Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile ABD Başkanı Donald Trump'ın davetine icabetle geldiği Mısır'da Şarm el-Şeyh Barış Zirvesi'ne katıldı.
Erdoğan, imza töreninin öncesinde Trump tarafından karşılandı ve Trump'la burada bir süre sohbet etti.
Trump'ın katılımcı ülkelerin liderlerini karşılamasının ardından aile fotoğrafına geçildi.
NİYET BEYANI İMZALANDI
İmza töreni birçok ülkeden liderlerin de alana gelmesiyle başlarken törenin açılış konuşmasını Trump yaptı.
Bunun ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Şarm el-Şeyh Barış Zirvesi Niyet Beyanı'nı imzaladı.
İmzalanan deklarasyonda, "Biz, aşağıda imzası bulunanlar Trump Barış Anlaşması'nın tüm taraflarca tarihi bir kararlılıkla uygulanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu anlaşma, iki yılı aşkın süredir devam eden derin acı ve kayıpları sona erdirerek umut, güvenlik ve ortak refah vizyonuyla tanımlanan yeni bir dönemi başlatmaktadır. Gazze'deki savaşı sona erdirme ve Orta Doğu'ya kalıcı barış getirme yönündeki samimi çabaları için Başkan Trump'ı destekliyor ve onun arkasında duruyoruz. Birlikte bu anlaşmayı bölgedeki tüm halklar (Filistinliler ve İsrailliler dahil) için barış, güvenlik, istikrar ve fırsatı teminat altına alacak şekilde uygulayacağız. Kalıcı barışın hem Filistinlilerin hem İsraillilerin temel insan haklarının korunduğu, güvenliklerinin garanti altına alındığı ve onurlarının yüceltildiği bir düzen içinde mümkün olabileceğini biliyoruz. Kayda değer ilerlemenin ancak işbirliği ve sürekli diyalog yoluyla sağlanabileceğini, uluslar ve halklar arasındaki bağların güçlenmesinin bölgesel ve küresel barış ile istikrarın kalıcı çıkarlarına hizmet edeceğini teyit ediyoruz" denildi.
"AŞIRILIĞIN VE RADİKALLEŞMENİN HER TÜRÜNE KARŞI KARARLIYIZ"
Deklarasyonun devamında şu ifadelere yer verildi:
Bu bölgenin Hristiyanlık, İslam ve Musevilik dahil olmak üzere kökleri bu topraklarla iç içe geçmiş inanç toplulukları açısından derin tarihi ve manevi önem taşıdığını kabul ediyoruz. Bu kutsal bağlara saygı göstermek ve miras alanlarını korumak, barış içinde bir arada yaşama taahhüdümüzün temel önceliği olacaktır. Aşırılığın ve radikalleşmenin her türüne karşı kararlıyız. Hiçbir toplum, şiddet ve ırkçılığın sıradanlaştığı veya radikal ideolojilerin sivil yaşamın dokusunu tehdit ettiği bir ortamda gelişemez. Aşırılığı besleyen koşulları ortadan kaldırmayı ve kalıcı barışın temeli olarak eğitimi, fırsat eşitliğini ve karşılıklı saygıyı teşvik etmeyi taahhüt ediyoruz. Gelecekteki anlaşmazlıkların güç veya uzun süreli çatışmalar yerine diplomatik temas ve müzakere yoluyla çözülmesini taahhüt ediyoruz. Orta Doğu'nun artık bitmek bilmeyen savaş döngülerine, tıkanmış müzakerelere veya başarıyla müzakere edilmiş hükümlerin parçalı, eksik ya da seçici biçimde uygulanmasına dayanamayacağını kabul ediyoruz.
Son iki yılda yaşanan trajediler gelecek nesillerin geçmişin başarısızlıklarından daha iyisini hak ettiğini acı bir şekilde hatırlatmaktadır. Herkes için hoşgörü, onur ve eşit fırsat istiyoruz. Irk, inanç veya etnik köken fark etmeksizin herkesin barış, güvenlik ve ekonomik refah içinde hedeflerine ulaşabileceği bir bölge oluşturmayı amaçlıyoruz. Karşılıklı saygı ve ortak kader ilkelerine dayanan, kapsamlı bir barış, güvenlik ve ortak refah vizyonu izliyoruz. Bu ruhla Gazze Şeridi'nde kalıcı ve kapsamlı barış düzenlemelerinin tesisinde sağlanan ilerlemeyi, ayrıca İsrail ile bölgesel komşuları arasındaki dostane ve karşılıklı fayda esasına dayalı ilişkileri memnuniyetle karşılıyoruz. Bu mirası uygulamak ve sürdürmek için birlikte çalışmayı, gelecek kuşakların barış içinde birlikte gelişebileceği kurumsal temelleri inşa etmeyi taahhüt ediyoruz. Kalıcı barış dolu bir geleceğe kendimizi adıyoruz.