Aydın'ın Üzerine Kurulu Antik Kentin Sırları Toprağın Altında Yatıyor
Aydın'ın Üzerine Kurulu Antik Kentin Sırları Toprağın Altında Yatıyor
İçeriği Görüntüle


Yargıtay'daki İsmail Rüştü Cirit Konferans Salonu'nda düzenlenen 2025-2026 Adli Yıl Açılış Töreni'ne Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'ın yanı sıra Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan ile yargı mensupları ve davetliler katıldı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Gazze'de yaşanan insani krize ilişkin, toplumların her ne kadar bilimde, teknolojide maddi gelişimde ileri gitmiş olurlarsa olsunlar adaletten, ahlaktan, etikten, kopuk bir ilerlemenin hiçbir insani değerinin olmadığını vurguladı.

"Gücüm varsa her şeyi yapabilirim anlayışı hakim hale geliyor"
Gazze'de yaşananların adaletin, ahlakın, hukukun, merhametin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattığını aktaran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Türkiye dahil olmak üzere birçok çevreye adalet dersi vermeye çalışan insanlık hukuku dersi vermeye çalışan bazı ülkelerin ve çevrelerin Gazze'de yaşananlar karşısındaki suskunluğu hepimiz için ibret vericidir. Bundan da gerekli dersleri hep birlikte almak durumundayız. Bugün dünyamızın geçtiği süreçte maalesef üzüntü duyarak görüyoruz ki gücüm varsa her şeyi yapabilirim anlayışı hakim hale geliyor. Tabiri caizse gücü, gücü yetene gibi bir atmosfer oluşturuluyor. Adalet açısından bundan daha tehlikeli bir atmosfer olamaz. Biz haklının güçlü olması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak hem gücümüzü arttırmaya hem de haklı konumuzla hareket etmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Şeyh Edebali'nin "İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın" sözünü örnek gösteren Yılmaz, adaletin mülkün temeli olarak kabul edildiğini dile getirerek, "Adalet devletin temeli olduğu gibi kalkınmanın ve sosyal refahın, temel hak ve özgürlüklerin de teminatıdır. Uzun yıllar kalkınma bakanlığı yapmış bir arkadaşınız olarak şunu ifade etmek isterim. Adaletin güçlü olduğu yerde toplumlar gelişir, gerçek anlamda gelişim ortaya koyarlar. Dolayısıyla kalkınma ile adalet arasında çok güçlü bir ilişki altını ben de bir kez daha çizmek isterim. Çünkü varlık düzeni adalet üzerine kuruludur; ölçü ve denge adaletle anlam kazanır. Divanü Lügati't Türk'te geçen ‘Zor kapıdan girerse, töre bacadan çıkar' sözü, toplumsal düzenin ancak adalete duyulan güvenle sürdürülebileceğini gösterir. Her bir vatandaşın hakkının korunması ve güçsüzün güçlüye ezdirilmemesi hayati önem taşır. Bir hükmün ya da kararın değeri, yalnızca dayandığı yazılı maddelerde değil, milletin vicdanında da kabul gördüğünde ortaya çıkar" diye konuştu.

"Çift başlılık oluşturan askeri yargıyı, DGM ve Özel Yetkili Mahkemeleri kaldırdık"
Adaletin etkinliği kadar zamanında tecelli etmesinin de millet için hayati bir değer taşıdığını hatırlatan Yılmaz, "2002'den itibaren attığımız adımlarla yargıyı vesayetçi yapılardan arındırdık, temel hak ve özgürlüklerin güvencelerini genişlettik, hukuk devletini kökleştiren reformlara imza attık. Yaptığımız anayasa değişiklikleri, temel kanunların yenilenmesi, alternatif çözüm yöntemlerinin hayata geçirilmesi, yargıda bilişim teknolojilerinin geliştirilmesi ve adalet teşkilatımızın fiziki ve teknik altyapısının güçlendirilmesi gibi yeniliklerle adalet sistemimizin etkinliğini artırdık. Hak arama özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırdık ve hak arama yollarını çoğalttık. Başörtüsünden ana dilin kullanımına, din ve vicdan hürriyetinden ifade özgürlüğüne pek çok alanda temel hak ve özgürlüklerin alanını genişlettik. Çift başlılık oluşturan askeri yargıyı, Devlet Güvenlik Mahkemelerini (DGM) ve Özel Yetkili Mahkemeleri kaldırdık. Anayasa değişikliği ile vatandaşlarımıza Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapabilme hakkı tanıdık" dedi.

