Foto Galeri

KARA AKBABALARIN YUVASI: KÖROĞLU DAĞLARI

Türkiye'de yaşayan en büyük yırtıcı kuş türü olarak Kara Akbaba biliniyor. Ankara, Bolu, Eskişehir, Kütahya, Kars, Ardahan ve Erzurum’da görülme olasılığı yüksek bu kuş türü, pençelerinin kuvveti ve cüssesinin büyüklüğü ile biliniyor.

Abone Ol

DEVASA BOYUTLARDA Ülkemizde Ankara, Bolu, Eskişehir ve Kütahya gibi İç Anadolu şehirlerinde görülebilen bu devasa akbaba türü, monogram bir yaşam türüne sahip. Yani eşi ölene kadar tek eşli yaşar. Günümüzde koruma altında olan bu canlılar, gerekli yasalar çıkartıldıktan yıllar sonra sayılarını arttırabilmeye başladılar.

ÖZELLİKLERİ Kara akbaba, oldukça iri bir türdür, bulunduğu familya içindeki en büyük kuştur. 98–100 cm boyunda, 250–295 cm kanat açıklığındadır. Ağırlığı 7 ila 12.5 kg. arasındadır, bu ağırlıkla dünyada uçabilen en ağır kuşlardan biri olma özelliğindedir.

Yüksek dağlarda, geniş ormanlarda yuvalarını yapar, genellikle uçurum kıyılarını tercih eder. Tüylerinin hepsi koyu renklidir. Kanatlarında olan beyaz şeritlerle kızıl akbabadan ayrılır. Eski dünya akbabası olma özelliğini taşır; başı kel, kanatları iri ve kuyruğu küçüktür. Ayaklar ve bacaklar gridir.

KARA AKBABALARIN YUVASI: KÖROĞLU DAĞLARI Kara akbaba popülasyonuyla ilgili proje danışmanı Doç. Dr. Cihangir Kirazlı'nın koordinesinde çalışma yürüten yüksek lisans öğrencisi Şafak Arslan, Bolu'daki Köroğlu Dağları'nda 60 çift kara akbaba kolonisinin bulunduğunu tespit etti. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Eğitimi Bölümünde yüksek lisans yapan Arslan, "Köroğlu Dağları'nda Kara Akbaba Popülasyonu Üzerinde Araştırmalar" başlıklı çalışma yürüttü. Doğa Koruma ve Milli Parklar Bolu Şube Müdürlüğünün de desteğiyle yaklaşık 1,5 yıl süren çalışmada, Köroğlu Dağları'nda 37 saha çalışması yapıldı. Yuva ve yuva alanı tercihleri ile popülasyonu tehdit eden koşulların belirlenmesinin amaçlandığı çalışmada, Köroğlu Dağları'nda türe ait 83 yuva tespit edildi, 60 çiftin üreme aktivitesi gösterdiği belirlendi.

Devasa kanat açıklığı ile araziyi tararken, Bolu Dörtdivan

"Köroğlu Dağları'nda Türkiye'nin en büyük kolonisini tespit ettik" Doç. Dr. Cihangir Kirazlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin kara akbabanın ürediği önemli yaşam alanlarına sahip olduğunu, kısıtlı çalışma olanaklarına rağmen özellikle 2000'li yıllardan itibaren tür üzerine yapılan çalışmalarla üreme alanlarının ortaya çıkarılmaya başlandığını ve Eskişehir-Ankara hattı üzerinde büyük koloniler tespit edildiğini söyledi. Kirazlı, 2018'de başlatılan projeyle Köroğlu Dağları'nda Türkiye'nin "en büyük kolonisi"ni tespit ettiklerini aktardı. Kuzey Batı Anadolu popülasyonunun neredeyse tamamını belirlediklerini dile getiren Kirazlı, şunları kaydetti: "Ancak daha çalışılması gereken Kuzey İç Anadolu ve Kuzey Doğu Anadolu bölgeleri mevcut olup proje desteği aldığımız takdirde bu alanlarda yeni üreme kolonileri ve çeşitli ekolojik veriler elde edilebilecek ve Türkiye popülasyonu tam anlamıyla ortaya çıkarılmış olacaktır. Burada yapılan çalışmalar sadece sayısal verileri, yani 'Ne kadar kara akbaba var?' sorusunun yanıtı için değil, aynı zamanda korunması için çeşitli ekolojik, etolojik ve genetik kaynaklı verilerin elde edilmesi için yapılmıştır. Ne var ki bu bilgilerin elde edilmesi, uzun soluklu saha çalışmaları ve ciddi maddi destekle mümkün olabilmektedir."

