Geçtiğimiz hafta BOFSAD Başkan’ı Hamza Canbaş, sosyal medya hesabından Kıbrıscık ilçemiz de bulunan Karaköy’den bir cami paylaşımda bulundu.

Pek çok beğeni ve yorumda aldı.

Benim de ilgimi çekti.

Sayın Canbaş’ı aradım,

Ve

Edip Akbayram’ın MEMED EMMİ şarkısından esinlenerek, İLÇEYE YOLCULUK VAR, GİDEM Mİ HAMZA EMMİ?’ dedim.

Ve

Bu konu ile bilgisi olan Sayın Selahattin İkiz’i de yanımıza alarak yola çıktık.

***

ENDER BEY ve EŞİ BERRİN HANIM

Çam ağaçları ile dolu yüksek tepeleri aştık, Aladağ’da bulunan ve eskiden jandarma Karakolu olarak kullanılan düzlüğe varmıştık ki, arabanın direksiyonu nu orman yoluna kırdık.

Ender Orhuner ve eşi Berrin Hanım Bahçede oturuyorlarmış, bizi görünce çok sevindiler, öyle güzel bir ortam var ki…

Çam ağaçlarının ortasında bir ev

Ve

Sessizliğin beraberinde getirdiği huzur…

Boşuna söylememiş usta Edebiyatçı Franz Kafka’ Huzur mu istiyorsun? Az eşya, az insan’ diye.

***

5 köpekleri var, 15 de kedileri…

Kafka’yı onlarda mı okumuşlar ne?

Az ama kendilerini candan seven insanların arasında huzuru onlarda yakalamışlar, kavga gürültü yok, geçinip gidiyorlar.

Köpekler bizi görünce hiç ses etmediler.

Ender Bey’e dedim ki, ‘Bozkurt’u görünce seninkiler pıştılar’

Cevap güzeldi;

‘Hocam bizimkiler dostu düşmanı bilirler’

Oturduk;

Sağolsun Berrin Hanımefendi hemen taze bir çay demledi.

İçerken Kuzgölcük köyünden Mustafa Bey geldi, ardından da, 'Tır' cı Tahsin Bey…

***

Ender kardeşimiz ve eşi Berrin Hanım tam bir doğa dostları, sanki üniformasız ormancı gibiler,

Ormanı ve doğal ortamı koruyorlar.

Oralarda bulunmaları hem o binaya can verdiği gibi, hem de kaçak avcılar için de bir engel teşkil ediyor.

Keşke bu tür binaları Ender Bey ve eşi gibi orman ve doğa dostu insanlar kiralasalar.

Berrin Hanımefendi, Ender Bey,

İyi karşılayıp, iyi ağırladınız ve iyi uğurladınız, ev sahipliğiniz için teşekkür ederiz.

MİNARENİN ÂLEMİ

Vardık Karaköy’e, uzaktan

‘Minarenin âlemi
Kaşa çekmiş kalemi
Bu güzellik sendeyken
Yakar cümle âlemi’
dediği zamanları artık geçirmiş, yaşlılıktan beli bükülmüş bir minare karşıladı bizi.

İlginç bir cami idi

Hani derler ya, ‘Dışarıdan baktım yeşil türbe, içine girdim estağfurullah tövbe’ diye.

Terk edilmiş Karaköy Camisine dışarıdan baktığınızda, zaten yeşil türbe filan görmüyorsunuz, sanırsınız kialalade ve ha yıkıldı yıkılacakmetruk bir köy evi.

Ama

Ya içi?

***

SANAT ZAMANA YENİLMEMELİ

Tavandaki AHŞAP İŞLEMELERİ duvarlardaki ayetleri, minyatürleri, hat sanatını ve boyaların canlılığını görünce şaşırdım.

Gördüğüm şu; farklı bir cami, bakıma alınsa, reklamı iyi yapılsa pek çok insanın bu camiyi görmek için geleceğine eminim.

Niye sahipsiz bırakılmış bunu da anlamış değilim.

Sayın Selahattin İkiz bu caminin 2012 tarihinde zamanın Müze Müdürü Mustafa Güneş’ e bildirdiğini

Ve

Tescilinin yapıldığını söylüyor.

Ama

Bence sadece tescil yeterli değil.

Kıymetli ellerin yapmış olduğu cami içinde bulunan el oyması ahşaplar

Ve

O kıymetli ellerin yapmış olduğu tavandaki sanat zamana yenilmemeli.

***

MİNARENİN TEPESİNDEKİ ÂLEM KIYMETLİ

Kendi kendimize ahkâm kesmek olur mu?

‘Soralım’ dedik.

Bir kapıya gittik, baktık karşımız da sağlık memurları;koronavirüs salgını nedeni ile yaşlılara zatürre aşısı yapıyorlar.

