Bolu Milletvekili İsmail Akgül, Göynük ilçesinde son yıllarda yoğunlaşan rüzgâr enerjisi santrali (RES) yatırımları ile bu yatırımları birbirine bağlayan enerji nakil hatlarının bölge ekosistemine olan etkilerini Meclis gündemine taşıdı. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye sunduğu kapsamlı yazılı soru önergesinde Akgül, özellikle Hisarözü, Değirmencözü, Bulanık ve Çubuk köylerinde yürütülen çalışmalar nedeniyle yöre halkında oluşan tedirginliği ve çevresel kaygıları aktardı.
Akgül'ün önergesi; ağaç kesim izinleri, mera ve orman alanlarının kullanım şekli, acele kamulaştırılan taşınmazlar, doğal su kaynaklarının zarar görmesi, orman yollarının açılması, hafriyat faaliyetleri ve Bolu genelindeki enerji yatırımlarının toplam etkisi gibi birçok kritik soruyu içeriyor.
Milletvekili, bölgenin hassas coğrafyasına dikkat çekerek, Göynük’ten gelen şikâyetlerin yalnızca çevresel değil, aynı zamanda tarımsal üretim, hayvancılık, yerleşim güvenliği ve mera hakları açısından da ciddi sonuçlara yol açtığını vurguladı.
1. “GÖYNÜK’TE RES PROJELERİ İÇİN KULLANILAN TOPLAM ALAN KAÇ HEKTAR?”
Akgül önergesinin ilk maddesinde, Göynük genelinde devam eden RES projeleri ve enerji nakil hatları için bugüne kadar kaç hektar alanın kullanıldığı sorusunu yöneltti. Bu alanların tamamının; Orman,
Mera, Tarım alanı gibi arazi türlerine göre ayrı ayrı sınıflandırılarak kamuoyuyla paylaşılmasını istedi.
Milletvekili, özellikle ormanlık alanlarda verilen izinlerin kamuoyunda ciddi yankı uyandırdığını belirterek, “Bölgede ne kadar orman sahası enerji projelerine tahsis edildi?” sorusunun bir an önce yanıtlanması gerektiğini ifade etti.
2. “HANGİ PROJEYE NE KADAR İZİN VERİLDİ? KAÇ AĞAÇ KESİLECEK VEYA KESİLDİ?”
Akgül, Göynük’te yürütülen enerji yatırımlarına yönelik olarak Bakanlık tarafından verilen tüm izinlerin, proje detaylarıyla birlikte açıklanmasını istedi. Bu kapsamda Bakanlıktan şu bilgilerin her bir proje için ayrı ayrı paylaşılması talep edildi:
*Projenin tam adı
*İzin verilen alanın büyüklüğü (hektar)
*İzin tarihi
*Orman izninin kapsamı
*Ağaç kesim izni (toplam sayı)
*“Kesim fazlası” izinleri
*Verilen diğer izinler (mera tahsis amacı değişikliği vb.)
Akgül, bu sorunun merkezinde özellikle Adapazarı RES, Çubuk RES ve bunlara bağlı enerji nakil hattı projelerinin bulunduğunu belirtti. Bölgedeki ağaç kesimlerinin köylüler tarafından yakın takip edildiğini vurgulayan Akgül, Bakanlığın “kaç ağaç kesildi?” sorusuna net bir yanıt vermesi gerektiğini söyledi.
3. “ACELE KAMULAŞTIRILAN 46 TAŞINMAZIN NİTELİĞİ NEDİR?” ORMAN MI, MERA MI, TARIM ARAZİSİ Mİ?
Cumhurbaşkanı kararıyla Çubuk ve Bulanık köylerinde acele kamulaştırma yapılan 46 taşınmaza ilişkin belirsizliklerin giderilmesi gerektiğini belirten Akgül, Bakanlığa şu soruları yöneltti:
*Bu 46 taşınmaz hangi arazi kategorisine giriyor? (Orman, mera, tarım alanı, yerleşim alanı)
*Bu taşınmazların hektar bazında orman ve mera dağılımı nedir?
*Kamulaştırma gerekçeleri nelerdir?
Akgül, acele kamulaştırmanın ancak kamu yararının acil ve zorunlu olduğu hallerde yapılabileceğini hatırlatarak, bu süreçte şeffaflığın kritik olduğunun altını çizdi.
