Bakın, beş maç boyunca galibiyet yoktu, moraller sıfırdı. Taraftarın yüzü asıktı, şehirde umutsuzluk vardı. Ama sonra Ertuğrul Arslan geldi ve daha ilk gün, “Ben bu işten korkmam, ben cesaretliyim” dedi. Bu söz sadece bir cümle olarak kalmadı; takımın oyununa, oyuncuların vücut diline, hatta tribünlerin enerjisine bile yansıdı.
Şimdi bir düşünün… Ligin mali olarak en güçlü takımlarıyla — Iğdır FK, Çorum FK, Bodrum FK — üst üste oynuyorsun. Herkes “Boluspor bu süreçten puan çıkaramaz” diyor. Ama ne oluyor? Bu takım sahaya çıkıyor, korkmadan, ezilmeden oynuyor ve 5 puan topluyor.
Bu 5 puan, inanın rakamdan daha fazlası. Çünkü o puanların içinde özgüven var, karakter var, mücadele var.
Bodrum FK maçını izleyen herkes fark etti zaten. Kendi sahasında olmasına rağmen liderle oynuyorsun, ama sahada ne panik var ne korku. Oyunun kontrolü Boluspor’da, istatistiklerde üstünlük Boluspor’da. Bu, tesadüf değil. Bu, çalışılmış, hazırlanılmış ve inandırılmış bir takımın ürünü.
Karacayır’daki idmanlara bakanlar da aynı şeyi söylüyor: “Takım başka bir enerjiyle çalışıyor.” Ertuğrul Arslan sadece taktiği değil, psikolojiyi de yönetiyor. Oyuncular artık “yenilmemek için” değil, “kazanmak için” sahaya çıkıyor.
Dört hafta önce “Bu fikstür felaket, buradan çıkamayız” diyenler vardı. Bugün o yorumlar tarihe karıştı. Çünkü Boluspor sadece puan almadı, kendine olan inancını da geri kazandı.
Şimdi şunu çok net söyleyebilirim: Eğer bu takım aynı disiplinle, aynı cesaretle devam ederse, bu sezon Boluspor sadece mücadele eden değil, izlemesi keyif veren bir takım haline gelecek.
Taraftar da farkında, tribünlerde artık o umut var. Hani bazen bir teknik adam gelir ve takımın kimyasını değiştirir ya… İşte Ertuğrul Arslan tam olarak onu yaptı.
Boluspor sahada artık korkmuyor. Çünkü o cesaret, kenardan geliyor.
