Deprem bölgesindeki incelemelerini ve gördüklerini aktaran Belediye Başkanı Tanju Özcan, “Bizim Kızılay ticari kurum olmuş. Trakya’daki depolar çadır dolu ve bölgedeki depremzedelerin üçte birinin hala çadırı yok! Ama Kızılay’ın biz çadır sattığını öğreniyoruz. Kızılay’ın bazı gıda maddelerini sattığını öğreniyoruz. Böyle bir şey olamaz! Biz Kızılay’a böyle zamanlarda insanlara yardımcı olsun diye bağış yapıyoruz. Sen elindeki çadırı nasıl satarsın? Oradaki depremzede soğuktan donarken sen elindeki çadırı satıyorsun” diyerek Kızılay yöneticilerini sert bir dille eleştirdi.

“O BELEDİYE, BU BELEDİYE DİYE AYIRIMCILIK YAPILIYOR”

Özcan, “Orada ismini vermeyeceğim bir subay bana ‘Başkanım, ordunun elinde çok sayıda yazlık ve kışlık çadır var. Yine ordunun elinde tuvalet ve duş malzemeleri var. Ordu bu malzemeleri şimdi kullanmayacaksa ne zaman kullanacak’ dedi. Askeri sokağa indirebilmek için günlerce yalvardık. İkinci Ordu Komutanı depremden sonra sahaya inmelerine izin verilmediği için ağladı. O yüzden, Devletin imkanları var ama kullanılmıyor. Hala su verilemeyen şehirler var. Hızlı bir şekilde müdahale edilmeli. ‘O belediye, bu belediye’ ayrımcılığı yapılıyor maalesef” şeklinde konuştu.

Yaptığı eleştirilerin gönüllülere veya çalışanlara yönelik olmadığını belirten Özcan, “Deprem bölgesinde çalışmalar o kadar uyumlu ki; Biz AFAD’ı, Kızılay’ı suçluyoruz ama yöneticilerini suçluyoruz. Gönüllüleri, çalışanları suçlamıyoruz. Devletin çalışanlarını suçlamıyoruz. Hepsi uyum içinde çalışıyor. Batı’daki yöneticiler oradaki durumu bilmeden açıklamalar yapıyor. Onları eleştiriyoruz” dedi.

Editör: Sefa Günay