Türkiye, en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke. Göç İdaresi Başkanlığı’nın açıkladığı resmi verilere göre Türkiye'deki kayıtlı yabancı sayısı toplam 4 milyon 990 bin 663.

Birleşmiş Milletler’in açıkladığı verilerle Göç İdaresi Başkanlığı’nın açıkladığı resmi veriler uyumlu.

Muhalefetin öne sürdüğü 10 ya da 13 milyon sığınmacı verisinin neye dayandığı bilinmiyor. Açık kaynaklar üzerinden ulaşılabilen veriler bu sayılara işaret etmiyor.

Türkiye’deki düzensiz göçmenlerle ilgili net veriler yok. Dolayısıyla Türkiye sınırları içindeki kayıtsız sığınmacıların sayılarının bilinmemesi, tartışmayı körüklüyor.

Düzensiz göçmenler hakkındaki veri eksikliği kutuplaşmaya da etki ediyor.

İGAM Başkanı Metin Çorabatır, bu alandaki akademik araştırmalar ışığında Türkiye’deki kayıt dışı yabancı sayısının 300 bin ila 2 milyon olabileceğini tahmin ediyor.

Sığınmacılar artık hayatın her alanında, kamuoyunun ve siyasetçilerin en fazla tartıştığı konular arasında yer alıyor. Öyle ki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu için Millet İttifakı’nın öne sürdüğü en güçlü vaatlerden biri, sığınmacıların geri gönderilmesi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın ikinci tur için Kemal Kılıçdaroğlu’na parti olarak destek kararı aldıklarını açıklamasıyla, Millet İttifakı’nın sığınmacılara geri dönüş söylemi ajandasının güç kazandığı söylenebilir. Artık açıkça "Başta Suriyeliler olmak üzere tüm sığınmacılar ve kaçaklar en geç bir yıl içerisinde ülkelerine geri gönderilecek" deniliyor.

Özdağ’ın sığınmacıları geri gönderme politikası şaşırtıcı değil. Kılıçdaroğlu’nun ise ikinci turla birlikte bu konudaki tutumunun sertleştiği yorumu da yapılabilir. Özdağ ve Kılıçdaroğlu benzer bir yaklaşıma sahip olsa da, iki lider sığınmacı sayısına ilişkin farklı veriler dile getiriyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun iddiasına göre Türkiye’de 10 milyon düzensiz göçmen var ve seçim kaybedilirse 10 milyon sığınmacı daha ülkeye gelebilir. Özdağ ise ülkede 13 milyon sığınmacının olduğunu iddia ediyor ve “Türkiye’nin 'göçmenistan' olmaması için Kılıçdaroğlu’na oy verin” çağrısı yapıyor. İki liderin iddia ettiği sayılar arasında bile üç milyon fark olması dikkat çekici. 

Diğer taraftan siyasilerin bu açıklamaları toplumdaki sığınmacı karşıtlığını besliyor, kaygıları artırıyor. Çünkü Türkiye’deki mevcut araştırmalar da, sosyoekonomik kaygılarla birlikte toplumun birçok sorunun temeline sığınmacıları yerleştirdiğini gösteriyor. İktidarın açık kapı politikasından vazgeçmeyeceğini söylemesi ve seçimlerle birlikte vatandaşlık alan sığınmacıların varlığı da gerilimi yükseltiyor. Dolayısıyla sığınmacı varlığı daha çok tartışılıyor.

Peki Özdağ’ın ve Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarında sık sık yer verdiği sığınmacı sayıları ne kadar gerçekçi? Düzensiz göçmenler de dahil edildiğinde Türkiye’deki sığınmacıların sayısı 10 ila 13 milyonu bulabilir mi? 

Açık kaynaklar üzerinden Türkiye’deki düzenli ve düzensiz göç verilerinin izini sürdük.

ÇAYDURT İLKOKULU KERMESTE ÇAYDURT İLKOKULU KERMESTE

AK Parti sığınmacılara yönelik açık kapı politikası izliyor

Öncelikle mevcut iktidarın eleştirilen sığınmacı politikasına bakalım. Suriye’den gelen sığınmacılara karşı hükümet “açık kapı politikası” izliyor. Yani hiçbir etnik, dini ya da kültürel ayrıma tabi tutmadan zor durumdaki insanların kabul edildiğini beyan ediyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konudaki tavrı çok net. Erdoğan, “Asla bu topraklardan kovmayız, kovmayacağız da… Kapımız açık onlara, ev sahipliğine devam edeceğiz. Onları katillerin eline ve kucağına atmayacağız” demişti. Erdoğan aynı zamanda ülkelerine gönüllü geri dönüşü teşvik etmek de istiyor.

