Ahmet Şerafettin Yamaner
   Em. P. Kd. Bnb.

   Bolu Emekli Subaylar Dernek Başkanı

   1974 Kıbrıs Barış Harekâtı Gazisi
   20 Temmuz Kıbrıs Zaferi Kutlama, Dayanışma ve Kültür Derneği Temsilcisi
   Sizleri saygı ile selamlıyorum.

   Bugün Türkiye Emekli Subaylar Derneği’nin kuruluşunun 40’ncı yıl dönümünü kutlamak için toplanmış bulunuyoruz.

   Davetimize icabet eden Askeri ve Sivil kurum ve kuruluşlara, sivil toplum örgütlerine, siyasi partilerimizin temsilcilerine, değerli vatandaşlarımıza ve kıymetli basınıza teşekkür ederiz.

   Değerli Davetliler;

    Yüce ATATÜRK’ün şu sözleri ile konuşmama başlamak istiyorum.


   - BİR MİLLETİN YAŞLI VATANDAŞLARINA VE EMEKLİLERİNE KARŞI TUTUMU,

   O MİLLETİN YAŞAMA KUDRETİNİN EN ÖNEMLİ KISTASIDIR.

   - MAZİDE MUKTEDİRKEN, BÜTÜN KUVVETİYLE ÇALIŞMIŞ OLANLARA KARŞI,
 MİNNET HİSSİ DUYMAYAN BİR MİLLETİN İSTİKBALE GÜVENLE BAKMAYA HAKKI YOKTUR.

                                                                           GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

   Sakarya Meydan Muharebesi bir “Subay Muharebesi” olarak anılagelmiştir.

   Cephe hattında görev yapan birliklerde subay zayıat oranı %70’e kadar ulaşmıştır.

   Atatürk’ de bu muharebe için “ Sakarya Melhame-i Kübrası” yani kan gölü, kan deryası demiştir.

   Asil milletimiz askerine sahip çıkmış ve 1912 yılında Balkan Harbi sırasında;   zabit ve Gediklilerinin; yani Subay ve Astsubayların, Mehmetçiklerin dul ve yetimlerine  sahip çıkmak maksadıyla; UMUM MÜTEKAİDİN-İ ASKERİYE CEMİYETİ , bugünkü adıyla TÜM ASKER EMEKLİLERİ DERNEĞİ’ni kurmuştur.

   5 Nisan 1984 tarihinde de 2847 sayılı yasa ile Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) kurulmuş olup Kamu Yararına faaliyet gösteren Dernekler Kapsamına alınmıştır.

   TESUD’un zamanla şekillenen ve bir Tüzük ile tesbit edilmiş olan amacı;

   Cumhuriyetin kazanımlarına, ulusal bütünlüğümüze ve Egemenliğimize, Laik, Demokratik ve Sosyal Hukuk Devleti İlkelerine, ATATÜRK İlke ve Devrimlerine, ATATÜRK’ün düşünce sistemine ve manevi şahsiyetine yapılacak her türlü saldırı ve ihlallere karşı kamuoyunu doğru yönlendirmek için yasal her türlü reaksiyonu göstermeyi milli bir görev addetmek ve bu kapsamda gerekli çalışmaları ve faaliyetleri en etkin şekilde göstermek, vatan, ulus ve Bayrak sevgisini yüceltmek

   Üyelerinin: Yasalardan doğan hak ve menfaatlerini gözetmek ve geliştirmek, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak, zor durumda olanlara yardım etmek görevimizdir.

     Bolu da bizlerde T.S.K.’nin sesi ve kulağı durumundayız.

    Gazi Mustafa Kemal Paşa 31 Temmuz 1920 yılında Afyonkarahisar da Milletvekilleri ve Kolordu dairesindeki subaylara hitaben; ”Millet bağımsızlığının korunmasını ordudan, ordunun ruhunu teşkil eden subaylardan bekler. İşte subayın yüce olan vazifesi budur. Düşmanlarımızın birinci taaruz hedefi ordudur. Orduyu imha etmek için mutlaka zabitini mahvetmek, zelil etmek lazımdır. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta mevali ve müşkülat kalmaz.”

