Elimizdeneredeyse tek eğleme biçimi internet ve televizyon kalmış.

Koronavirüs,

Dünyayı ben dünyasından, biz dünyasına öyle bir savurdu ki!

Globallik, küresellik de neyin nesiymiş diyecek kadar oldu.

İnanılmaz bir sosyolojik durum ile karşı karşıyayız.

İnsanlık çetin bir süreçten geçiyor.

Bütün dünya bu musibetten kurtulmak için müthiş bir çaba sarf ediyor.

Bu hız,insani melekelerimiz noktasında hepimizi şaşkın ve inanılmaz hazırlıksız yakaladı.

Devletimiz büyük bir soğukkanlılık içinde ihtiyaç ve tedavi sürecini yürütmeye büyük özen gösteriyor.

Bazı şeyleri okuyarak,

Anlatarak,

Yazarak değil.

Yaşayarak görmemiz gerektiğini; anlayabildik mi.?

Bunu sağlayabildik mi

Allah bilir!

XXX

Dünya olarak;

Bilmem ki;

Kaçıncı belayı, şerri, seli, depremi, yangını, tufanı atlattık.

Daha hangi derslerle karşılaşacak, şerlerin ardından kim bilir hangi hayırlar ile buluşacağız.

Kim bilir.

XXX

Virüs dendiğinde aklımın hemen ucuna;

Ebola, Sars, Mers ve tabii Korona geliyor.

Ebola virüsü, 1976 yılında ortaya çıkmış. Ebola Nehri yakınında bir köyde meydana geldiğinden hastalığa bu isim verilmiş.

Ebola, ebemizi sormaya az kalmış, esmer Afrika’yı sevmiş dünyaya nam salmıştı.

XXX

Sars hastalığı 2002 kasım ayında Çin'de ortaya çıkan ve yine dünyanın öbür ucuna dek yayılan, bulaştırıcılık ve öldürücülüğü yüksek olan bir hastalıktı.

Çin'in Guandong bölgesinden sonra özellikle Hong-Kong, Tayvan, Kanada, Singapur, Amerika ve Kanada gibi ülkeleri etkileyerek, dünyayı sarsmıştı.

XXX

MERS-CoV virüsü, 2012 yılının Eylül ayında ilk kez Suudi Arabistan’da ortaya çıktığında,

Mers, insanları mars edemedi ama,

İki mars bir düz olmaya ramak kalmıştı.

XXX

Korona virüsünden bir pay, bir darb-ı mesel çıkarabilecek miyiz.

Mühim nokta burası.

Bence hala ders alınamadığı ortada.

Virüs sebebiyle #EvdeKalTürkiye sloganı bir seslenişten öteye geçmediği anlaşıldığı an.

Yaşlıların da bunu ihlal ettiği ve yüksek risk gurubunu oluşturduklarından 65 yaş üstü insanlara sokağa çıkma yasağı getirildi.

Mesafeyi anlayabiliyorum.

Mesafe koymaya saygı duyuyorum.

Karantina önlemlerini tatil havasına sokmanın alemini çözebilmiş değilim.

XXX

Yazımı Pazar günü evimden elimle yazıyorum.

Sabah erkenden baktım; Bolu bugün güzel bir gün yaşayacak.

Güneşli pırıl pırıl bir gün ve sıcak bir gün bizleri bekliyor.

Bugün sokağa çıkma yasağının ilk günü..

İlkokula başladığım günün heyecanını yaşar gibiyim.

Korona'yı virüsüne bıraktım.

Ekmek arası stres'imi yiyorum.

Yasak, riskli guruba ve 65 yaş üstü insanlara geldi.

Eğer ben’cilikten kurtulamaz, biz düşüncesini hakim kılamazsak;topyekün bir sokağa çıkma yasağı bizleri bekliyor olabilir.

XXX

Evde sıkılıyoruz galiba.

Evde sıkılmak, modernleriçin standart hale gelmiş onu fark ettim.

Kendimizi evde nasıl eğleyeceğimizi unutmuş gibiyiz.

Evler sanki sıkılmaktan yapılmış konutlar haline dönüşmüş.

Elektrik ve internet evde kalmanın tek çekici sebebi sanki.

Elimizde kalan tek eğlenme şekli internet ve TV gibi.

Kitap okuma,

Sohbet muhabbet onları çoktan unutmuşuz.

Beceremiyoruz artık o işi.

Covid-19’un şifası, önünde sonunda bulunur da.

Evde eğleme,

Evde eğlenme biçimi,

Evde kalma şifası, ufukta şimdilik görünmemektedir.

XXX

Yaklaşık bir yıldır; her gün 18-20 saatimi evde geçiriyorum.

Evde Kal söylemi ve pratiği bana hiç zor gelmemişti.

Hazırlıklıydım.

Annemin yemeği, diğer ihtiyaçları, ilaçları, suyu, uykusu bakımı benim sorumluluğumda.

O nedenle vaktimin büyük bir bölümü zaten evde geçiyordu.

Sadece yürüme ve alışveriş için çıktığım cadde ve sokaklar özlem olmaktan çoktan çıkmış; kendimi evde eğlemeye alışmıştım.

Demem o ki.

Bir çok kişiye göre şartlarım ve alışkanlıklarım nedeniyle avantajlıydım.

Kitaplarım,

Çiçeklerim var.

Sosyal medya dostlarım,

Evde eğlenmeye dair alışkanlıklarım var.

XXX

O değil de!

Bu korona virüsü bizi kendimize getirmeye,ben’den biz olmayı sağlayacak süreci başlatabilecek mi?

Derdim tasam o.

Evde kalmayı kabahat,

Evde kalmayı kusur,

Evde kalmayı fazlalık,

Evde kalmayı kalabalık olarak düşünenler ne yapsınlar.

Koronavirüs belasını atlattıktan sonra..

Sokakta kalmayı,

Karantinayı tatile benzetmeyi,

Seferberliği yağmaya çevirmeyi marifet sayanlar az değil.

Kendi benlik ve bencilliklerinin esaretiyle hareket edenleriçin sosyolojik bir araştırma yapılacaktır.

Ona aklım eriyor.

XXX

Korona bir virüsten çok daha fazla işaret bırakıyor insaoğluna.

Kıyıda;

Yaratılışları itibariyle alınlarına sokağa çıkma yasağı yazılmış balıkları, sokağa çekmeye çalışanları,

Sorumsuz davrananları,

Tatilcileri,

Talancıları,

Stokçuları,

Ben’cileri,

Bencilleri hafızam almıyor.

Hani diyorduk ya!

Kral Çıplak.

Değil!

İnsanoğlu çıplak!

Dünya çıplak!

Cıscıbıl hem de!

Mustafa Nuri Gürsoy Dünya Çıplak 22.03.2020