Eda Erdem Dündar, "Spor ışıldayanı" ödülünü kadınlara adadı Eda Erdem Dündar, "Spor ışıldayanı" ödülünü kadınlara adadı

Türk vatanseverliğinin, Türk kahramanlığının, Türk fedakârlığının destanlaşmasına GAZİ’lik denir.

Bu destanı yazan kahramana ise GAZİ denir.

ŞEHİT; Allah yolunda vatanı uğruna canını veren kimsedir GAZİ ise; Allah yolunda vatan uğruna savaşa bizzat katılan, canını bu uğurda vermeye adayanlara verilen ünvandır.

ŞEHİT’lik ve GAZİ’lik birbirinden ayrılmaz iki unvandır.

Camilerimizde verilen vaazlarda, verilen konferanslarda bu ünvanların birisinden bahsetmek çok yanlıştır.

Her iki unvan beraber kullanılmalıdır.

Çanakkale destanını yazan, İstiklal savaşını kazanan, Kıbrıs'ta soydaşlarımızı Rum ve Yunan zulmünden kurtaran, Yunan'ın ENOSİS hayalini yok eden askerlerimiz gönlümüzün unutulmaz GAZİ’leridir.

GAZİ’ler Türkiye'nin iftiharı, vatanseverliğin yaşayan abideleridir.

GAZİ’lik; Savaşa katılan yara alan veya almayan sağ olarak dönenler için kullanılan ulvi bir ünvandır.

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim, müminlere şu buyrukla seslenmiştir.

“De ki: Bize iki iyilikten “GAZİ’lik ve ŞEHİT’lik”ten başka bir şeyin gelmesini mi istiyorsunuz?” (et- Tevbe 9/ 52)

Bu iki ilahi emir asırlar boyunca halk arasında “YA GAZİ OL, YA ŞEHİT”, “Ölürsem ŞEHİT, kalırsam GAZİ” şeklinde kullanılmıştır.

Dinimizce GAZİ; Gaza eden kişidir. Allah yolunda vatan uğruna cihada giden, savaşan, mücadele eden, askerlere denildiği gibi, Savaşta büyük yararlılıklar gösterenlere de GAZİ ünvanı verilir.

Bildiğimiz gibi,  1912 Trablusgarp  savaşında  Mustafa Kemal sol gözünden, 1915 Çanakkale Conkbayırında sol göğsünden yaralanmış olup 1921 Sakarya Meydan muharebesinde At’ının tökezlemesi üzerine kaburgaları kırılmıştır.

T.C Devletinin kurucusu büyük önderimiz GAZİ Mustafa Kemal ATATÜRK GAZİ ünvanı ile anılmaktan büyük gurur duyduğunu ifade etmişlerdir.

13 Eylül 1921'de kazanılan Sakarya Zaferi'nin hemen sonrası 14-15 Eylül gecesi Batı cephesi komutanı İsmet Paşa (İnönü) ile Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak) Edirne ve Kozan milletvekilleri sıfatıyla Büyük Millet Meclisi Reisliğine cepheden telgraf ile MAREŞAL’lik ve GAZİ’lik önergesi verdiler.

Çağdaş Türkiye'nin önderi ATATÜRK'e 19 Eylül 1921'de T.B.M.M.nin çıkardığı bir kanunla MAREŞAL’lik ve GAZİ’lik ünvanı verildi.

26.06 2002 tarihli 4768 sayılı kanunla 19 Eylül “GAZİLER GÜNÜ” olarak kabul edilmiştir.

Antep ilinin başına GAZİ sıfatının konulması kararı bu şehrin evlatlarının önce İngilizlere, daha sonra  Fransızlara karşı destansı mücadelesi neticesinde verilmiştir.

Atalarımızın asker ocağına peygamber ocağı denmesinin ŞEHİT’lik ve GAZİ’lik bakımından bir değeri vardır.

ŞEHİT nurlanmış, GAZİ onurlandırılmış kimsedir.

Türkiye Muharip Gaziler Derneği 2847 sayılı kanunun gereğince 16.06.1983 tarihinde 76 Kurucu üye tarafından kurulmuş olup 70 Şube ve 70 Temsilciliği bulunan asker kökenli bir sivil toplum kuruluşudur.

Bilindiği gibi, Dünya barışını korumak adına insani bir amaç uğruna katıldığımız 1950 yılından 1953 yılına kadar devam eden Kore savaşına 22929 askerimiz iştirak etmiştir.731 ŞEHİT verdiğimiz bu savaşta  kahramanca savaşarak destanlar yazan Gazilerimizden bugün 518’i hayattadır.

1974 Kıbrıs Barış harekâtına 37567 askerimiz katılmış 498 Şehit verilmiştir.

Kıbrıs Barış Harekatı’ndan kalan Gazimiz ise 23870’dir.

Bolu'dan Kıbrıs Barış harekâtına 614 askerimiz katılmış olup 7 Şehidimiz vardır.

Ben de, Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı’nda (Lefkoşa) askerlerimle beraber Yunan Alayı’na giren bir Subay (Üsteğmen) olarak gururluyum.

Büyük ATATÜRK'ün dediği gibi;

“Harp Zaruri olmadıkça bir cinayettir, hakiki düşüncem şudur ki, Milleti harbe soktuğumda vicdan azabı çekmemeliyim”.

Bir Muharip GAZİ Subay olarak bunu yaşayanlardan biriyim.

Yurdumuzun kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin kurucusu büyük devlet adamı, en büyük komutanımız GAZİ Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları başta olmak üzere bu vatan için canlarını ve kanlarını veren tüm ŞEHİT ve GAZİ’lerimizi minnet ve şükranla anıyoruz.

“GAZİLER GÜNÜ’müz” kutlu olsun 19.09.2024

Kaynak: Köşe Yazısı