   Değerli davetliler,

İşte, Emekli Subaylar ve Sivil Toplum Kuruluşu olarak vazifemizin ve amacımızın önemi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

   Türk Silahlı Kuvvetleri, ülkemizi dışardan yapılacak saldırılardan koruduğu gibi, deprem, yangın ve sel felaketlerinde yanımızda görmek istediğimiz ilk cankurtaranımızdır.

   Ordunun olduğu yerde kuvvet vardır, güven vardır, huzur vardır.

   Yurdumuzun kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin kurucusu en büyük komutanımız Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK; yeri geldiğinde:

   “ PARA VARDIR, PARA YOKTUR, İSTER OLSUN İSTER OLMASIN ORDU VARDIR.” Demiştir.

  
    Yine aynı şekilde;

   “Arkadaşlar Türkiye en zayıf sanıldığı bir zamanda kuvvetli olduğunu ordusu ile kanıtlamıştır.” Diyen büyük komutanımız,

   1922 yılında şu sözleri de arkasından söylüyor:

“Vatanımıza ve bağımsızlığımıza göz dikenleri yalnız askerlikçe yenmek yetmiyor. Memleketimiz hakkında istila emelleri besleyecek olanların her türlü ümitlerini kıracak şekilde siyaseten, idareten ve iktisaden kuvvetli olmak lazımdır.”

   “Bir Ordunun Kudreti zabıtan ve komuta heyetinin kıymeti ile ölçülür.” Diyerek Türk ordusuna ve komuta eden subaylara seslenmiştir.

    Subay; Harp Okulundan mezun olurken; “Türk sancağının şanını canından aziz bilip icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatını feda eyleceğime namusum üzerine ant içerim.” Diyerek yemin eder.

   Türkiye coğrafyasına baktığımızda etrafımızda dost ülke göremiyoruz. Emperyalist ülkelerin gözü bu bölgeye çevrilmiş durumda. Askeri okulların önemi burada başlıyor.

   ASKERİ OKULLAR,

    Çocuğun iliklerine kadar vatan sevgisini, yurt sevgisini, bayrak sevgisini, sancak sevgisini, şehitliği, Gaziliği, itaati, disiplini bu ülkenin yokluklar içinde nasıl var olduğunu öğreneceği tek yerdir.

    Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK gibi dehaların Askeri okullardan çıktığını görmekteyiz.

    Askeri okullar Subay Atölyesidir.

    Ben Kuleli Askeri Lisesinden mezun olalı 57 sene oldu. Devre olarak Kuleli askeri lisesini ziyaret ettiğimizde sınıflarımızın kapı girişinde Sarı Pirinç Levhalar üzerinde ‘’BU SINIFTAN MEZUN OLAN EN BÜYÜK KOMUTANLARIMIZ’’ tabelasında Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ten başlayıp tarihe mal olan bütün büyük komutanlarımızı her sınıfta görebiliyoruz.

    Türk ordusu kahraman deniyorsa; Kahramanlık tohumları Askeri okullarda atılmıştır.

    Çanakkale savaşında Conk Bayırı bölgesinde düşmanla savaşırken askerin cephanesi bitmek üzere iken üstün düşman kuvveti karşısında daha iyi bir arazide savaşmak için geri çekilmekte olan askere;

    ‘’Ben size çekilmeyi değil, ölmeyi emrediyorum. Cephaneniz yoksa süngünüz var.’’ Diyerek o tarihi emirle Anafartalar’da düşman geri çekilmek zorunda kalmıştır. İşte bu emri ancak Askeri okullarda okuyup yetişen bir subay verebilir ve geleceğin kaderini tayin eder.

     Kuleli Askeri Lisesi ve Kara Harp okulunda okuyan Gazi bir subay olarak en büyük beklentim Askeri Liselerin bir an evvel açılmasıdır.

     Askeri okulların öneminden bahsettiğim gibi;

     ASKERİ DOKTORLAR ve ASKERİ HASTANELER’ in öneminden bahsetmek istiyorum.

    Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye’nin coğrafi yapısı bakımından harbe her an hazır olmak durumundadır.

   Dünyada bütün ülkelerin Askeri Hastane ve Askeri Doktorları vardır.

