT ve röntgen görüntülerinde tümör, kanama ve damar tıkanıklığı gibi kritik bulguları yüksek doğrulukla tespit edebildiğini aktardı.

Özellikle meme kanseri taramalarında yapay zekâ destekli okumanın Almanya’da yürütülen geniş çaplı bir programda kanser yakalama oranını %17,6 artırdığını söyledi. Doğru entegrasyonun klinik faydayı belirgin şekilde yükselttiğini vurgulayan Hızal, buna karşın laboratuvar ortamındaki başarıların klinik koşullara her zaman tam olarak yansımadığını ifade etti.

Hızal, farklı üreticilere ait cihazlar, değişken görüntü kaliteleri ve etiketleme yöntemlerinin algoritmalarda %10–25 arasında performans kaybına yol açtığını belirterek, “Bir radyolog farklı cihazların sonuçlarına kolayca uyum sağlayabilir; ancak yapay zekâ henüz buna tam olarak hazır değil” dedi.

HUKUKİ BELİRSİZLİKLER SÜRÜYOR: “ŞİMDİLİK DESTEKLEYİCİ ARAÇ”

Sigara izmaritleri denizde pamuk tarlasına dönüştü
Sigara izmaritleri denizde pamuk tarlasına dönüştü
İçeriği Görüntüle

Yapay zekânın hatalı değerlendirmelerindeki sorumluluk konusunun hâlâ netleşmediğini dile getiren Doç. Dr. Hızal, bu nedenle sistemlerin bugün için “destekleyici araç” konumunda olduğunu vurguladı. Buna rağmen acil vakaların otomatik triajı, düşük doz BT uygulamaları, görüntü iyileştirme, rapor özetleme ve simülasyon destekli eğitim gibi birçok alanda yapay zekânın artık aktif olarak kullanıldığını aktardı.

Sunumunu geleceğe dair güçlü bir uyarıyla tamamlayan Hızal, “Yapay zekâ yakın zamanda doktorların yerini almayacak ama işin kendisi değişiyor. Teknolojiyle çalışmayı bilmeyenler geri kalacak” ifadelerini kullandı.

RADYOLOJİNİN KADIN ÖNCÜLERİ ANLATILDI: CURİE’DEN GÜNÜMÜZE UZANAN BİLİMSEL MİRAS

Etkinliğin ikinci oturumunda Dr. Öğr. Üyesi Ayşenur Buz Yaşar, “Radyolojinin Kadın Öncüleri: Curie’den Günümüze” başlıklı sunumuyla X-ışınlarının 1895’te Röntgen tarafından keşfinden bugüne uzanan süreçte kadın bilim insanlarının katkılarını ele aldı.

Marie Curie’nin radyoaktiviteyi keşfetmesi, radyumu izole etmesi ve I. Dünya Savaşı’nda geliştirdiği mobil röntgen ünitelerinin modern radyolojinin temelini oluşturduğunu belirten Buz Yaşar, Curie’nin özellikle meme kanseri tarama yöntemlerinin gelişimine ilham verdiğini vurguladı.

Sunumda ayrıca şu öncü kadın bilim insanlarının çalışmaları paylaşıldı:

*Elizabeth Fleischmann: X-ışını teknolojisinin erken dönem uygulamaları

*Florence Ada Stoney: İngiltere’nin ilk kadın radyoloğu olarak kurduğu röntgen bölümü

*Alice Ettinger: Modern spot-film tekniğini tıbba kazandırması

*Janet Lane-Claypon: Meme kanseri risk faktörlerini ortaya koyan epidemiyolojik araştırmalar

Türkiye’den Esin Emin Üstün ise ülkemizin ilk kadın radyoloji öğretim üyesi olarak ve ilk mamografi cihazının kurulmasındaki öncü rolüyle sunumda öne çıkan isimler arasında yer aldı.

Etkinliğe katkılarından dolayı BAİBÜ İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji ABD Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Mustafa Hızal ve Dr. Öğr. Üyesi Ayşenur Buz Yaşar’a, Mehmet Tanrıkulu Sağlık Hizmetleri MYO akademik ve idari personeline ile düzenleme kuruluna teşekkür edildi.

Kaynak: Haber Merkezi