2023 Genel Seçimleri sürecinde de AK Parti bu yaklaşımını sürdürdü ve seçim beyannamesinde mültecilere “Etkin, Hakkaniyetli, İtibarlı Dış Politika” başlığı altında yer verdi. Ayrıca AK Partili isimler mitinglerde sıkça “kardeşlik” ve “ensar-muhacir” benzetmelerini kullanıyor. 

Buna karşılık Millet İttifakı, hükümetin açık kapı politikasını milli bütünlüğe bir tehdit olarak değerlendiriyor ve mültecilerin geri gönderileceğini söylüyor.

Resmi verilere göre kayıtlı Suriyeli sayısı toplam 3 milyon 381 bin 429 kişi 

Suriyeli sayılarına dair resmi verilere baktığımızda farklı bir tabloyla karşılaşıyoruz.

Göç İdaresi Başkanlığı 24 Mayıs 2023’te geçici koruma kapsamında Türkiye'de bulunan Suriyeli sayısının 3 milyon 381 bin 429 olduğunu söyledi. Uluslararası koruma kapsamındaki yabancıların 300 bin 720 kişi olduğu ifade edildi. 

En çok uluslararası korumaya başvuran üç uyruk arasında Afganistan, Ukrayna ve İran yer alıyor. İkamet izniyle kalan yabancıların sayısı ise 1 milyon 308 bin 514. Başkanlık, gönüllü geri dönüş yapan Suriyelilerin de 554 bin 114 olduğunu belirtti

Böylece Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre Türkiye'deki yabancı sayısı toplam 4 milyon 990 bin 663. Elimizdeki en güncel veri bu.

Göç İdaresi’nin internet sitesinde, yıllara göre geçici koruma statüsü alan Suriyeli sayısını görmek mümkün. 17 Mayıs 2023’te güncellenen grafiğe göre 2021’e kadar her geçen yıl artan geçici koruma statüsü alan Suriyeli sayısı, son iki yıldır az da olsa düşüş yaşıyor.

Ek olarak Nisan 2023’te İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yaptığı açıklamaya göre 230 bin Suriyeli Türkiye vatandaşlığı aldı.

Bir diğer veri de Mülteciler Derneği'nden. Mülteciler Derneği, 17 Mayıs 2023 itibariyle Türkiye’de kayıt altına alınmış geçici koruma statüsündeki Suriyeli sayısının toplam 3 milyon 381 bin 429 kişi olduğunu söylüyor. Bu sayı, Göç İdaresi’nin açıkladığı veriyle aynı. 

TÜİK üzerinden ulaşılabilen Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre, Türkiye’de ikamet eden yabancı nüfus bir önceki yıla göre 31 bin 800 kişi artarak 1 milyon 823 bin 836 kişi oldu. Bu kişilerin uyruklarında ise Irak, Afganistan ve Rusya başı çekiyor. Bu sayıya, geçici koruma altındaki Suriyeliler dahil değil. 

Çalışma iznine sahip sığınmacılarla ilgili veriler

Yerinden edilmiş ve sermayeleri kısıtlı olan sığınmacılar, yaşamlarını idame ettirebilmek için çalışmak zorunda. Bu yüzden Türkiye’deki sığınmacıların sayısını anlamak için başvurabileceğimiz bir diğer kaynak, Türkiye’de kayıtlı yabancı çalışan sayısı.

​​Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Göçmenlerin tamamını göndereceğiz dersek doğru olmaz. Şu anda Türkiye'de tarım sektörü, sanayide, hallerde istihdama ihtiyaç var. Benim babamın koyunları var mesela 'Çoban bulamıyorum' diye söyleniyor” diyerek Suriyelilerin potansiyel bir işgücü yarattığına değindi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yayınladığı verilere göre 2021’de çalışma izni verilen yabancı sayısı 168 bin 103 idi. En çok çalışma izni alan uyruklar arasında ise 91 bin ile Suriye, 7 bin 850 ile Türkmenistan, 6 bin 251 ile Rusya yer alıyor.

Ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sayıları elbette yabancı işgücü hakkında kesin bir yargıya varmak için yeterli değil. Çünkü özellikle Suriyeli sığınmacıların birçoğu kayıt dışı işlerde çalışıyor.

Suriyelilerin kayıtdışı istihdam edilmelerinin temelinde işverenlerin yaklaşımları var. ILO’nun raporuna göre Suriyeli işçiler kayıtlı çalıştırılırsa işletmelere maliyetleri iki katına çıkacak. Öte yandan Suriyeliler kayıtdışılığı, aldıkları yardımların kesilmesi endişesiyle kendileri de tercih edebiliyor

Sığınmacı öğrenci sayılarına ilişkin neler biliniyor?

Türkiye’de uluslararası çok sayıda öğrenci de var. Bunların arasında sığınmacılardan da bahsedebiliriz. 2022 yılı verilerine göre Türkiye’de 260 binin üzerinde yabancı uyruklu üniversite öğrencisi var. Bunun 58 bin 213’ü Suriye9 bin 203’ü Afgan, 16 bin 172’si Irak uyruklu.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine baktığımızda, geçici koruma altında bulunan 1 milyon 124 bin 353 temel öğretim çağında Suriyeli öğrenci var. Bunların 730 bin 806’sı ise halihazırda okullaşmış. Uluslararası koruma altında bulunan eğitim çağındaki yabancı uyruklu öğrenci sayısı ise 1 milyon 265 bin 866. 

Birleşmiş Milletler verileri Göç İdaresi ile tutarlı

Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü (UNHCR) ise 3,6 milyon kayıtlı Suriyelilerin yanı sıra Türkiye’nin 320 bin kadar diğer uyruklara mensup kişi ağırladığını belirtiyor. UNHCR’nin kayıtlı Suriyeli sığınmacı verisi de, Göç İdaresi’nin açıkladığı verilerle tutarlı. 

Tüm bunların yanında, dünyadaki bütün sığınmacılar arasında Türkiye’nin yeri de önemli.

Türkiye, en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke. Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü’nün istatistiklerine göre, Türkiye'nin ardından gelen Kolombiya geliyor. Ülkede sığınmacı sayısı Türkiye'den 1,2 milyon daha az. Kolombiya’yı, 2,2 milyon ile Almanya takip ediyor. 

Peki dünyada toplam ne kadar sığınmacı var? 

Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü’ne göre 2022 yılı ortası itibariyle dünyada 32,5 milyon mülteci, 4,9 sığınmacı ve 5,3 milyon uluslararası koruma altında kişi bulunuyor.

Birleşmiş Milletler verileri, dünyada yerinden edilmiş Suriyeli sayısının 10 milyona eriştiğini göstermiyor. Tüm dünyada yerinden edilmiş Suriyeli sığınmacıların sayısı 6,8 milyon. Suriyeli sığınmacıların yaklaşık yarısı (3,3 milyon) Türkiye’de. Kalan 5 milyon ise farklı ülkelerde barınıyor. 

Teyit’in ulaştığı İGAM (İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi) Başkanı Metin Çorabatır, daha fazla Suriyeli sığınmacının ülkeye geleceğine yönelik bir öngörü olmadığını, çünkü Suriye’nin nüfusu göz önüne alındığında bütün Suriye’nin ülkeden ayrılması gerektiğini dile getirdi. Yani dünyadaki ve Türkiye’deki Suriyeli sayısını göz önünde bulundurduğumuzda Suriye’den Türkiye’ye daha fazla göçün olası olmadığı söylenebilir.

Ancak Türkiye’de yalnızca Suriyeli sığınmacılar yer almıyor. Afganları da Türkiye’deki sığınmacılar arasında sayabiliriz. Resmi verilere göre dünyada 2,8 milyon Afgan göçmen bulunuyor. Savaş, yoksulluk, işsizlik gibi nedenlerle ülkelerden göç etmek zorunda olan Afganlar en çok Pakistan ve İran’da bulunuyor. 

Afganlar Türkiye’yi hem yaşamak hem de başka ülkelere geçiş olarak kullanıyor. Afganlar Türkiye’ye büyük oranda yasadışı yollarla giriş yapıyor. Dolayısıyla Türkiye’de hiçbir kaydı olmayan Afganlardan söz edebiliriz. Ancak buna dair de elimizde net veriler yok.

