TBMM Genel Kurulu'nda öğretmen atamalarıyla ilgili söz alan CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan, konuşmasının sonunda Müdür atamalarına değindi. Bolu'dan örnekler vererek konuşmasını tamamlayan Milletvekili Özcan, Bakın ben bir paralel yapı uyarısında daha bulunmak istiyorum size bu daha ciddi. Memur Sen diye bir konfederasyon var. Bu Memur Sen konfederasyonu devletin içinde bir paralel yapıyı kurdu asıl. Doğuda güneydoğuda KCK, diğer yerlerde de bunlar. Farkına varın artık. Şuan da illere atadığınız bürokratları hükümet olarak siz yönetmiyorsunuz. Memur Sen yönetiyor valileri, milli eğitim müdürlerini” dedi. CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan TBMM Genel Kurulu'nda bir konuşma yaparak, görevli ve atanamayan öğretmenlerin sorunlarını dile getirdi.Özcan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde; ÖĞRETMENLERİN YAKLAŞIK YARISININ EVİ YOK” “Tabi önemli bir konu. Ama iktidar partisinin sıraları her zamanki gibi boş. Ben burada sorunlarını dile getirdikleri için MHP Grubu'na teşekkür ediyorum. Anacak öğretmenlerimiz ve atanamayan öğretmenlerimiz artık şu gerçeği görsünler, işte iktidara getirdiğiniz, iktidara gelmesinde katkı verdiğiniz bu iktidarın temsilcileri maalesef onda biri bile şuanda genel kurulda değil. Sorununuzla falan ilgilenmiyorlar. Burada çok güzel bir konuşma yapıldı bende önce. Buna katkı sağlamak istiyorum ben. Sayın Elitaş rakamları ters çevirerek işte altının onsu şöyleydi, o tarihte şu şöyleydi diyerek rakamlarla oynayarak bir şeye varmaya çalıştılar. Sayın Elitaş, bakın varamazsınız bir yere. Öğretmenin durumu 2002 yılı ile 2014'ü kıyaslarsanız kimse size şunu söylemez. Çok şükür 2014'te bizim durumumuz daha iyi demez. Nasıl hesap yaparsanız yapın. Çay simit hesabı yapın. Temel tüketim maddeleri üzerinden hesap yapın. Herkes şunu görür ki, 2002 yılındaki öğretmenin durumu, 2014'teki öğretmenin durumundan çok daha iyi. Öğretmenin sorunla deyince bunu ikiye ayırmak lazım. Bir halı hazır öğretmenler 850 bin civarında şuanda görev yapan öğretmenlerin sorunları, bir de atanamayan öğretmenlerin sorunları. Sayın Elitaş bakın yaptıkları araştırmalar var bir kısmı da yandaş sendikaların. Konu son derece önemli. Sayın Elitaş, size yakın olan yandaş sarı sendikaların, sapsarı sendikaların bile verdiği rakamlar var. Onlar bile şunu söylüyorlar. Tek başına bir öğretmen, evde aile reisi olarak tek çalışansa o aile Türkiye'de devletin resmi istatistik kurumunun araştırmalarına göre yoksulluk sınırının altında altında yaşıyor. Hatta neredeyse açlık sınırının altında yaşayan aileler kategorisine girmek üzere. Eğer 4 kişilik bir ailede karı koca birlikte çalışıyorsa ancak yoksulluk sınırının kıl payı üzerinde yer alabiliyorlar. Siz hala bu şartlarda nelerden bahsediyorsunuz. En düşük emekli maaşı 2 bin 136 lira. Peki en son açıklanan yoksulluk rakamı sınırı ne? 3 bin 9 yüz 26 lira, açlık sınırı da bin 2 yüz 5 lira. Her ayda artmaya devam ediyor. Şimdi siz hala şu şartlarda çıkıp göğsünüzü gere gere devr-i iktidarımızda biz öğretmenlere her şeyi verdik, öğretmenlerimiz refah içerisinde gidiyor diyebiliyor musunuz? Hala bunu söyleyebiliyor musunuz? Yani bunu söylerken insanın yüzünün kızarması gerekmiyor mu Sayın Elitaş? Böyle bir şey de fark edemiyorum. Üzülerek söylüyorum. Az önce Sayın Halaçoğlu kısaca değindi. 