Depremin yıktığı Hatay’da 4 yıl önce İskenderun Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden Prof.Dr. Murat Bikçe ile Nilay Sabahoğlu tarafından gerçekleştirilen araştırma, olası depremde yaşanacak felaketi de önceden haber vermiş. Kentsel dönüşüm kapsamına alımış binaların beton numunelerinin incelenmesiyle gerçelkeştirilen araştırmada, her 3 yapından 1’inde korozyon (metalin oksitlenmesi, aşınması, paslanması) tespit edilirken, sadece 16 yapının beton basınç dayanımının standartlara uygun olduğu saptanmış.

Araştırmadan veriler

Araştırma kapsamında incelemeye alınan binaların, yaşı, projeleri, beton basınç dayanımı, donatı tipi ve korozyon oranına yönelik tespit ve testler yapılırken, incelenen 25 yapıdan sadece yüzde 6.4’ünün projesinin olduğu bilgisine yer verildi. 1 Nisan 2019’a kadar 6306 sayılı Kanun kapsamında “Riskli yapı” olarak değerlendirilerek kentsel dönüşüme girmiş binaların 525’inin beton kalitesinin incelendiği çalışmada, elde edilen sonuçlar şöyle kayda geçmiş:

‘Korozyon saptandı’

“İncelenen binaların yüzde 37.33’ünde donatının korozyona uğradığı belirlenirken, bu binaların yüzde 68.1’lik gibi büyük bir kısmının 1975-90 yılları arasında olmasının yanı sıra, yüzde 2.6’lık gibi bir oranın yakın tarihte (2000-2015) arasında inşa edildiği saptandı. İncelenen betonarme binaların Afet Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmeliği’nde en düşük beton sınıfı C20 iken, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nde bu sınıf en az C25’e yükseltilmiştir. İncelenen yapılardan Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği hükümlerini sağlayan yalnızca 6 adet bina bulunmuştur.”

 ‘Az katlılar da riskli’

İncelemeye alınan 525 yapı numunesinden büyük çoğunluğunun, ortalama basınç dayanımlarının, ilgili standart ve yönetmelik şartlarını sağlamadığı belirtilen araştırmada ayrıca şu tespitlere yer veriliyor: “Hatay’da riskli bina olarak tespit edilmiş rastgele seçilen 525 adet betonarme binanın istatistiksel değerlendirilmesi sonucu yapıların yüzde 88.1’lik kısmının 1970-95 arasında inşa edildiği ve bunların beton basınç dayanımlarının 5-15 MPa aralığında olduğu, yalnızca 16 adet binada basınç dayanımlarının 20-30 MPa aralığına girdiği, riskli olarak belirlenen yapıların büyük çoğunluğunun 1-2 katlı yapılar olduğu, incelenen binaların yüzde 37.3’ünde donatı korozyonu tespit edildiği, görülmüştür. Hatay aktif fayların etkisinde olması nedeniyle, can ve mal kayıplarını minimize edebilmek için mevcut yapıların değerlendirilmesi ve depreme dayanıklı hale dönüştürülmesi oldukça önemlidir. Yeni yapılacak yapıların da güncel deprem yönetmeliği ve standartları sağladığı kontrol edilerek denetlenmelidir.” tespitleri yer alıyor.

Prof.Dr. Murat Bikçe ile Nilay Sabahoğlu tarafından yapılan araştırmada aktif fayların etkisindeki Hatay’da can ve mal kayıplarını azaltmak için yapıların acilen depreme dayanıklı hale dönüştürülmesi konusunda da uyarılar yer alıyor.

‘Beton kalitesi düşük’

Araştırma kapsamında 1960-2005 yılları arasında 5-15 MPa, yani düşük beton basınç dayanımlı binalar inşa edildiği vurgulanarak şu ifadelere yer veriliyor: “Hazır beton ilk olarak Almanya’da 1903 yılında ortaya çıkmasına rağmen, Türkiye’de 1976 yılından sonra kullanılmaya başlanmıştır. Ülkemizde hazır beton sektörünün başladığı yıldan sonra bile, olması gereken kalitede basınç dayanımları üretilmemiştir. Yıllara göre beton basınç dayanımında artış beklenirken, bu durumun pek de gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.”

Editör: Elif Erdoğan