   Ordu içinde de Askeri hekimlerin olması muhakkaktır, SAVAŞ CERRAHİSİ AYRI BİR İHTİSAS KONUSU OLUP, NORMAL DOKTORLARIN EĞİTİM KONU KAPSAMI DIŞINDADIR. Savaş tecrübesi olan bir hemşehriniz olarak beyan etmek isterim ki; savaş meydanında yaralanmış bir askerin ilk yardımı, üst kademeye sevki, tahliyesi dahil, acilen yerinde yapılması gereken cerrahi müdahale için gerekli doktor, yardımcı personel ve cerrahi ekipman, birliklerimizin yanında olmalıdır. Tahliye sürecinde can kayıplarını önlemek için bu konu çok önemlidir.

   Çanakkale Savaşında birliklerimizde Askeri Doktor olmayışı nedeni ile paralı yabancı Doktor Subaylar getirilmiştir.

    Yaşadığım bir olayı anlatayım:

   Kıbrıs Barış harekatında Lefkoşa’da Yunan Alayı ile karşılıklı ateş esnasında hemen yakınımda bir patlama oldu.

   İki askerimizin yanına düşen mermi askerlerimizin parçalanmasına ve şehit olmasına sebep oldu. Hemen Askeri Doktorumuza telefon ederek durumu bildirdim. Şehit askerlerimizin organlarını Askeri doktorumuz etraftan topladı.

    Yine;

     Yunan alayına girdiğimizde, Askerlerimizi mevzilerinde devamlı dolaşarak kontrol etmemiz ve görmemiz gerekiyor. Askerler de komutanını yanında görmek istiyor. Komutanını yanında gören askerin cesareti artıyor, morali düzeliyor ve komutanım başımızda diyor.

    Kasığımda çıban çıktı. Yürüyemeyecek durumdayım. Grup komutanımız Rahmetli Yarbay Cengiz Varol Komutanımdan bana doktor gönderilmesini istedim. Yunan Alayı içinde on dakika sonra Askeri DR. Binbaşımız en ileri hatta beni bularak çıbanımı temizledi. Bantladı. Göreve devam ettim.

     Bir ordunun savaşta başarı kazanması ve moral bulması ancak arkasında ki sağlık desteği ile olur. Moral savaşma gücünü artırır.

     Gelişmiş ülkeler incelendiğinde ordularda Askeri Tabipler vardır.

     Askeri doktorun görevini sivil doktorun yapabileceğini düşünmek son derece yanlıştır.

     Cephede yaralanan askerin triage denilen sınıflandırılması çok önemlidir. Yaralanan askerler için dakikalar bile önemlidir. Komando birliklerinde, hava indirme birliklerinde askerle beraber doktorda paraşütle atlayacaktır.

      Sivil hekimlerle sağlık hizmetlerinin sağlıkla yürüyemeyeceği aşikardır.

      Yaşadığımız şu günler birlik ve beraberliğimize en çok ihtiyacımız olduğu günlerdir.

     Özellikle devlet adamları ve politika ile ilgilenen kardeşlerimiz hangi görüşe sahip olurlarsa olsunlar birlik ve bütünlüğümüzün bozulmaması için birbirlerine karşı, daha saygılı ve seviyeli konuşmaları gerektiğine inanıyorum.

   Dinimiz, dilimiz, kültürümüz, vatanımız birken siyasi görüş farklılıkları dolayısıyla insanlarımızın kutuplaşmasından kaçınmalıyız.

İSMAİL AKGÜL; “İLETİŞİM HAKKIMIZIN SAĞLANMASINI İSTİYORUZ” İSMAİL AKGÜL; “İLETİŞİM HAKKIMIZIN SAĞLANMASINI İSTİYORUZ”

   Mustafa Kemal: 19 Mayıs 1919 da Samsuna çıktığında Rum, İngiliz ve Rus gizli servislerinden kurtulup ülkenin kurtuluş temellerini atacağı yeri bulmak için çalışırken, Amasya müftüsü Hacı Tevfik Efendi şu telgrafı Mustafa Kemal Paşaya gönderiyor; “ Amasya halkı müdafaa-i vatan, muhafaza-i din ve devlet yolunda mücadele edenleri bağrına basmakla müftekir olacaktır.”  Diyerek bütün din adamlarını ve halkı göreve çağırmıştır. Siyasilerimiz ve din adamlarımıza ülkenin geleceği, birlik ve bütünlüğünün sağlanmasında büyük görev düşmektedir.

