Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, depremde hasar alan bin 275 kilometrelik demiryolu hattına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Bakan Uraloğlu, yazılı açıklamasında, 'Asrın Felaketi' olarak nitelendirilen depremin, 11 ilden geçen demiryolu hattında, afetin hemen ardından demiryolu bakım ekiplerinin sahada çalışmalara başladığını kaydetti.
"BİN 232 KM'LİK HAT İŞLETMECİLİĞE AÇILMIŞTIR"
TCDD uzman ekiplerinin, hızlı refleksinin deprem bölgesindeki arama-kurtarma ve yardım çalışmalarına büyük katkı sağladığına işaret eden Uraloğlu, şunları ifade etti:
Depremin hemen sonrasında bakım ekiplerince ilk kontroller yapılmış, kısıtlı işletmeciliğe geçilebilmesi için hatlarımızın uygunluk durumları tespit edilmiştir.
Yapılan bakım onarım çalışmaları neticesinde toplam bin 232 kilometrelik hat, acil kullanım ve deprem yardım trenleri için işletmeciliğe açılmıştır.
"23,8 MİLYAR TL'LİK YATIRIM YAPTIK"
Depremin 11 ilden geçen demiryollarına verdiği hasarın telafisi için 2023 ve 2024'te bölgedeki demir yollarına 18,8 milyar lira yatırım yaptık.
2025 yılındaki 5 milyar liralık yatırımla birlikte, depremde hasar gören demiryolu hatlarımızın altyapı, üstyapı ile sanat yapılarının onarım, iyileştirme ve güçlendirme işleri için yapılan yatırım miktarı 23,8 milyar lira oldu.
"ÇALIŞMALAR İKİ ETAP HALİNDE DEVAM ETTİ"
Depremden hasar gören Fevzipaşa-Islahiye, Köprüağzı-Maraş etaplarının altyapı ve üstyapılarının yenilenerek tren trafiğine açıldığını anlatan Uraloğlu, 235 kilometrelik Malatya-Gölbaşı-Narlı-Nurdağ demiryolu hattında da çalışmaların iki etap halinde devam ettiğini aktardı.
"HATTIN AÇILMASI BÖLGE LOJİSTİĞİ İÇİN KRİTİK BİR DÖNÜM NOKTASIDIR"
Söz konusu hattı yarın hizmete açacaklarını vurgulayan Uraloğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hattın yeniden açılması, bölge lojistiği için kritik bir dönüm noktasıdır. Hat kapalıyken, yük taşımacılığının mecburi olarak uzun ve maliyetli olan Malatya-Sivas-Kayseri-İskenderun güzergahına kayması, zaman ve enerji kaybına neden oluyordu.
Yenilenen hat sayesinde, taşımacılıkta önemli ölçüde süre ve maliyet avantajı elde edilecek. Akdeniz limanlarına doğrudan ve verimli erişimin yeniden sağlanmasıyla, bölgenin dış ticaret potansiyeli güçlenecek ve ekonomik rekabetçiliği artacaktır."