Bolu’nun Gerede ilçesinde susuzluk ve kuraklıkla ilgili açıklamalarda bulunan Ümitköy Muhtarı Habibullah Aydaş’ın sözleri ilçede gündem oldu. Aydaş, derelerin kuruduğunu, hayvancılığın ve tarımın sekteye uğradığını belirtirken, çevredeki yaban hayvanlarının dahi susuzluktan öldüğünü söyledi. Bu açıklamalara Gerede Muhtarlar Derneği Başkanı Nazım Göktaş, iddiaları ‘asılsız’ ve ‘iftira’ olarak nitelendirerek tepki göstermişti.
Tartışmaya yeniden açıklamayla yanıt veren Muhtar Habibullah Aydaş, Göktaş’a yönelik ağır eleştirilerde bulunarak, “Gerede’mizin can damarı olan doğal su kaynaklarımızın bilinçsizce kirletilmesi ve tüketilmesine yönelik yaptığım uyarı ve açıklamaların ardından, Gerede Muhtarlar Derneği Başkanı Nazım Göktaş tarafından şahsıma yöneltilen mesnetsiz suçlamalar ve seviyesiz ifadeler üzerine bu açıklamayı yapma zarureti doğmuştur. Nazım Göktaş, bulunduğun koltuk senin liyakatinle değil, siyasetin gölgesiyle kazanılmış bir makamdır. Sırtını dayadığın siyasi güçler olmasa, bugün o koltuğu rüyanda bile göremezdin. Bu gerçeği hem muhtarlar hem de Gerede halkı iyi bilir. Tarafıma ‘ispat et’ diyorsun. İspat mı istiyorsun? En büyük ispat sensin. Senin her şeyden haberin var ama sen yine inkar edersin! O su hattı çekilirken, dereler kururken, doğa susuzluktan kırılırken sen neredeydin? Şimdi kalkmış, basını ve halkı kandırmaya, kendi rolünü örtbas etmeye çalışıyorsun’’ ifadelerini kullandı.
Çıkarları uğruna Göktaş’ın kamuoyunu yanıltıldığını öne süren Aydaş, “Bu işin arkasında, senin gölgesine sığındığın kişilerin de olduğunu bilmiyor muyum zannediyorsun? Bakalım bu işin arkasından hangi siyasiler, hangi kamu görevlileri çıkacak, hepsi ortaya çıksın! Bu pazarlıklar hangi kurumda, hangi odalarda yapıldı, kimler şahit oldu, hepsi konuşulsun. Gerede halkının bu karanlığı aydınlatma hakkı vardır. Hodri meydan! Haydi hesaplar açıklansın. Kim ne kadar su çekmiş, hangi izinle yapmış, kim göz yummuş ortaya çıksın. İspat isteyen varsa, borular orada! İsteyen gelsin, yerinde göstereyim. Tek tek, metre metre anlatmaya hazırım. Bu işin gizlisi saklısı yok. Saklanan varsa, suçludur. Konunun muhatabı olan bir tane muhtar, Nazım Göktaş’ın bu işlerden haberinin olmadığını söylesin, ben namerdim. Ama sen bu işi bile bile inkâr ediyorsan, asıl namert sensin. Dahası, kendi köyünde yaşanan kirlilikten dolayı hayvanlar ölüyor. Ciğerleri patlayarak telef olan hayvanlara bile sesini çıkaramayan birisin sen. Kendi köyüne sahip çıkamayan biri olarak bugün kalkmış beni eleştiriyorsun. Ben, senin sahip çıkmadığın, savunamadığın köyünü de savunuyorum. Peki sen kimi, neyi koruyorsun? Kim için susuyorsun?’’ dedi.
Muhtarları kötülemediğini, her birinin kendi köyünün menfaatini düşündüğünü söyleyen Muhtar Aydaş, “Ben muhtarları kötülemiyorum. Her biri belki kendi köyünün menfaatini düşünmüştür, onu bilemem. Ama başkalarının menfaati için kendi köyümün hakkını da yedirmem. Ben Ümitköy’ün muhtarı olarak kendi köylümün, köyümün toprağının hakkını savunuyorum. Bu meselede susmak, ihanettir. Peki sen kimi savunuyorsun? Gerçekleri mi, yoksa birilerini mi? Hangi çıkarın, hangi baskının seni susturduğunu Gerede halkı bilmiyor mu sanıyorsun? Öyle sözde sert açıklamalarla falan beni susturacağını mı zannediyorsun? Geçti o devirler. Ben sustukça doğa kuruyor, hayvanlar ölüyor, insanlar mağdur oluyor. Konuşmamı kimse engelleyemez. Çünkü ben şahsi çıkarların değil, muhtarı olduğum köyümün, köylümün yanındayım. Bu sesi kısmaya ne senin makamın yeter, ne de arkasına saklandıkların. Bilen biliyor ama inanıyorum ki tüm Gerede halkı er ya da geç bu oyunu görecek. O zaman kim susmuş, kim konuşmuş, kim doğruların yanında durmuş ortaya çıkacak” şeklinde konuştu.