  Parçalanmamız kimin işine yarar? Tabi ki Türkiye’yi parçalamak, işgal etmek isteyen Emperyalist güçlerin işine yarayacaktır.

   Türkiye’nin coğrafi yapısından dolayı Türk’ü , Kürt’ü, Lazı’ı, Çerkez’i , Abaza’sı, Gürcü’sü, Alevi’si, Sünni’si bizim için aynıdır.

   Herkes kanun önünde eşittir.

  Biz bu kardeşlerimizle Çanakkale’de Kurtuluş Savaşında , Kıbrıs’ta savaşa girdik. Başarı kazandık.

   Bir anımı sizinle paylaşmak istiyorum.

   Muharip Gaziler Dernek Başkanları toplantısı Bolu’da yapıldı.

   Üç tane kalpaklı, üniformalı, madalyalı Gazi arkadaşım karşıma gelerek asker selamı verdiler.

   “Komutanım biz sizin askerlerinizdik.” Dediler.

   Birisi Bursa, birisi Trabzon, birisi Şanlıurfa Muharip Gaziler Dernek Başkanı oldukları söylediler.  

   Kendilerini sırayla tanıtmalarını söyledim.

   Şanlıurfa Muharip Gaziler Dernek Başkanı Hasan Arslan;

   “Komutanım ben Şanlıurfalıyım, anam Kürt, babam Kürt, ben Kürt çocuğuyum ama Türk vatandaşıyım.” Deyip ceketinin sol cebinde diktirdiği Türk bayrağını gösterdi.

   “Şanlıurfa’da üç tane büyük Türk bayrağı var.

   Birisi Valilikte asılan, diğeri Belediye’de, üçüncü Büyük Türk Bayrağı da benim Muharip Gaziler Derneğinde astığım bayraktır.

   Sizin emrinizde tekrar Yunana karşı savaşırım.

   Siz emredin Şanlıurfa’dan Bolu’ya kadar koşarak gelmeye çalışırım.

   Beni PKK ile bölücülerle karıştırmasınlar.” Deyince çok duygulandım.

   Liselerde verdiğim konferanslarda birlik beraberlik konusunu işlerken Gazi kardeşim Hasan Arslan’ın konuşmalarını ses yayınını düzeneğinden müdür, öğretmen ve öğrencilere dinlettim.

   Dinleyenlerin alkış seslerini de kendilerine duyurdum.

   İşte Türk vatandaşı olmanın gururunu yaşayan Kürt Çocuğu.

   Birlik beraberlik işte budur.

   Siyasilerimiz, yazılı ve görsel basınımız milli menfaatlerimizi şahsi menfaatlerinden önde tutmalı, sağduyulu ve duyarlı davranmalıdır.

   Değerli davetiler;

   Türk Silahlı Kuvvetleri daha nice şehitler verse de Yüce Türk Milletinin birlik ve beraberliğini ve vatanın bütünlüğünü korumada azim ve kararlıdır.
   İşte karşımda iki üstün hizmet madalyalı kahraman 2nci Kom. Tug. K. Yardımcımız.
   Tugayımızın muhakkak Suriye de Kuzey Irak’ta terörist peşinde olduğunu düşünüyoruz. 
    Yanında İl Jandarma Komutanımız ve askerleri. Yurtiçi ve yurtdışı görevlere hazır durumdalar.
    Yanımızda olduklarını ve düşüncelerimizi teyit ettiklerini anlıyoruz.
    Sizlere dua ediyoruz, Allah yardımcınız olsun.

   Bu duygu ve düşüncelerle bu güzel yurdu bizlere emanet eden başta Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu en büyük komutanımız Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle ve minnetle anarken yaşayan Gazilerimize de sağlıklı mutlu günler geçirmelerini dilerim.

   Kutlama törenimize katılımınız dolayısıyla bizleri onurlandırdınız.

   Hepinizi saygı ile selamlıyorum.
   Sağ olun var olun. 05.04.2024

                                                                                  Ahmet Şerafettin Yamaner

                                                                                  E.P.Kd. Binbaşı

                                                                                  Kıbrıs Barış Harekâtı Gazisi

                                                                                  TESUD Bolu Şube Başkanı

HABER:     Ahmet Şerafettin Yamaner

Editör: Berfin MUTLU