Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu, Gerede Karma ve Deri Organize Sanayi Bölgeleri kaynaklı çevre kirliliğine karşı 4 Kasım 2024’te Bolu Valiliği’ne karşı dava açmıştı. 20 Mayıs 2025 tarihli duruşma sonucunda Bolu İdare Mahkemesi, çevre kirliliği ve delillerin varlığına rağmen faaliyetlerin durdurulması yönündeki talebi esastan reddetti.
Kararın ardından Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne istinaf başvurusu yapıldı.
“Kirliliği Gördü, Delilleri Gördü Ama Durdurmadı”
Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu, Bolu İdare Mahkemesi’nin, Gerede Karma OSB ve Deri OSB kaynaklı çevre kirliliğine ilişkin açtıkları davada verdiği karara ilişkin detaylı bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamada, “Mahkeme kirliliği gördü, delilleri gördü ama faaliyetleri durdurmadı” denilerek, kararın hem hukuken hem vicdanen kabul edilemez olduğu vurgulandı.
Kirlilik Davasında Ret Kararı
Platform, 4 Kasım 2024 tarihinde Bolu Valiliği aleyhine açtıkları davanın ardından 20 Mayıs 2025’te görülen duruşmada Bolu İdare Mahkemesi’nin iki önemli talebi reddettiğini belirtti. Mahkeme; “Atık su deşarjının kontrol altına alınması ve yeterli arıtma sistemi kurulması yönündeki işlemin esasen reddine” ve “OSB’lerdeki faaliyetlerin çevreye zarar vermeyecek değerlere ulaşıncaya kadar durdurulması yönündeki talebin ise işlem olarak incelenmeksizin reddine” karar verdi.
Bilimsel Verilerle Belgelenen Kirlilik Göz Ardı Edildi
Platform, mahkemeye akredite laboratuvarlarda yaptırılan analiz sonuçlarını sunduklarını belirtti. Bu verilere göre Gerede Çayı’ndaki kirlilik seviyesi şöyle açıklandı:
* Kjeldahl Azotu sınır değerin 280 katı,
* KOİ (Kimyasal Oksijen İhtiyacı) 120 katı,
* Yağ ve gres miktarı 12 katı,
* Elektriksel iletkenlik ise 121 kat artarak 31.640 µS/cm'ye ulaştı.
Platform, bu verilerin, arıtma sistemlerinin ya çalışmadığını ya da tamamen yetersiz olduğunu açıkça ortaya koyduğunu vurguladı.
"Para Cezası Yetmez, Mücadele Göstergesi Değil"
Açıklamada, bazı firmalara uygulanan para cezalarının “etkin mücadele” göstergesi olamayacağı, çünkü bu cezaların somut olarak derede suyun rengi, kokusu, toprağın sağlığı gibi kriterlerle desteklenmediği ifade edildi. Platform, “Gerede Çayı hâlâ simsiyah akıyor, hâlâ koku yayıyor, hâlâ köylüler evlerinden çıkamıyorsa ortada etkin bir çevre mücadelesinden söz edilemez” dedi.
Çevre Kanunu Net: “Faaliyet Durdurulur”
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 15. maddesini hatırlatan açıklamada, “Bu Kanunda yazılı yasaklara aykırı hareket eden veya yükümlülükleri yerine getirmeyen işletmelerin faaliyeti durdurulur” hükmünün açık olduğu belirtilerek, “İdareye önlem almama gibi bir serbesti tanımadığı gibi, çevreye yönelik sürekli ve ciddi ihlallerin tespiti halinde faaliyet durdurulur” ifadeleri kullanıldı.
Toplumsal Mücadele ve Kamu Yararı Vurgusu
Platform, kararın açık şekilde kanuna aykırı olduğunu ve para cezası verilip faaliyetlerin sürdürülmesinin, hukuken ve vicdanen kabul edilemez olduğunu belirtti. “Çevre hakkı bireysel değil, toplumsal bir kamu yararı meselesidir” denilerek, hukuki sürecin nasıl işletildiği özetlendi:
“Bilimsel veriler sunduk, kirliliği belgelerle ortaya koyduk, bireysel başvurular yaptık, TBMM’ye soru önergeleri verdirdik, bakanlıklardan valiliklere tüm makamlara ulaştık, medyada konuyu gündeme taşıdık ve sonunda yargıya başvurduk.”
“Yine de Olmadı mı?”
Açıklamada, “Eğer bunca çabaya rağmen Gerede Çayı hâlâ simsiyah akıyorsa, hâlâ kokuyorsa, hâlâ insanlar evlerine kapanmak zorunda kalıyorsa… birisi şu soruların cevabını versin istiyoruz” denilerek, şu sorular kamuoyuyla paylaşıldı:
* Bu kirliliği kim durduracak?
* Bu ülkede yaşam hakkı mı yok?
* Çevre hakkı mı yok?
* Biz bu Anayasal hükümleri nerede kullanacağız?
İstinaf Başvurusu Yapıldı: Umut Ankara’da
Kararın ardından Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne başvuruda bulunduklarını belirten Platform, kararın bozulması ve çevre tahribatının artmaması için yürütmenin durdurulması talebinde bulunduklarını duyurdu. Açıklamada, “Gerede Çayı için adalet mutlaka kendini gösterecektir” denildi.
“Yılmayacağız” Mesajı ve Takip Sözü
Platform, verdikleri mücadelede yılmayacaklarını ifade ederek şunları söyledi:
“Gerede Çayı için verdiğimiz mücadelenin temelinde, çevre hakkının yalnızca bir mevzuat hükmü değil, yaşam hakkının ayrılmaz bir parçası olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Bu karar düzeltilene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Adalet yerini bulana, çevre hakkı gerçek anlamda yaşama geçene kadar hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz.”