25 yıllık bir öğretmenin maaşı 2 bin 4 yüz 82 lira aynı araştırmadan bahsediyoruz. Ocak Ayı'nda bir öğretmenin maaşına gelecek zam sadece 64 lira. Öğretmenlerin yaklaşık yarısının evi yok. Öğretmenlerin yüzde 80'inin bankalara borcu var. Yüzde 80'in üzerinde de kredi kartı borcu var. Annesinden babasından hala yardım alan öğretmen sayısı oran olarak yüzde 40. Yani hali hazırda görev yapan öğretmenlerimiz hala annesinin babasının eline bakar durumda. Borç nedeniyle sağlık sorunu yaşıyorlar yüzde 50 oranında. Bakın bu araştırmaları muhakkak sizlere de geliyordur, lütfen bir inceleyin inceletin. Ondan sonra çıkın söyleyin ki öğretmenler bizim iktidarımızda çok önemli kazanımlar elde ettiler deyin. Yok, böyle bir şey. Emekli öğretmenlerin durumu da zaten aynı. Bu verilen isteyen herkese geliyor, hatta istemeseniz de geliyor.” “BİN ODALI SARAYI NASIL YAPIYORSUNUZ” “Başbakan çıkıyor 24 Kasım'da çok büyük bir müjde vereceğim diyor. 330 bin 340 bin atanamayan öğretmen içinden 15 bin öğretmen ataması müjdeliyor. Yazıklar olsun. Tek kelimeyle yazıklar olsun. Öğretmenler devr-i iktidarınızda itibarsız hale getirildi. Keşke şu Abdullah Özalan'ın itibarını düşündüğünüzün yarısı kadar öğretmenin itibarını düşünseydiniz, bugün öğretmenler bulundukları noktadan çok daha iyi bir noktada olurlardı. En azından toplumda bir itibarları olurdu. Atanamayan öğretmenlerle ilgili olarak biz muhalefet temsilcileri dilimiz döndüğünce, her bulduğumuz fırsatta meclis kürsüsünden, bu öğretmenleri atamalısınız atayamıyorsanız başka türlü bir tedbir alın diyoruz. E ne yapalım diyorsunuz sadece. Ne yapalım yapacak bir şey bulamıyorsanız o zaman bırakın iktidarı bu işi çözecek olanlar gelsin bu ülkeyi onlar yönetsin. Hem ne yapalım diyorsunuz çare bulamıyoruz diyorsunuz hem de eğitim fakülteleri Türkiye'de hala atanmaya devam ediyor. Bu sorun nasıl çözülür. Her yıl 70 bin öğretmen ünvanlı mezun veriyoruz. En fazla 30 binini atıyorsunuz. 40 bin artıyor bu sayı. Başkada bir çözüm öneriniz yok, bu şartlarda nasıl olacak? Ne diyorsunuz hazine imkanlarımız sınırlı. Bunlara verdiğiniz cevap bu. Hazine imkânlarınız sınırlı da bu bin odalı sarayı nasıl yapıyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanı'na son model bir uçağı nasıl alıyorsunuz? Değerli hocamız az önce bana bir bilgi verdi. Dedi ki sadece şu kaçak saray olarak nitelendirilen, Sayın Cumhurbaşkanı'nın şuanda ikamet ettiği sarayın yapım masrafıyla siz 71 bin öğretmeni atayıp bir yıllık maaşlarını verebiliyorsunuz. Ama siz bunu tercih etmiyorsunuz. Siz oradaki insanlara hazinenin imkanları yetersiz, devletin imkanları yetersiz ne yapalım kardeşim diyorsunuz ama müsrif olma noktasında maalesef diktatörlerle yarışıyorsunuz” “MEMUR SEN, DEVLETİN İÇİNDE PARALEL YAPIYI KURDU” “Ben sizi bir konuda da uyarmak istiyorum. Bakın paralel yapı paralel yapı hep ağlıyorsunuz ya. Paralel yapı diye tutturmuşsunuz, paralel yapı bize şöyle yaptı. Bakın ben bir paralel yapı uyarısında daha bulunmak istiyorum size bu daha ciddi. Memur Sen diye bir konfederasyon var. Bu Memur Sen konfederasyonu devletin içinde bir paralel yapıyı kurdu asıl. Doğuda güneydoğuda KCK, diğer yerlerde de bunlar. Farkına varın artık. Şuan da illere atadığınız bürokratları hükümet olarak siz yönetmiyorsunuz. Memur Sen yönetiyor valileri, milli eğitim müdürlerini. Sadece bir örnek verdim burada bir dakikalık konuşmada. Dedim ki hani yakında illerde okul müdürleri atamaları yapıldı. 70 puanlık bir başarı kriteri getirildi. Bolu'da bu 70 puanlık kriteri kim geçti biliyor musunuz? 29 okul müdürü. 29 okul müdürünün 26 tanesi Memur Sen'e bağlı Eğitim Bir Sen üyesi. 2 tanesi sendikasız, bir tanesi de Türk Eğitim Sen üyesi. Türk Eğitim Sen ile Eğitim Sen'in toplam üye sayısı Memur Sen'den oldukça fazla. Böyle bir şey olabilir mi 29'un 26'sını atatıyorlar. Bir çok ilde milli eğitim müdürlüklerini Memur Sen yöneticileri yapıyor fiilen. Bir çok yerde kendilerini vali yerine koyuyorlar. Her türlü atamaya burnunu sokuyorlar. Bakın ben bu kürsüden uyarıyorum. Sayın Elitaş, yarın bir gün, altı ay sonra işte bak ikinci bir paralel yapı daha çıktı bizim haberimiz yoktu, ondan kurtulmaya çalışırken bunların yanına oturmuşuz demesin” diye konuştu.