"Köroğlu Dağları Türkiye'nin 'en büyük üreme alanı' olarak belirlendi" Şafak Arslan da proje kapsamında yaptıkları tespitin çok önemli olduğunu söyledi. Türkiye'de kara akbabanın popülasyonu hakkındaki çalışmaların sınırlı olduğunu aktaran Arslan, "Kara akbabanın popülasyonuyla ilgili özellikle Batı Anadolu dışındaki alanlarda bilgimiz yetersiz. Batı Anadolu'daki önemli kara akbaba üreme alanlarının başında Köroğlu Dağları'nın geldiği düşünülmekteydi. Köroğlu Dağları, Ankara ve Bolu sınırında bulunan yaban hayatı açısından oldukça zengin ve önemli bir bölge. Bu bölgede kara akbabaların ürediği biliniyordu ancak sayıları ve üreme bölgeleri tam olarak bilinmiyordu. Bu soruların cevabını bulabilmek ve koruma çalışmalarına altlık oluşturması amacıyla Köroğlu Dağları'nda kara akbabanın popülasyonu üzerine çalışmayı düşündük." diye konuştu. Arslan, Mart 2018'de başladıkları saha çalışmalarını geçen yıl kasım ayında tamamladıklarını aktararak, "Çalışma kapsamında 60 çiftin bölgede ürediğini belirledik. Bu sayıyla Köroğlu Dağları Türkiye'nin 'en büyük üreme alanı' olarak belirlendi ayrıca bu bölgede Avrupa'daki çoğu ülkeden daha fazla kara akbaba ürüyor. Bölgedeki tüm yuvalar yaşlı karaçam ağaçlarında. Yuvaların yaşlı karaçam ağaçlarında tercih edilmesinin en önemli sebebi; yaşlandıkça tepe tacının yassılaşıyor olması ve kara akbabaları taşıyabilecek yapıda olmasıdır." ifadesini kullandı. Çalışmalarında akbabaları rahatsız etmeden yuvaların neredeyse tamamının dürbün ve teleskop yardımıyla tespit edildiğini dile getiren Arslan, "Yuva ağaçlarının ölçümü ise yavruların yuvadan uçtuğu tarih olan eylül ayı itibarıyla gerçekleşti. Böylesine büyük ve önemli bir canlı için uygun yuva alanı her yerde bulunmuyor. Bu nedenle türün devamlılığının sağlanması için yaşam alanlarının mutlaka korunması gerekiyor. Üreme alanlarında insan faaliyeti yapılmamalı veya sınırlı seviyede olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu. Arslan, elde edilen veriler ışığında gelecekte hem bölge içerisinde hem de Türkiye çapında yapılması gereken çalışmalar olduğuna dikkati çekerek, türün Türkiye geneli popülasyonu ve üreme alanlarının tam olarak ortaya çıkarılması ve Türkiye'deki tehdit faktörlerinin net olarak belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Bu çalışmaların yanında alanda düzenli olarak izleme çalışmaları yapılmasının kara akbabanın davranışı ve ekolojisi hakkında daha detaylı bilgiler vereceğini belirten Arslan, bu konuda çalışan bilim insanlarının projelerinin desteklenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

'AKBABA LOKANTASI' Avrupa’da birçok örneği bulunan akbaba beslenme istasyonu Ornitofoto Kuş ve Yaban Hayat Fotoğrafçıları Derneği tarafından akbabaları koruma projesi kapsamında 2012 yılında BOLU'nun Dörtdivan ilçesinde Sorkun köyünde faaliyete geçmiştir. Dünyada 4 tür akbabanın (Kara akbaba, kızıl akbaba, küçük akbaba, sakallı akbaba) aynı ortamda yaşamını sürdürdüğü yerdir ve her geçen gün turistlerin ilgisini çekmektedir. Milli parklar genel müdürlüğü tarafından incelemeler yapılmış olup Köroğlu tabiat parkı için çalışmalar başlamıştır. 'Akbaba Lokantası' adıyla kurulan istasyonda, nesli tükenme tehlikesi bulunan 4 tür akbaba ile yırtıcı kuş ve memelilere besin desteği sağlanıyor. Kuş gözlemcisi ve fotoğraf tutkunlarının ilgisini çeken istasyondan çekilen fotoğraf ve videolar, vahşi doğa belgesellerini aratmıyor.

