Bartın Ağır Ceza Mahkemesince Bartın Adliyesi'nde özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları ile taraf avukatları katıldı.

Adliye içinde ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı.

Geçen hafta 4 gün süren yargılamanın ardından ara verilen davanın ikinci celsesi, tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasıyla başladı.

Tutuksuz sanık müessesenin Elektromekanik İşletme Müdürü M.G, sağlık sorunları nedeniyle 10 Ekim'de yıllık izine ayrıldığını ve ardından emekli olduğunu anlattı.

Yer üstünde önemli yerlerde tek kişinin çalıştığını öne süren, bunun kabul edilemez olduğunu, personel eksikliği konusunu 2022'de resmi yazıyla TTK Genel Müdürlüğüne bildirdiğini aktaran M.G, patlamanın nasıl olduğuna ilişkin bilgisinin olmadığını söyledi.

Sanık M.G, müessesedeki tüm elektrik birimlerinin kendisine bağlı olduğu ifadesinin yanlış olduğunu, elektro-mekaniğin dışında başka müdürlüklere de bağlandığını belirterek, "Havalandırma pervanesi arızası konusu ise kelepçe fantüp kaynaklıdır. Ben o tarihte izinliydim ve pervane arızası benim birimimin sorumluluğunda değildir." diye konuştu.

Mahkeme başkanının, patlamada hayatını kaybeden elektrikçi Rıdvan Hacet'in, neden ocağa tek indiği yönündeki sorusunu M.G, "Bu çok istisnai durum, her zaman böyle olmaz. Bütün tertiplerimiz hep 2 kişi olarak çalışmaktadır. Mesela tulumba arızası olsa tek inilmez, elektrik arızası olduğunda tek başına kesinlikle inilmez. Zaten yönetmelikte 'ulaşılamayan yerlerde tek başına çalışılamaz' der." şeklinde cevapladı.

Tutuksuz sanık elektromekanik başmühendisi S.Ö. de elektrikçi Hacet'in ocakta tek çalıştığı iddiasına yönelik, "Görevlendirme yaparken 2 kişi yazmamıza rağmen bazı işçilerin gelmediği durumlar olabiliyor. Ancak Rıdvan Hacet, ocak içinde o gün tek çalışmamakta, kendi vardiyasında emniyet nezaretçisiyle çalışmaktadır. Kendisi yer üstü işçisidir, gerekli hallerde yer altında görevlendirilmektedir. Bu durum personel yetersizliğinden kaynaklanan durumdur. Maalesef acı olayla karşılaşmıştır." ifadesini kullandı.

Sanık S.Ö, müşteki avukatlarının olay günü telsiz iletişiminin tamamen kesilip kesilmediği yönündeki sorusuna, "Telsizler tamamen kesilmedi, ben kullandım. Patlama bölgesinde patlamaya bağlı kesilmiş olabilir. Kanaatim patlamanın elektriksel değil havalandırmayla alakalı olduğu yönündedir. Elektrikle ilgili olsaydı bana bildirilirdi. Fantüpte olan kelepçe arızasıdır. Bu arızada bana bilgi verilmez. Kartiye şefine ve kartiye mühendisine bilgi verilir." yanıtını verdi.

- Müşteki yakınından sanıkların "benim görevim değil, bilgim yok" söylemlerine tepki

Ocak elektrik nezaretçisi tutuksuz sanık O.Ö, maden ocağında tek elektrikçinin çalışmasının kendisine verilen talimatla ilgili olduğunu, konuyla ilgili tasarrufunun bulunmadığını ifade etti.

Pervane arızasının kelepçeyle alakalı olduğu için kendi alanına girmediğini öne süren O.Ö, maske eğitimlerinin ne şekilde yapıldığı sorusuna karşı, "Maske eğitimlerinde mühendis elindeki maskeyle eğitim verir, sonra 'Denemek isteyen var mı?' diye sorar. Ben şimdiye kadar 'Ben denemek istiyorum.' diyen görmedim. Dolayısıyla eğitimler teorik olarak veriliyordu." diye konuştu.

