Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Merkez üssü Kahramanmerkez olan 7.7 ve 7.6 büyüklüklerindeki depremler 11 ilde ciddi bir yıkıma ve can kaybına yol açtı. Tüm Türkiye'yi yasa boğan depremlerden sonra birçok vatandaş dayanışma içinde depremzedelere yardım eli uzatırken, enkazdan günler sonra çıkartılanlar da felaketin mucizeleri oldular. Deprem gerçeğini hatırladığımız bugünlerde ise birçok kişinin aklında ise bu kurtuluşların ardında yatan detaylara dair benzer sorular var. 'Çök-kapan-tutun' yöntemi gerçekten hayat kurtarıyor mu? Deprem çantasında neler olmalı ve gerçekten önemli mi? Ev içerisinde buzdolabı, çamaşır ya da bulaşık makinelerinin etrafı güvenli mi? Depremde evin neresine sığınanlar kurtuldu? 6 Şubat'ta yaşanan deprem felaketi süresince sahada enkazlarda aktif olarak görev alan AKUT Arama Kurtarma Derneği Eğitim Bölümü Sorumlusu Önder Turan önemli bilgiler paylaştı.

 

'MUTFAK VE BANYODAN UZAK DURUN'

Deprem esnasında evlerin yalnızca bir bölümünün diğerlerine göre daha korunaklı olduğunu düşünmek çok da doğru değil. Bunun sebebi ise depremin şiddetine direnmeye çalışan binaların birbirinden farklılık göstermesi. Ancak yine de bir genelleme yapıldığında evlerdeki bazı ortak noktalara özellikle dikkat etmek gerekiyor. Evlerdeki belli başlı bazı noktalardan uzak durulması gerektiğini söyleyen Önder Turan'a göre bu bölgeler merdiven, merdiven boşlukları ve balkonlar.

Merdiven, merdiven boşlukları ve balkonların binaların yapısal olarak daha kırılgan bölümleri olarak kabul edildiğini söyleyen Turan, en çok can kaybının özellikle bu bölgelerde meydana geldiğini hatırlattı. Önder Turan, "Banyo ve mutfak bölümleri, cam materyalden oluşan fayans ve benzeri malzemeleri içermesinden ötürü bu malzemelerin kırılma, çatlama, sıkışma sonucu patlama riskleri yüksek. Etrafa zarar verebilirler" diye konuştu.

GÜVENLİ NOKTA NASIL OLUŞTURULUR?

Evin tehlikeli bölümlerinin yanı sıra yaşam alanları olarak kabul edilen salon, yatak odaları gibi daha çok eşyanın barındığı alanların banyo ve mutfağa nazaran daha güvenli olduğunu belirten Önder Turan, "Şiddetli depremlerde evin içinde bir yerden bir yere gitmek çok kolay değil. Deprem esnasında kaçma ya da koşma gibi teşebbüslerde bulunmamak gerekiyor. Yaşam alanlarımızda güvenli nokta oluşturmalıyız. Örneğin içi eşya dolu bir baza ve komodin, içi kitap dolu bir koli ya da içi tekstil dolu bir sandık. Bunlar bizim için değerli ve bunların yanında pozisyon almak gerekir. Yani güvenli bir noktada güvenli duruş pozisyonlarından birisini gerçekleştirin ve sarsıntının bitmesini bekleyerek kendinizi korumaya alın" açıklamasında bulundu.

Önder Turan 6 Şubat'ta yaşanan iki deprem sonrası başlatılan arama-kurtarma çalışmaları boyunca  en çok can kaybının merdiven boşluklarında gerçekleştiğine, yatak odalarında yatakların yanındaki boşluklarda ise pek çok kişiye canlı ulaşıldığına tanık olduğunu vurguladı.

SABİTLENMEMİŞ YA DA AĞIRLIK MERKEZİ YERDEN YÜKSEKSE DİKKAT!