4. “YOL AÇMA, HAFRİYAT VE ŞEV KESİMLERİ NEDENİYLE ORMAN KAYBI OLUŞTU MU?”
Göynük’teki köylerde yaşayan vatandaşlar, RES projeleri için açılan yollar, genişleyen servis güzergâhları, ağır iş makineleri ve hafriyat dökümleri nedeniyle orman dokusunun zarar gördüğü yönünde şikâyette bulunuyor. Akgül bu kapsamda Bakanlığa şu soruları yöneltti:
*Yol açma faaliyetleri sonucunda kaç hektar orman alanı zarar gördü?
*Şev kesimi ve hafriyat işlemleri hangi alanlarda yapıldı?
*Bu işlemler sonrası oluşan tahribatın boyutu tespit edildi mi?
*Tahrip olan alanlara yönelik orman rehabilitasyon planı hazırlanıp uygulamaya kondu mu?
Milletvekili, özellikle eğimli arazilerde yapılan hafriyatın heyelan riski oluşturabileceğine de dikkat çekti.
5. “BAKANLIKLAR ARASI KOORDİNASYON NASIL SAĞLANIYOR?”
RES projelerinin ÇED süreçlerinde Tarım ve Orman Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı arasında yürütülen çalışmalarda, koruma kriterlerinin net olup olmadığı merak ediliyor. Akgül bu doğrultuda şu soruları yöneltti:
*Bakanlıklar arası koordinasyonu belirleyen resmi kriterler nelerdir?
*Orman ve mera alanlarının korunması için hangi bilimsel ve teknik standartlar uygulanıyor?
*Enerji projelerinin ekosisteme etkisini azaltmak için kullanılan özel bir standartlar seti var mı?
6. “SU KAYNAKLARINI KORUYAN BİR MEVZUAT VEYA İLKE KARARI VAR MI?”
Milletvekili Akgül, RES projeleri kapsamında yürütülen çalışmaların doğal su kaynaklarını olumsuz etkileyebileceği yönündeki iddiaların da araştırılmasını istedi. Bu bağlamda Bakanlığa:
*Su kaynaklarına en az etki edecek yer seçimlerini zorunlu kılan bir mevzuat düzenlemesi var mı?
*Türbin yerleşimi, nakil hattı güzergâhı ve taşıma yolları için yeni bir ilke kararı çalışması yapılıyor mu?
*Su kaynaklarının korunması için yatırımcıya yüklenen sorumluluklar nelerdir?
soruları yöneltildi.
7. “ZARAR GÖREN ÇEŞME VE PINARLAR İÇİN HİDROJEOLOJİK ETÜT YAPILDI MI?”
Köylüler, son aylarda bölgedeki bazı çeşmelerin ve pınarların su debisinin düştüğünü, bunun da yol çalışmaları ve hafriyat faaliyetlerinden kaynaklandığını iddia ediyor. Akgül bu konuya özel bir bölüm ayırarak Bakanlığa şu soruları yöneltti:
*Bu kaynaklar üzerinde bir hidrojeolojik etki değerlendirmesi yapıldı mı?
*Su kaynaklarında gözlemlenen azalma ile yatırım faaliyetleri arasında ilişki olup olmadığı araştırıldı mı?
*Zarar gören su kaynaklarının eski debilerine kavuşturulması için herhangi bir iyileştirme/onarım çalışması yapıldı mı?
8. “BOLU’DA ENERJİ YATIRIMLARININ TOPLAM ORMAN VE MERA ALANI İÇİNDEKİ PAYI NEDİR?”
Önergenin son bölümünde Milletvekili Akgül, Bolu genelinde yürütülen enerji projelerinin doğal alanlara olan genel etkisini sorguladı. Bu kapsamda Bakanlığa şu soruları yöneltti:
*Bolu’daki tüm enerji yatırımlarının toplam kapladığı alan kaç hektardır?
*Bu alanların il genelindeki toplam orman varlığı içindeki oranı nedir?
*Yine bu alanların mera varlığı içindeki yüzdesi kaçtır?
*Bu verileri düzenli olarak gösteren güncel bir envanter çalışma raporu bulunmakta mıdır?
Akgül, tüm bu soruların açıklığa kavuşmasının hem kamuoyu hem de bölge halkı açısından zorunlu olduğunu belirtti.





