Geçtiğimiz aylarda Hitit İmparatorluğu'nun başkenti Hattuşa'da (Çorum'un Boğazkale ilçesine bağlı Boğazköy'de bulunuyor) yapılan kazılarda keşfedilen bir kil tabletin üzerine çivi yazısıyla yazılmış metin bilim insanlarını şaşırttı.

Zira metin bugüne kadar kimsenin bilmediği ve 3 bin yıldan fazla zaman önce kullanıldığı tahmin edilen bir dille yazılmıştı.

Uzmanlar, bu gizemli dilin Orta Doğu'da bilinen hiçbir antik yazılı dile benzemediğini ancak Anadolu'da kullanılmış olan diğer Hint-Avrupa dilleriyle ortak kökenden geliyor gibi göründüğünü dile getirdi.

Söz konusu yazı, bilinen en eski Hint-Avrupa dili olan Hititçe yazılmış bir ayin metninin son kısmında yer alıyor. "Buradan sonrasını Kalaşma ülkesinin dilinden okuyun" cümlesinin ardından anlamı bilinmeyen cümleler geliyor.

Bronz Çağ'da yaşamış organize bir toplum olan Kalaşmalıların Hitit İmparatorluğu'nun kuzeybatı ucunda bugün Bolu-Gerede ve Karabük'e tekabül eden bölgede yaşadığı tahmin ediliyor.

Hitit İmparatorluğu en geniş sınırlarına MÖ 1300 civarında ulaştı (Kaynak:Ennomus/Wikimedia Commons/CC BY SA 4.0)

Hititler çok kozmopolit bir toplumdu

Boğazköy-Hattuşa Ören Yeri Arkeoloji Kazıları Başkanı Prof. Dr. Andreas Schachner, yaptığı açıklamada, tableti ilk kez eline aldığında önemini hissettiğini belirtti. Schachner, söz konusu tabletin, kazılarda bulunan diğer 25.000'den fazla tablete kıyasla çok daha iyi korunmuş olduğuna dikkat çekti.

Hattuşa Ören Yeri'nde arkeolojik kazılar 1907 yılından bu yana devam ediyor. Bir asrı aşkındır süren çalışmalarda, Hitit İmparatorluğu dönemine ait kraliyet anlaşmaları, siyasi yazışmalar, hukuki ve dini metinler tarihçiler, arkeologlar ve dil bilimciler tarafından gün yüzüne çıkarıldı ve tercüme edildi.

Tabletlerin önemli bir kısmı Hitit çivi yazısıyla yazılmış olmakla birlikte uzmanlar ören yerinde başka dillerde metinler de buldu. Bu dillerin MÖ 1650-1250 yıllarında Anadolu'nun büyük bir kısmında hüküm sürmüş olan Hitit İmparatorluğu bünyesinde yaşamış çeşitli etnik gruplara ait olduğu düşünülüyor.

Uzmanlara göre bu dillere bir yenisinin eklenmesi heyecan verici olmakla birlikte şaşırtıcı değil. Würzburg Üniversitesi'nden Antik Yakın Doğu uzmanı Prof. Dr. Daniel Schwemer bu durumu, "Hititler yabancı dillerdeki ritüelleri kayıt altına almaya çok ilgiliydi" sözleriyle açıkladı.

Üstelik bu kayıtlar sadece akademik amaçlarla tutulmuyordu. Tarihçilere göre, Hititler döneminde Anadolu'da insanlar binlerce tanrı ve tanrıçaya ibadet ediyordu. Yeni keşiflerle imparatorluk toprakları genişledikçe, yöneticiler buralarda yaşayan halkların dinlerini de benimsiyordu.

'Bir hoşgörü kültürünün varlığını gösterir'

Schachner, Hitit imparatorunun diğer dinlere saygı göstererek kendisine saygı gösterilmesini sağlıyor olabileceğine dikkat çekti.

Antik Anadolu tarihçisi Tülin Cengiz ise 2018'de yayımlanan araştırma makalesinde Hattuşa'daki kraliyet arşivlerine göre, Hititlerin Suriye ve Mezopotamya topraklarındaki ilahlara dahi tapındığını belirterek, "Kendi panteonlarına ait olmayan bu kadar tanrıyı benimsemek bir hoşgörü kültürünün varlığını gösterir" ifadelerini kullanıyordu.

Görünen o ki Antik Hitit krallığında yaşayanların tanrılara tapınmasının temel sebebi, kendilerine verilen yiyecekler, sağlık ve mutluluk için teşekkür etmekti.

Bu etkisini duyan kulaklarına inanamıyor Bu etkisini duyan kulaklarına inanamıyor

Boğazköy'de bulunan Kadeş Antlaşması tableti (Kaynak: Iocanus/Wikimedia Commons/CC BY SA 3.0)

Araştırmacılara göre imparatorluğun arşivleri "devlet dinini" sağlamlaştırmanın ve "tanrılar ve tanrıçalara gösterilen ihtimamın ayrıntılı bir resmini çizmenin" yollarından biriydi. Komşu toplulukların çivi yazıları, gelenekleri ve dinleri gibi kültürel varlıklarını ödünç almak da imparatorluğun erişim alanını genişletmenin bir yoluydu.

Örneğin MÖ 1274'te yaşanan bir savaşta, Kalaşmalılar Mısır İmparatorluğu'na karşı Hititlerin yanında yer almıştı.

Kalaşma yazısını içeren tabletin görüntüsü henüz elimizde yok. Halihazırda çeviri çalışmaları sürüyor. Schwemer ve meslektaşlarının sonuçları önümüzdeki yıl kamuoyuyla paylaşması bekleniyor.

Dünya nefesini tutmuş halde tablette ne yazdığını merak ediyor.

Editör: Elif Erdoğan