Yere inmiş bir grup kara akbaba ve leylek, Bolu Dörtdivan.

AKBABA KUŞLARININ BİLİNMEYEN ÖZELLİKLERİ Akbabalar, atmaca ile akrabalığı bir kuş türü olup, herkesce leş yiyen olarak bilir. Özellikle amerikan flimlerinde, bir çok sahne aklınıza gelebilir. Ülkemizde de görülen akbabalar, Avustralya ve Okyanus Adaları dışında ılıman, çöl ve tropik bölgeleri severler. Dünya’nın bazı bölgelerinde Akbabaların soyu tükenmektedir. En yakın örnek Hindistan ve Nepal’dir. Kursakları büyük, kel başlarıyla özellikle leş ve çöp’leri çok severler. Eğer bulamassa canlı hayvanları da avlayabilir. Bazı türleri kamlumbağalara saldırmayı bile ihmal etmez. Etle beslendikleri için, gagaları bu duruma göre güçlenmiş, hayvan derisi olsa bile kopartabilecek kadar güçlüdür. Ayakları güçlü olmasına rağmen tırnakları zayıftır. Yüksekten uçarlar, aksine görmeleri keskindir. Tek eşli bir yaşam sürdürür. Uzun ömürlü olmayan Akbabalar, avlanmanın haricinde hep beraber yaşarlar. Türkiye’de Akbabalar genelde İç Anadolu, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da görülmektedir. Amerikan Kara Akbabası: Kafası tamamen kel ve siyahtır.Boyunları uzun ve tüylüdür. 60 cm’ye kadar uzayabilen Amerikan Kara kuyrukları ve bacakları kısadır. Kral Akbaba: Güney Meksika ve Arjantin’de yaşayan bu akbabalar boyun ve baş kısmı kırmızı parlak bir renge benzer. Ayrıca Gözlerde kırmızıdır.70 cm ‘ye kadar uzayabilirler. Kızıl Akbaba: Kuzey Afrika, Güney Avrupa, ve Hindistan bölgelerinde yaşarlar. Kızıl kahve renginde kabarık tüyleri vardır. Fakat yaka kısımları beyazdır. Ülkemizde de nadiren gözükmektedir. Kara Akbaba: Güney Avrupa bölgesiden Çin bölgesine kadar olan bölgede bulunan en iri olan türüdür.10 kiloya kadar çıkabilen Kara Akbaba’nın boyları ise 1 metreyi geçebilir. Mısır Akbabası: Siyah renkli olan Mısır Akbabaları, Orta Doğu, Hindistan, Kuzey Afrika ve Güney Avrupa bölgelerinde hatta Ülkemizde de görülen Mısır Akbabası kuyruğu tamamen siyahtır.