Aşı işlemi bittikten sonra Sayın Sabri Rozan ve yoldaşı Meryem Hanım’ a camiyi sorduk.

Sabri Bey;

‘77 yaşındayım, bu camiyi bilirim, babam da bilirdi, yeni bir cami yapınca eskisi garip kaldı ’ dedi.

Ne derece doğru bilmem

Ama

‘Minarenin tepesindeki alem kıymetli, çalmaya gelmişlerdi, kovaladık’ bile dedi.

Malumunuz Kıbrıscık garip kalmış bir ilçemiz, köyleri de öyle.

Yazımıza konu olan Karaköy, 15O haneden 50 haneye düşmüş, eğer bu cami onarılsa, birde hikâyesi anlatılsa, epey gelen gideni olur diye düşünüyorum.

***

NATO YAPMIŞ

Kıbrıscık’a gidip de, Belediye Başkanı Emin Tekemen’e uğramamak olur mu?

Karaköy’ den çıktık ana yola, Allah var devlet öyle güzel yollar yapmış ki; kaymak.

Ancak

Bir ara yol bozuldu

Sayın Canbaş’a dedim ki,’ bu ne hal?’

‘Hocam buraya kadar devlet yolu idi, bundan sonrası Kıbrıscık Belediyesine ait.’

Anladım…

Belediyenin bu yolu yapacak bütçesi yoktu

Şöyle Kıbrıscık’a 1-2 kilometre kala yol bu defa yine kaymak gibi oldu.

Bu yolu da NATO yapmış.

***

DAĞ EVLERİ

‘Bekledim, gelmediniz öğle yemeğini beraberce yiyecektik’ Dedi Sayın başkan,

Dedik ki, ‘Biz o görevi yaptık, teşekkür ederiz.

Ama

Kahvenizi içeriz.’

Sade kahvelerimizi içerken, Kıbrıscık’ı konuştuk; Cuma Deresi ve Garip Medreselerini, peri bacalarını, mağaraları ve kiliseleri…

1200 metre rakımda, temiz atmosferi ile solunum yolları ve romatizmal hastalıklara deva olan ardıç ve çam ağaçlarının arasında doğal bir konaklama merkezi olan dağ evlerini…

***

KALSEDON TAŞI

Başkan’a’Kalsedon diyetaş varmış, işliyor,kolye, yüzük ve küpe yapıyormuşsunuz’ dedik,

Başkan, ‘Anlatmak başka, görmek başka, gidelim görelim’ dedi.

Gittik.

Taşlar nasıl işleniyor yerinde gördük.

Küpe, yüzük, kolye olarak kullanılabilecek bir hale getirilen Kalsedon taşının baş ağrısına, öksürüğe, nazara, uykusuzluğa ve strese iyi geldiğine inanılıyor.

Erzurum’un Oltu, Eskişehir’in Lüle taşı nasıl bir marka haline getirilmişse, bu taş da Kıbrıscık için bir marka olabilir.

Ama

Sahip çıkılırsa, desteklenirse…

***

DEVEÖREN KÖYÜ

Kıbrıscık’ta dolaşırken bir baktım bir veteriner, tabelasında ‘İLGEN VETERİNER KLİNİĞİ’ yazıyor.

Hemen içeriye girdim,sordum; ‘Profesör Abdülkadir İlgen Hocamı tanır mısın?’

‘Amcam’ dedi.

Hocamızın yeğeni imiş, Fuat…

Hemen hocamı aradım, dedim ki; ‘Kıbrısçık’tayım.’ Niye geldiğimizi de izah ettim.

Dedi ki;

‘Gelmişken benim doğduğum köye de gidin, orada da bir cami var, orayı da görün.’

Deveören Köyüne de gittik,

Caminin bahçesinde Ali Doğaner, Selami Özdoğan, Hikmet Kahraman, Mehmet Çelebi, Ziver Bey, Erhamin Koç ile hal hatır ettikten sonra camiyi de gezdik.

Hani bizim Bolu Merkezde tarihi bir camimiz var, İmaret Camisi, tavan işlemeleri mükemmeldir.

Ama

Deveören Camisinin tavanını boydan boya kaplayan ahşap tavan işlemeleri, mükemmel değil, muhteşem.

Meraklıları mutlaka bu camiyi de görmeliler.

***

Kıbrıscıklı pek çok dostum var, pek çoğu ile de tanışıklığım, hepsi de kıymetli ve ‘iyi ki tanımışım’ dediğim kültürlü insanlar.

İşte bu insanların doğup büyüdükleri Kıbrıscık İlçemize…

Evet

Bir itirafta bulunuyorum şu anda, bir ayıbımı paylaşıyorum.

İlk defa gittim.

İyi ki de gitmişim.

16.09.2020

Muharrem Demirel