Bununla birlikte, kayıt altına alınan Afganlardan da söz etmek mümkün. Afganlara genellikle uluslararası koruma ya da ikamet izni veriliyor. Göç İdaresi verilerine göre ülkede 49 bin 922 ikamet izinli, 19 bin 400 uluslararası koruma altına alınan Afganistan uyruklu sığınmacı bulunuyor. Yine Göç İdaresi verilerine göre Türkiye’de yakalanan en çok düzensiz göçmen Afganistan uyruklu. Sadece 2023’ün ilk beş ayında 17 bin 258 Afgan yakalanmış

Göç İdaresi verilerine göre Afganlardan sonra en çok yakalanan düzensiz göçmen sayısı Pakistanlılar.

Aslında sorunun kaynağı da burada ortaya çıkıyor. Çünkü Türkiye’de yakalanmayan ve herhangi bir resmi kaydı bulunmayan düzensiz göçmenlerin sayılarına ilişkin veriler bilinmiyor. Kemal Kılıçdaroğlu ve Ümit Özdağ'ın asıl işaret ettiği mesele de kayıt dışı yani düzensiz göçmenler. 

Asıl mesele düzensiz göç

Düzensiz göçmenler, kayıtlı mülteci ya da sığınmacı değil. Düzensiz göç bir ülkeye yasadışı giriş yapmak, bir ülkede yasadışı şekilde kalmak veya yasal yollarla girip yasal süresi içerisinde çıkmamak olarak tanımlanıyor. Düzensiz göçmenler olarak kayıt altına alınamıyor. Dolayısıyla Türkiye sınırları içinde olan kayıtsız sığınmacılara dair net veriler elimizde yok. 

Ancak genel olarak yakalanan düzensiz göçmenlerin sayısına dair farklı kaynaklarda yer alan verilerden bahsedebiliriz.

Göç İdaresi Başkanlığı, 18 Mayıs 2023 itibariyle 2023 yılında mükerrerden arındırılmış yakalanan düzensiz göçmen sayısı 40 bin 480 olduğunu açıkladı. Başkanlığın verilerinde, düzensiz göçmen sayısının 2019’da 454 bin 662 ile tavan yaptığı görülüyor. 2020’de 122 bin 32’ye düşen bu sayısı, 2022’de yeniden yükselerek 285 bin 27’ye ulaşmış. 2023’te güncel düzensiz göçmen sayısı ise 52 bin 861.

Göç İdaresi Başkanlığı, 2005’ten bu yana toplamda 2 milyon 259 bin 605 düzensiz göçmenin yakalandığını belirtti. En az düzensiz göçmenin yakalandığı dönem 32 bin 667 ile 2010 yılı olurken, en fazla yakalanma 454 bin 662 ile 2019 yılındaydı.

Bir başka veriye Jandarma Genel Komutanlığı’ndan ulaşılabiliyor. 2022 boyunca Jandarma Genel Komutanlığı’nın sorumluluk bölgesinde tespit edilen düzensiz göçmen sayısı 122 bin 766.

Bunun haricinde Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın müşterek olarak yakaladığı düzensiz göçmen sayısı, 2022’de 2 bin 644 idi. 

Teyit’in ulaştığı İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkanı Metin Çorabatır, Türkiye’de kayıt dışı olarak bulunan yabancıların sayısını kestirmenin zor olduğunu ama yakalanan düzensiz göçmen sayıları ile bilinçli bir tahminde bulunmanın mümkün olduğunu aktardı. Çorabatır’ın bu alandaki akademik araştırmalar ışığında aktardığı tahmin Türkiye’deki kayıt dışı yabancı sayısının 300 bin ila 2 milyon olabileceği.

Sınır dışı edilenler kadar edilmeyenler de var

Yakalanan bu göçmenler arasında sınır dışı edilenler var. Emniyet Genel Müdürlüğü, 2022'de yaklaşık 110 bin düzensiz göçmeni sınır dışı ettiğini açıkladı. 110 bin kişi içinde 61 bin 617 Afganistan ve 12 bin 914 Pakistan uyruklu yabancı bulunuyor.

