Dünya yörüngesindeki aktif uydu sayısı 11 bin 700'ü aşarak benzeri görülmemiş bir seviyeye ulaştı.
Sadece 2024 yılında 2 bin 800'den fazla uydunun fırlatılmasıylan yörüngedeki bu patlama, bilim insanları arasında uzay sürdürülebilirliği ve güvenliği konusunda ciddi endişelere yol açıyor.
YÖRÜNGEDEKİ PATLAMANIN LİDERİ SPACEX
Bu artışın arkasındaki en büyük güç, küresel internet hizmeti sunmayı amaçlayan devasa uydu ağları olan "mega takımyıldızlar".
Özellikle Elon Musk'ın SpaceX şirketi, Starlink programı kapsamında fırlattığı 7 bin 400'den fazla uyduyla, yörüngedeki tüm aktif uyduların yaklaşık yüzde 60'ını oluşturuyor.
Amazon'un Project Kuiper'i ve İngiltere merkezli OneWeb gibi diğer şirketler de bu yörüngesel geniş bant yarışında önemli oyuncular arasında yer alıyor.
Bu durum, Alçak Dünya Yörüngesi'nde (LEO) benzeri görülmemiş bir uydu yoğunluğu yaratıyor.
ÇARPIŞMA RİSKİ VE "KESSLER SENDROMU" TEHLİKESİ
Bilim insanları, LEO bölgesinin bir "taşıma kapasitesi" olduğu ve bu kapasitenin yaklaşık 100 bin aktif uydu olduğu konusunda uyarıyor. Mevcut fırlatma hızlarıyla bu eşiğe 2050 yılından çok daha önce ulaşılabileceği tahmin ediliyor.
Artan uydu yoğunluğu, çarpışma riskini de beraberinde getiriyor. Tek bir çarpışma, binlerce yeni enkaz parçası yaratarak "Kessler Sendromu" olarak bilinen bir zincirleme reaksiyonu tetikleyebilir.
Bu senaryo, yörüngenin bazı kısımlarını kullanılamaz hale getirebilir ve GPS, hava durumu tahmini gibi temel hizmetleri aksatabilir.