Uzmanlara göre deprem anında bulunduğumuz yerde yapmamız gereken en hayati bireysel önlemlerden biri de yaşam üçgeni. Sağlam bir eşyanın yanında oluşturulan yaşam üçgeni çoğu zaman hayat kurtarıyor. Ancak deprem yüzünden kişilerde yaşanan panik nedeniyle her zaman doğru adımlar atılamıyor. Önder Turan'ın yaşam üçgeni konusunda ise şu uyarıları var: "Ağırlık merkezi yerden yüksekte olan ve sabitlemesi yapılmamış her türlü eşya, devrilme veya yatma eğilimi gösterebilir. Bu sebeple deprem anında bulunduğunuz yerde, ağırlık merkezi aşağıda olan, yani yüksekliği bel hizamızda veya bel hizamızın altında olan, (örnek vermek gerekirse, yatak odasında yatağımızın bazasının yanı, salonda koltukların yanı, bir sandık ya da içi kitap dolu bir koli yanı vs.) gibi sabitlemesi yapılmış veya taban oturumu geniş eşyaların yanında yat-korun-tutun ya da çök-kapan-tutun hareketlerinden herhangi birisini gerçekleştirerek depremin yarattığı sarsıntının tamamen geçmesini beklemeliyiz."

'KİRİŞLER SANILANIN AKSİNE GÜVENLİ DEĞİL'

Hangi eşyaların güvenli olabileceğine değinen Önder Turan deprem anında buzdolabı, çamaşır ya da bulaşık makinesi gibi eşyaların ezilmeye dayanıklı malzemeler olmamaları sebebiyle sanılanın aksine çok da güvenilir olmadıklarını hatırlattı.

"Eski bir bilgi olan deprem esnasında kapıların altı ve kirişlerde durulması gerektiği aslında yanlıştır. Betonarme binalarda kullanılan yapı tekniğinde bu alanlar, binaların daha zayıf noktalarıdır. Yine aynı şekilde merdivenler ve balkonlar da deprem esnasında korunmanın zor olduğu, yapısal olarak riskli ve zayıf alanlardır." AKUT Arama Kurtarma Derneği Eğitim Bölümü Sorumlusu Önder Turan

DEPREM DEĞİL 'ACİL DURUM' ÇANTASI

Temel ihtiyaçlarımızı sağlamada deprem çantasının büyük önem taşıdığını söyleniyor. Deprem çantasının gerçekten işlevsel olması gerektiğini belirten Önder Turan, bu çantanın daha farklı adlandırılması gerektiğini söyleyerek, "Aslında bu çanta için kullanılması gereken doğru terim 'acil durum çantası’dır. Acil durum çantası, mümkünse ihtiyaç anından önce, evde beraber yaşadığınız kişilerle bireysel ve özel ihtiyaçlarınızı göz önünde bulundurularak 'altın saatler'de evimizi tahliye ettikten sonra ihtiyacımız olacak malzemelerden oluşmalı" bilgisini verdi.

'ALTIN SAATLER' NE ANLAMA GELİYOR?

Afet anının ilk 72 saatini kapsayan zaman dilimine 'altın saatler' deniliyor. Bu zaman diliminde yardımın henüz ulaşmamış olduğu düşünülerek bu çantaya en temel ihtiyaç malzemelerimizi koymamız gerekli. Önder Turan 'acil durum çantası'nın önceden hazırlanması gerektiğini ve evin çıkış kapsına yakın bir yerde, herkesin görebileceği ve ulaşabileceği bir noktada, üzerinde 'acil durum çantası' ibaresiyle bulunması gerektiğini belirtti.

'ÇÖK-KAPAN-TUTUN HAYATTA KALMAYI GARANTİ ETMEZ AMA...'

Peki deprem anında avantaj sağladığı söylenen ve geçtiğimiz aylarda tüm Türkiye'de tatbikatı yapılan Çök-kapan-tutun tekniği gerçekten hayat kurtarıyor mu? Önder Turan'a göre deprem esnasında gerçekleştirilen çök-kapan-tutun ya da yat-korun-tutun duruş pozisyonlarından her ikisinde de amaç, deprem yönetmeliğine uygun şekilde yapılmış sağlam bir binadayken, eşyalarımız uygun şekilde sabitlenmişse, olası yapısal olmayan eşyaların yer değiştirmesi ya da sabitlemeden kurtulması durumunda en az zararı görmek.

Bu duruş pozisyonlarının Türkiye'de ve uluslararası alanda faaliyet gösteren üniversiteler, STK'lar ve uzmanların yıllar süren çalışmaları ve incelemeleriyle tespit edilmiş olan doğru davranış şekilleri olduğunu hatırlatan Turan, "Bu teknikler hayatta kalmayı garanti etmez fakat zarar görme olasılığınızı düşürecek ve hayatta kalma olasılığınızı artıracak davranışların başında geliyor" diye de ekledi.

Editör: Elif Erdoğan