Ancak yakalanan tüm düzensiz göçmenler sınır dışı edilmiyor. Yakalananlar ilk olarak İçişleri Bakanlığı'na bağlı Geri Gönderme Merkezleri'ne gönderiliyor. Burada vatandaşı oldukları ülkelerin temsilcilikleriyle temasa geçiliyor ve yetkililerin değerlendirmesine göre sınır dışı etme kararı alınıyor. Sınır dışı etme kararını yargıya taşıyarak itiraz eden göçmenlerin bazılarının sınır dışı kararı iptal edilebiliyor. Bu durumda düzensiz göçmenler Türkiye’de kalmaya devam ediyor.

Eğer düzensiz göçmenler adli bir olaya karıştıysa ayrı bir süreç işliyor.

Muhalefetin açıkladığı sığınmacı sayısı neden daha fazla? 

Kemal Kılıçdaroğlu ve Ümit Özdağ, “Göç İdaresi’ne güvenemiyoruz, gerçek sayı da bu” dese de kaynaklarının ne olduğunu kamuoyuyla açıkça paylaşmıyor.

Teyit'in ulaştığı İGAM Başkanı Metin Çorabatır, muhalefetin bu tezini Türkiye’deki sığınmacı nüfusu açısından kültürel değişim yaşayabileceği ya da ülkeyi ele geçirebilecekleri gibi tehdit varsayımları ve korku unsurları üzerine kurduğunu tahmin ettiğini söyledi. Çorabatır’a göre sığınmacıların sayısını abartmak, kamuoyunda yaratılan bu korkunun etkisini artırıyor.

Metin Çorabatır’a göre bugün birçok kişi Göç İdaresi’nin açıkladığı verileri kullanıyor ve bu sayılardan başka elimizde veri olmadığı için, yabancıların net sayısını bilmek imkansız. Çorabatır, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin de sığınmacılara yardım kampanyalarını hazırlarken bu sayıları kullandığını belirtiyor. Yani bu verilerin doğruluğunu temel anlamda uluslararası toplum da kabul ediyor. Zaten Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların açıkladığı sayılarla ve Göç İdaresi’nin verileri tutarlı. 

Çorabatır’a göre Göç İdaresi’nin açıkladığı kayıtlı 4,9 milyon yabancı sayısına 2 milyon düzensiz göçmen eklendiğinde dahi Türkiye’deki yabancı sayısı en fazla 7 ila 8 milyona kadar çıkabilir.

Veri eksikliği kutuplaşmayı artırıyor

Açık kaynaklardan ulaşılabilen verilerin her biri toplandığında ne Suriyeli sığınmacıların ne de başka uyruklu düzensiz göçmenlerin sayısı 10 milyona erişiyor. Ancak burada asıl mesele düzensiz göç verilerinin derli toplu ve yeterli olmaması. 

Düzensiz göçmen verilerine tek bir kaynaktan derli toplu bir şekilde ulaşmak çok zor. Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Göç İdaresi Dairesi ve günlük olarak Milli Savunma Bakanlığı ayrı veri tutuyor. 

Göç İdaresi’nin yayınladığı veriler içinde Jandarma Genel Komutanlığı’nın yakaladığı kişiler olup olmadığı bilinmiyor. Bu yüzden açık kaynaklar üzerinden ulaşılabilen istatistikleri toplu bir şekilde değerlendirmek pek mümkün değil. Toplama sonucunda elde edilen sayı, sağlıklı ve doğru olmayabilir. Üstelik kayıtlara girmeyen düzensiz göçmenlerin de olabileceği göz ardı edilemez. Çünkü düzensiz göçmen başlığı altındaki veriler, yakalanan kişileri kapsıyor.

Yani Türkiye’deki mevcut Suriyeli sığınmacıların sayısı hakkında farklı kaynaklardan bir fikir sahibi olmak mümkün fakat düzensiz göçmenler hakkındaki sayılar tahminden öteye geçemiyor.

Düzensiz göçmenler ve sığınmacıların güncel sayılarının derlenip sunulması çok önemli. Çünkü karar alıcılar ancak tutarlı ve düzenli istatistiki bilgilerle sağlıklı kararlar alabilirler. Veri eksikliği, sığınmacıların hakkındaki yanlış bilgilerin artmasına ve sığınmacılara karşı kutuplaşmanın derinleşmesine sebep olabilir.