"Kadın hakim ve savcı sayısı ise 2002 yılında sadece bin 847 iken bugün yüzde 433 artışla 9 bin 841 olmuştur"
Hakim, savcı ve personel sayısını artırarak yargıda insan kaynağı kapasitesini güçlendirildiğini belirten Yılmaz, "Hakim ve savcı sayısı 2002 yılında 9 bin 349 iken; bugün yüzde 173 artışla 25 bin 551 olmuştur. Gururla ifade etmek isterim ki, toplam kadın hakim ve savcı sayısı ise 2002 yılında sadece bin 847 iken bugün yüzde 433 artışla 9 bin 841 olmuştur. Bir yandan adalet teşkilatının personel sayısını artırırken diğer yandan niteliği de artıracak adımları atıyoruz. Geçen yıl hayata geçirdiğimiz Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ile avukat, hakim, savcı ve noter olacak kişilerin mesleki niteliklerinin arttırılmasını hedefliyoruz" dedi.

"Mahkemelerin görevi yerindelik denetimi yapmak değil hukuka uygunluk denetimi yapmaktır"
Mahkemelerin görevinin hukuka uygunluk denetimi yapması olduğuna dikkati çeken Yılmaz, "Mahkemelerin görevi yerindelik denetimi yapmak değil hukuka uygunluk denetimi yapmaktır. Yerindelik alanına girdiğiniz anda siyasetin alanına, idarenin alanına girmiş olursunuz. Çünkü birçok konu tercihe bağlıdır. Bir parti bir şeyi savunabilir, diğer parti başka bir şey için de savunabilir. Bu tartışmaların tarafı olmamalıdır yargı. Yerindelik denetimi yapmamalıdır. Sadece ve sadece hukuka uygunluk denetimi yapmalıdır" ifadelerine yer verdi.
Mahkeme sayılarında da önemli bir artış sağlandığını aktaran Yılmaz, 2002 yılından bugüne faal adli ve idari yargı ilk derece mahkemelerinin sayısını 3 bin 727'den, 8 bin 898'e yükseltildiğini kaydetti.

"Bu olumlu tecrübemizi giderek bir ihraç ürününe dönüştürmeyi de hedefliyoruz"
Teknolojiyi yargıya taşıdıklarını belirten Yılmaz, "UYAP, SEGBİS, e-tebligat ve elektronik duruşma gibi uygulamalarla dünyaya örnek olacak bir dijital dönüşüm gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemde de bu sistemleri yapay zeka ile entegre etmeyi hedefliyoruz. Bir diğer yandan bu olumlu tecrübemizi kardeş dost ülkeler başta olmak üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan gibi diğer ülkelerle de paylaşmayı ve giderek bir ihraç ürününe dönüştürmeyi de hedefliyoruz. Çünkü gerçekten çok başarılı elektronik uygulamalarımız var. Bu sistemleri yapay zekâdaki gelişmeleri de dikkate alarak ileri seviyelere taşımayı ve başka ülkelere ihraç edecek şekilde değerlendirmeyi hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.

"Adalet hizmetleri ile adli bilimlerde dijital dönüşümü hızlandıracağız"
Talepler ve değişen şartlara göre adalet sistemini sürekli güncellendiğini ve yargının eksiklerinin giderildiğini aktaran Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
"Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında 10. Yargı Paketi ile ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılmasına yönelik düzenlemeler yaptık. Bu kapsamda ceza adaletinin daha etkin hale getirilmesi, cezasızlık algısının ortadan kaldırılması, özel infaz usullerinin kapsamının genişletilmesi, suçun işlenmesinin önlenmesi ve caydırıcılığın sağlanması, trafik güvenliğinin artırılması ve noterliğe ilişkin düzenlemeleri hayata geçirdik. Önümüzdeki dönemde Yargı Reformu Strateji Belgemiz ile adalete kolay erişim ile onarıcı ve telafi edici adalet uygulamalarını sistemimize kazandıracağız. Adalet hizmetleri ile adli bilimlerde dijital dönüşümü hızlandıracağız. Tebligat işlemlerinin daha sade bir usulle ve hataları azaltacak şekilde yürütülmesini sağlayacağız. Ceza infaz ve denetimli serbestlik sisteminin yönetim kapasitesini geliştirecek ve meslek edindirme programları ile iş yurtları üretim miktarını yükselteceğiz. Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans ilkesinden taviz vermeyecek ve bu alandaki çalışmaları kesintisiz sürdüreceğiz. Yaşlı ve engellilerin adalete erişimlerini kolaylaştıracağız."

Muhabir: Havva AKÇA