“Türkiye geçmişinden gelen merhamet duygusu ve güven veren tavrı ile yüzyıllardır mazlumların korunaklı kalesi olmuştur. Geçmişten bugüne Türk milletinin mayasında kendisine sığınan insana sahip çıkma dürtüsü vardır. Son 10 yıl içerisinde dünya üzerinde ve Ortadoğu’da gerçekleşen savaşlar, terör örgütlerinin yerel halk üzerindeki baskısı etki-tepki oluşturarak göçü doğurmuştur. Bu göçler sonucunda ülkemiz, milyonlarca sığınmacıya kucak açmıştır. Onlara ev sahipliği yapmaktadır. Savaşların sonucunda oluşan sığınmacı akınına karşı, Türkiye olarak yürüttüğümüz politikalarla milyonlarca masum insanın; kadının, çocuğun, gencin, yaşlının hayatını kurtardık. Bombaların hedefi olan, çatışma ve ölümün kol gezdiği sokaklardan, beldelerden, şehirlerden ülkemize uzanan bu göç yolculuğunda sığınmacıların, sorunun kendisi değil bizatihi mağdurları olduğunu söylemekte yarar vardır. Bu göçün sorumluları sığınmacılar değil savaşı ve kaosu besleyen kimselerdir. “ “CHP 2016 YILINDAKİ SIĞINMACILAR İLE İLGİLİ RAPORUNUN TAM AKSİNİ SÖYLEMEKTEDİR” “AK Parti olarak bizim önceliğimiz insandır, insan hayatıdır. Ancak muhalefetin başını çektiği birtakım kimseler için insan ve insan hayatının pek de bir önemi olmadığını anlıyoruz. Bukapsamda bir süredir, sistematik bir şekilde medyada yalan haber ve dezenformasyonların yer aldığını izlemekteyiz. Suriyeli ve Afgan sığınmacılarla ilgili yapılan asılsız haberlerin mihrakları toplumu tahrik etmeyi, toplumumuza nefret tohumları ekmeyi ve çatışma ortamı oluşturmayı hedeflemektedir. Sığınmacılar hakkında doğru bilinen yanlışları defalarca anlatmamıza rağmen, maalesef CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başı çektiği muhalefet yanlış bilgileri bilerek veya bilmeyerek yahut kasıtlı şekilde paylaşma çabası içerisindedir. Bu yanlış bilgileri düzeltmek ve doğruları paylaşmak ise bize düşmektedir. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu sığınmacılarla alakalı yaptığı açıklamalarda, 2016 yılında CHP’nin sığınmacılarla ilgili hazırladığı raporun tam aksine söylemlerle, tam söylediklerinin tersine ırkçılığı, ötekileştiriciliği ve ayrımcılığı körükleyici söylemler içerisindedir. İnsanlar üzerinden birtakım siyasi emeller ve siyasi söylemler üretmek yanlış bir politikadır. CHP Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın ise sığınmacı ve yabancı uyruklu insanlar hakkında böylesine ayrımcı bir dil kullanması, insanları kimliklerine veya vatandaşlıktaki bilgilerine göre hizmetlerini kısıtlaması veya tamamen imkânsız hale getirmesi kabul edilebilir değildir. Bu Anayasamıza da dünyadaki bütün evrensel insan hakları ilkelerine de aykırı bir tutum ve davranıştır.” “419 BİN SURİYELİ ÜLKESİNE DÖNDÜ” “Toplumumuzda infial yaratmak adına yayılan haberler en net ifade ile gerçeği yansıtmamaktadır. Bununla birlikte Türkiye’de; Ülkesine dönen Suriyeli sayısı 2020 tarihi itibariyle 419 bin 40’tır. Devlet üniversitelerinde okuyan Suriyeli öğrenci sayısı 2018-2020 arası 73 bin 570’tir ve Suriyeliler üniversiteye sınavsız girmemektedirler. Tüm Yabancı öğrencilere ayrılmış kontenjanlar için yapılan sınav ile üniversiteye girme hakkını elde etmektedirler. Türk vatandaşlığı verilen Suriyeli sayısı 2019 tarihi itibariyle 110 bin (53 bini yetişkin, 57 bini çocuk) olarak kayıtlara geçmiştir. Toplumumuzun kafasındaki bir diğer soru ise ‘Sığınmacılar bayramlarda ülkelerine geri dönüyorlar. O zaman Türkiye’ye geri dönmesinler, orada kalsınlar?’ şeklindedir. Savaşın ve çatışmaların sürdüğü, insana can güvenliğinin verilmediği bölgelere sığınmacıları geri göndermek katliamdır. Bunu yapmak katliama ortak olmak demektir. Bayram vesilesi ile söz konusu gidiş-dönüşlerin sebebi, Suriyeli sığınmacılar ile ülkelerindeki bağların güçlü tutulması, kaybettikleri yakınlarının mezarlarına, yaşlı akrabalarının yanlarına gitmeleri ve olası bir toplu dönüşte gönül rahatlığıyla Türkiye’den ayrılmalarını sağlamaktır. Bu bir politikadır ve doğru şekilde uzun yıllardır uygulanmaya devam etmektedir. AK Parti olarak biz ülkelerinden ayrılmak zorunda bırakılmış sığınmacıların hukukunu gözetmeye, insan hayatını ve insan haklarını öncelemeye, her bir insanı kardeşimiz gibi görerek toplumumuza nefret değil sevgi tohumları ekmeye devam edeceğiz.”