KARA AKBABALAR, EN ÇOK ZEHİRLENEREK ÖLÜYOR İspanya’dan sonra dünyada en çok Türkiye’de bulunan ve 3 metreye ulaşan kanat açıklığıyla Avrupa'nın en büyük yırtıcı kuşu olan kara akbabalar, yoğun olarak Bolu ve Eskişehir’de görülüyor. Türkiye’de sayıları 400’ü bulan kara akbabaların sadece Eskişehir’de her yıl çeşitli nedenlerle yaralanan yaklaşık 10'u tedavi edilerek yeniden doğaya salınıyor. Veteriner Mehmet Uğur Altuncu, kara akbabaların en çok çöplüklerden zehirlendiğini belirterek, “Bu hayvanlar çöplüklerde çok dolaşıyor. Çok fazla kimyasal bulaşmış yiyecek olduğu için yüksek miktarda kimyasal alıyorlar. Buralarda büyük zehirlenmelerle karşılaşıyoruz” dedi. Orman Genel Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün aldığı tedbirlerle sayıları yeniden artmaya başlayan kara akbabalar, dünyada İspanya’dan sonra en çok Türkiye’de görülüyor. Popülasyonlarının 400’e ulaştığı belirtilen kara akbabalar, daha kolay yiyecek buldukları için dağlık ve ormanlık alanlarda yaşıyor. Orman Mühendisleri Odası’nın yeni yayımladığı ‘Dev Kanatlar: Kara Akbaba’ adlı kitabındaki verilere göre, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinin yanı sıra Bolu’daki Köroğlu Dağları'nda 60 çift, Eskişehir’de yer alan Sündiken Dağları’nda ise 46 çift kara akbaba yaşıyor. Eskişehir Hayvanat Bahçesi veteriner hekimi Mehmet Uğur Altuncu, genellikle çöplerden beslenen kara akbabaların zehirlenme sonucu kendilerine getirildiğini söyledi. Bir dönem neslinin tükenme tehlikesi olan kara akbabaların ölümlerinde insan etkisinin çok büyük olduğunu belirten Altuncu, “Akbabaların tedavi için bize en çok gelme nedeni zehirlenmelerdir. Farklı farklı nedenlerden zehirleniyorlar. Bu konuda özellikle insan etkisi çok büyük. Bu hayvanlar çöplüklerde çok dolaşıyor. Çöplüklerde çok fazla kimyasal bulaşmış yiyecek olduğu için yüksek miktarda kimyasal alıyorlar. Buralarda büyük zehirlenmelerle karşılaşıyoruz. Ayrıca insanların zehirleyerek öldürdükleri hayvanların leşlerini yemelerinden dolayı, akbabalar en fazla zehirlenme sebebi ile geliyorlar. Bugün saldığımız akbaba için de yorgunluk çok büyük etkendi. Kuşlar arası bölge savaşları çok fazla var. Bölge savaşları sırasında, aşırı enerji tüketimine bağlı olarak yiyecek arama durumları zora düşüyor ve açlık durumu ortaya çıkıyor” dedi.

Eskişehir’de sık görülen kara akbabaların çoğunlukla şehirlerden uzakta ormanlık ve dağlık alanlarda yaşadıklarını kaydeden Altuncu, şöyle konuştu: “Özellikle kara akbabalar ormanlık alanları tercih ediyor. Ormanlık alanların içinden geçen yüksek gerilim hatları akbabalar için büyük tehlike yaratıyor. Uçmak için önce belli bir süre koşup sonra havalanıyor bu hayvanlar. Popülasyonlarının Bolu ve Eskişehir'de çok olmasının en büyük nedenlerinden biri, ormanlık alanların çok güzel olması ve sıcak ortamların bulunması. Dere ve göl çok sayıda olduğu için besin kaynaklarının bol olması nedeni ile daha çok buraları tercih ediyorlar. Bu bölgeleri üreme alanı olarak da çok kullanıyorlar. Özellikle akbabaları dünyanın temizlikçileri gibi düşünebilirsiniz. Doğadaki bütün leşleri en fazla yiyen kuşlar bunlardır. Bu yüzden ölü hayvanın mikroplanarak ortamı kontamine (bulaşma) etmesini en çok engelleyen hayvanlar da bunlardır. Popülasyonları ne kadar azalırsa, bizim için o kadar büyük hastalık tehdidi oluşur. Akbaba popülasyonu bizim için çok önemli. Sadece hayvanlar için değil, bizim sağlığımız için de çok önemli bir yer kaplıyorlar. Çok büyük bir döngünün çok önemli bir parçasıdır. Popülasyonunun azalmaması gerekiyor.”

Akbaba Kuşları Tehlikeli Mi? Karınları aç ise hiç bir canlı için ayrımcılık yapmayan Akbabalar fırsatçı ve tehlikelidir. Yükseklerde uçtukları için siz onları göremessiniz ama o sizi takip etmektedir. Sabırlıdır zayıf zamanda saldırıya geçer. Bu yüzden dağlık bölgelerde gezerken, açık alanlarda hareketsiz durmayın yada önleminizi alın.