Sanığın avukatı ise müvekkili hakkındaki iddiaların, görev alanı ve tanımını aşan işlere dayandırıldığını ileri sürerek, beraatini talep etti.

Elektrik mühendisi sanık H.O. ise "Maske eğitimleri yeterli miydi?" sorusu karşısında, sorunun muhatabının kendisi olmadığını belirtti.

Bu sırada bir müşteki yakını, günlerdir duruşmayı takip ettiklerini ancak tüm sanıkların "benim görevim, sorunum değil, bilgim yok" söylemlerini ileri sürdüklerine değinerek, taleplerinin, sanıkların doğruyu söylemesi ve suçluların cezalarını çekmeleri oluğunu dile getirdi.

- "Buradaki herkesin bilgisi var"

Gaz izleme teknikeri M.Ö, mahkeme başkanının, iddianamede yer alan havalandırma pervane arızasını kontrol etmediği iddiasını hatırlatması üzerine, "Ben personele 'Sen bu arızayı neden gidermedin?' diyemem. Gündüz vardiyasındaki arkadaşım tüm birim amirlerine bilgi vermiş. İkinci kez bilgi vermedik. Buradaki herkesin bilgisi var." savunmasında bulundu.

Sanık M.Ö, gaz değerlerinin artmasına rağmen ocak içerisindeki işçilere bilgi vermediği yönündeki iddiaya ilişkin ise şunları kaydetti:

"Patlatma yapılırken personel tehlike alanının dışında olur. Patlatma yapıldığında metan değeri 1,30'dayken vardiya mühendisini aradım, 1,45'te anons geçtim. 1,50 ve 1,60 seviyelerinde de anons geçtim. Personelimiz güvenliğini almış durumda. Patlatma sırasında da gazın çıkması normal. Yani anormal bir durum yok."

Müşteki avukatının, "Patlama sıralarında yerinizden ayrıldınız mı? Ayrıldıysanız yerinize kimi bıraktınız?" sorusuna M.Ö, "Ayrılıp ayrılmadığımı hatırlamıyorum." cevabını verdi.

Olay günü metan gazının birçok kez alarm seviyesini geçtiği yönünde bilirkişi raporu olduğu hatırlatılan M.Ö, "Mutlaka müdahale yapmışızdır. O gaz araştırılıp birilerine bilgi verilmiştir." dedi.

Tutuksuz sanık sondaj şefi T.U. da patlamayla ilgili kusuru bulunmadığını savunarak, beraatini istedi.

Duruşma, diğer tutuksuz sanıkların savunmalarının alınması için yarına ertelendi.

- Davanın geçmişi

Bartın'ın Amasra ilçesindeki TTK Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim Cuma günü saat 18.15 sıralarında meydana gelen patlamada 41 işçi hayatını kaybetmiş, 11 işçi yaralanmıştı. Bir işçi sevk edildiği hastanede 4 Kasım 2022'de, bir işçi de 5 Nisan'da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmişti.

Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir'in de bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Şüphelilerden TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural ile kartiyelerden (birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak) sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahraman "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan tutuklanmış; 4 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulanmış, şüphelilerden 3'ü çıkarıldıkları hakimlikçe, 9'u savcılık sorgularının ardından serbest bırakılmıştı. Bu şüpheliler arasında yer alan bir kişi hakkında da soruşturma sürecinde "takipsizlik" kararı verilmişti.

İddianamede, tutuklu sanıklar Özdemir, Ekmekci, Soylu ve Tural hakkında 42 kez "olası kastla öldürme" suçundan toplam 840 yıldan 1050 yıla kadar, 4 kez "olası kastla yaralama" suçundan da toplam 4 yıl 16 aydan 12 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Bu 4 sanığın iki suçtan toplam 844 yıl 16 aydan 1062'şer yıla kadar hapsi istenen iddianamede, diğer 4'ü tutuklu 19 sanığın ise "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi isteniyor.

Mahkeme heyeti, 28 Nisan'daki duruşmada açıkladığı ara kararda, müessese müdür yardımcısı Salih Atmaca'nın adli kontrol şartıyla tahliyesine, diğer 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar vermişti.AA

Editör: Elif Erdoğan